Atatürk ile ilgili 19 Soru

Share

Atatürk’le ilgili 19 Soruya Cevabım

Edip Yüksel
24 Ekim 2012
www.19.org

Mustafa Kemal Atatürk 19

 

ZEKİ ÇÖZEN: Merhaba Edip Selamlar, Son makalende Mustafa Kemal Atatürk ve 19 meselesini incelemişsin. Konuyla ilgili 19 sorum var:

1- “Neden Mustafa Kemal Atatürk’ün en çok tartışılan ve en meşur ve en etkili sözü olma niteliği taşıyan “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözünü oraya yazmadın?

Selam Zeki. Bu söze katılmadığım için eklememiş olabilirim. Ancak söz konusu bölümü İlginç Sorular 1 adlı kitabıma 1985 yılında yazdığım vakit o sloganın 19 harfe sahip olduğunu bilmiyordum. Sonradan öğrendim… Atatürk’e nispet edilen birçok söz var… Doğum veya ölüm tarihi gibi objektif ve hayati bir özelliği yok… Bu söz, Osmanlı firavunları tarafından aşağılanan Türklere özgüven vermeyi amaçlamış olabilir ve zamanında birleştirici bir üst kimlik oluşturmuş olabilir. Ancak Türkiye’deki hükümetlerin Kürtlere yönelik paranoyakça yaklaşımı ve zorla asimilasyon politikası doğrultusunda işlenen Kürtlerin varlığının inkarı, katliamlar, zorunlu göçler, dil yasağı, faili meçhul cinayetler, hapisler, işkenceler ve köy yakmalar sonucu bu slogan kirlenmiş bulunuyor. Birleştirici rolünden fazla bölücü ve ırkçı bir fonksiyona sahip…

2-Rahatsız mı oldun?

Evet, bu sözden rahatsız oldum, oluyorum ve inşallah olacağım. Sen benim rahatsızlığımdan rahatsız oluyorsan bu da senin seçimin 🙂

3-İmanın mı sarsıldı?

İkinci soruyu ikinci kez farklı kelimelerle yöneltiyorsun. Hayır… Eğer keyfi bir seçim olarak görmeseydim üzerinde düşünürdüm. Tabi illa senin gibi düşüneceğim anlamına gelmez.

4-Ön yargısızlıktan ödün veresin mi geldi?

İkinci soruyu üçüncü kez farklı kelimelerle yöneltiyorsun.

5-Daha önceki ırkçı söylemlerinle mi çatıştı?

İkinci soruyu dördüncü kez farklı kelimelerle yöneltiyorsun. Ayrıca hatalı bir soru. Buradaki mahkemelerde bu tür “kompleks sorular” sordurulmaz. Formel olmayan mantık hataları arasında listeleriz bunu. Zira soru içinde bir suçlama var. Soruya “evet” de desem “hayır” da desem senin uyduruk suçlamanı, yani “ırkçı söylemleri” kabul etmiş olacağım. Benzeri bir soruyla sana ders vereyim: “Beşinci sorun daha önceki aptalca sorularından farklı mı?”

6-Daha önce sözlükten Türk sözcüğünün anlamına bakmadığın için mi kafan karıştı?

Yanımdaki 1988 tarihli TDK sözlüğünde Türk şöyle tarif ediliyor:

Türk öz. is. 1. Türkiye Cumhuriyet sınırları içinde yaşayan halk ve bu halktan olan kimse “Ne mutlu Türküm diyene!” – Atatürk. 2. Asya ve Doğu Avrupa’da yaşayan, Türkçenin çeşitli lehçelerini konuşan soy ve bu soydan olan kimse.

İşte Türk-Kürt çatışmasının kısa özeti… İki yüzlü bir kelime. “Çevir domuzu yanmasın” Politikacılar işlerine gelince bazen birinci tarifi bazen de ikinci tarifi kabul ediyorlar…

7-Türk Dil Kurumu’nün Güncel Türkçe sözlüğünde Türk sözcüğünün anlamlarını okuyabilir misin?

Eğer yukarıdaki gibiyse, yukarda ifade ettiğim gibi Türkiye’deki ırkçı politikanın kaynağını özetler. Eğer farklıysa, bunu özetlemekle kalmıyor, ırkçı politikacılar tarafından suiistimale açık iki anlama sahip Türk kelimesinin zaman içinde başka anlamlar da yakıştırılarak ikiden fazla tanımlamalar ile suiistimalleri ve zulümleri sahtekarlıkla devam ettirmek için kullanıldığını gösterir. Hangisi?

8-TDK ile Mustafa Kemal Atatürk arasındaki bağlantıyı kurabiliyor musun?

Kuruyorum, ama onun Ruhunun vefatından sonra üretilen sözcükler ve anlamlar üzerinde tasarruf sahibi olduğuna senin inanmadığını sanıyorum.

9-Ziya Gökalp’in, Orhan Türkdoğan’ın, Sinan Meydan’ın eserlerini okuma cesareti sergileyebiliyor musun?

Yine, cevap verilmemesi gereken kompleks bir soru. Ziya Gökalp’ın yazılarını lisedeyken okumuştum. Basit ve realiteyle çelişkili gelmişti.. Nitekim aradan geçen zaman içinde bu ideolojinin ürününün ne olduğunu gördük: faşist politika, zorla asimilasyon, Kürtlerin varlığının inkarı, dillerinin yasaklanması, katliamlar, ceza evleri, işkenceler, JİTEM, korucular, faili meçhuller, PKK, köy yakmalar, heronlar, iç savaş… !

10-Sömürgeci bir ülkede yaşamak seni rahatsız eder mi?

Evet ediyor. Faşist bir ülkede yaşamak nasıl rahatsız ediyorsa. Ama bu sömürgeci ülkede en azından bireysel olarak sömürgecileri burada yayımlanan İngilizce makale ve kitaplarımda, konferanslarda, ders verdiğim sınıflarda ABD’nin kanlı emperyalizmini ve terörünü lanetleyebiliyorum. Hatta bunu Ground Zero’da da kalabalığa meydan okuyarak haykırabiliyorum. Dilersen yotube’teki Running Like Zebras adlı İngilizce dokümanter filmin son bölümünü izle!

11-Gerçekten kime hizmet ediyorum diye düşündün mü?

Tevhid, kritik düşünme, adalet, barış ve özgürlük… Bu değerlerin dünyada gelişip yerleşmesine hizmet ediyorum.

12-Şahsi tecrübelerini Kur’an tercümesine eklemenin bir anlamı var mı?

Biraz var. Zira tercüme eden bir insandır, robot değildir, fildişi kulesinde yaşayan mükemmel objektif bir akademisyen değildir. Tercümeye ister istemez kişisel tecrübesinin etkileri olacaktır. Ancak, hayat hikayemi oraya koymasaydım daha iyi olurdu. Yayıncıyı geçenlerde aradım ve onu oradan çıkarmasını önerdim. Düşünelim dedi. Birçok okuyucu o birkaç sayfayı çok olumlu buluyormuş…

13-Gerçekten kime hizmet ettiğini sorguluyor musun?

Yukarıdaki 11’inci sorunun tekrarı… Ya ciddi bir hafıza problemin var, ya OCD ya da çok asabisiniz. Her hâlükârda Rabbim sana şifa versin, gönlünü genişletsin… Ben de bazen böyle davrandığım için biliyorum. Aynı duayı kendim için de yaparım.

14-Mustafa Kemal Atatürk Tokyo Cami’sini neden yaptırmış olabilir?

Bilmiyorum, işitmedim. Eğer Tokyo’da cami yaptırmışsa müslüman bir adammış demek.

15-Mustafa Kemal Atatürk sence nasıl ve hangi hastalıktan öldü?(Emin misin?)

Resmi kaynaklarda siroz hastalığından öldüğünü öğrendim. Resmi kaynakların birçok konuda yalan söylediklerini, tarihi bazı gerçekleri gizleyip çarpıttıklarını biliyorum, ama Atatürk adına zorbalık yapacak derecede Atatürkçü olan kurumların Atatürk düşmanlarına koz verecek bir yalanı uydurabilecekleri konusunda tereddütlerim var… Elbette emin değilim.  Ayrıca bir Müslümanın alkol kullanması bir günahtır ama onu Müslümanlıktan çıkarmaz. Alkol kullanma ile Allah veya elçisi adına hadisler, rivayetler, siyerler, hikayeler, şeriatlar, mezhepler, tarikatlar uydurma arasında kategorik bir fark var. Birincisi günah, diğeri ise affedilmeyen en büyük suç: şirk ve zulüm. Atatürk Kurtuluş savaşından sonra, Allah’ın “en zalimler” diye nitelediği bu ruhbanlar, bu din tüccarları cahillere karşı mücadele verdi.

16-Türk sözcüğüyle Müslüman sözcüğü neden özellikle gayrimüslimler tarafından özdeşleştiriliyor?

“Gayrimüslimler” özdeşleştiriyorlarsa bu onların cehaletini gösterir. Dahası, Kuran’a ihanet eden bebek katili ve şımarık sultanların liderliğindeki emperyalist Osmanlı devletinin ülkelerini Allah Allah nidalarıyla işgal ve talan etmelerine, çocuklarını kaçırıp Yeniçeri yapmalarına karşı gösterdikleri tepkiyi ifade eder. Nitekim Avrupalılar Müslüman ve Türk sözcüğü ile Barbar sözcülüğünü de özdeşleştiriyorlar…  Senin mantığına göre Türkler hem Müslüman hem de Barbar olmalı… Şu anda aynı soruyu Araplar sorup hava atabilirler. Arap = Müslüman diye!  Zira, Amerika başta olmak üzere birçok Hristiyan ülkesinde Müslüman denince akıllarına hemen Araplar geliyor…

17-Türk olduğunu bilsen Türk’üm diyebilir misin?

Derim… Bunu diyen birçok yakın arkadaşım var ve ben bundan hiçbir vakit alınmadım. Aksine dil, kültür ve etnik farklılığın, yani insanlık gökkuşağının takdir edilmesi gereken bir nimet olduğuna inanıyorum. Nitekim Kuran bunu net bir biçimde bize hatırlatır (30:21; 49:13). Ama Kürt oluşumu göğsümü hindi gibi kabartarak söylemem. Aslında normal bir durumda Kürt oluşum aklıma bile gelmez… Ancak birlikte yaşadığım bir başka etnik grup ırkçılık yapsa ve bana Kürt olduğum için dilimi ve zararlı olmayan kültürümü zorla unutturmaya ve kendi dilini ve kültürünü bana ve benim gibi Kürt olanlara zorla dayatmaya çalışsa o zaman Allah’ın ayetlerinden biri olan dilimi, kişisel onurumu ve haklarımı korumak için mücadele veririm. Irkçı Türklerin attığı palavradan sloganları söylemem. Nitekim ben Kürdüm, ama bunu bir övünme konusu yapmam.

18-Sence Türk olmanın şartları nedir?

Kafasını Türk kelimesine takmış birisine sormalı. Bana ne koşullarından. Benim Türk olma gibi bir derdim yok… Dikkat edersen ban sana Kürtlüğü dayatmadım. Sana Kürt olmanın koşullarını sormadım; sormam. Bana önerdiğin TDK sözlüklerinde bile farklı tarifleri var bu sözcüğün 🙂 Anlamı bile belli olmayan bir kelimenin koşulları belli olur mu ki?

19-Mustafa Kemal Atatürk yazmış olduğu tek şiirde “Türk sadece bir milletin adı değil, Türk bütün adamların birliğidir.” sözüyle ne kastettiğini anlayabiliyor musun?

Ben hiçbir dini veya milli kahramanın mukallidi ve müridi değilim. Neyi kastettiyse kastetsin burada bir saçmalık var… Türk kelimesinin anlamının bu olmadığın hem TDK sözlüğü, hem dünyadaki tüm sözlükler, hem Türkiye’deki halklar, hem TC’nin doksan yıllık iç ve dış politikası yalanlıyor. Atatürk kendi kafasında bu kelime için yeni bir anlam kurgulamış olabilir. Ama bu anlamın göle çalınan maya gibi tutmadığını biliyoruz. Sen de biliyor olmalısın.

NOT: Üslubumda size 2. tekil şahıs olarak hitap etmem ve “bey” gibi bir sıfat kullanmamam hakaret etmek için değil, yanlış bulsam da sizin üslubunuza benzer bir hitabet tarzı kullanarak empati kurabilme amaçlıdır. Kırdıysam bağışlayın.

Yok canım. Aksine ben oğullarım ve öğrencilerim dahil herkesin bana ilk ismimle hitap etmesini istiyorum. Edip ismi güzel bir isimdir. Eğer ismimi beğenmeseydim mahkemeye gider değiştirirdim.

Not: Yukarıda niye aynı soruyu farklı kelimelerle o kadar tekrarladığını öğrendim. Meğer sorularını 19’a çıkarmak için soru bulma sıkıntısı çekmişsin. İyi de her soru illa kafanı taktığın Türk hakkında mı olmalıydı? Selam, Edip

 

Share