Lawrence Krauss: Yoktan Var Olan Evren

Tüm evreni, yıldızları, atomları, molekülleri, onları yöneten yasaları, matematiği, Richard Dawkins’in ve Lawrence Krauss’un beyinlerini yaratan şeyin “yokluktaki quantum fluctuations” adındaki gizemli varlık olduğunu sanması da ilginçti. Yani varlığını ilk sebebi olan şey, her şeye gücü yeten, herşeyi yaratan, sırrını keşfedemediğimiz gizemli Yokluk Tanrısı idi. Tanrıya inanmadığını iddia ediyorsa da atomlar sayısınca tanrılara inanıyor bizim Lawrence. Farkında bile değil… En büyük tanrısı da rastgele evren(ler) ve ateist beyinler yaratan akılsız bir yokluk, yani quantum fluctuations imiş. Ateistlerin buna inanmaktan başka çaresi var mı? “İman ettik yokluğa. Yok’tan geldik Yok’a gideceğiz” 🙂

Kumarbaz Hawking

Aynı Hawking şimdi Tanrı ile bahse giriyor ve Ona zaman ve zeminde zar attırmaya kalkışıyor. Bizim ateistler de daha önce girdiği iki bahsi de kaybeden karadelikçiden yana ebedi hayatlarını bahse sokuyorlar. Ateistler, “karadelik bilgi paradoxu” ile ahenkli bir biçimde kazanmak için her gün dua etmeli galiba 🙂

Felsefe Köyü

Felsefe, Philo + Sophi (Sevgi + Hikmet), yani Hikmet Sevgisi, Gerçeği Arama veya Gerçeği Bulmak için Sorgulama Sevgisi demek.
Gazali’nin felsefeyi eleştiren felsefesi yani “yamyam felsefe” ile yetişenler Sophizm’i Philosophy ile karıştırıyorlar. Sofistler para için her şeyi savunan avukatlardı. Türkiye’de halkın çoğunluğu, hatta üniversite mezunu dindar gençlerin çoğunluğu, mantık hataları ile malul iddialarını milli veya dini hormonlar katarak halka yutturabilen, gerçeği örterek veya çarpıtarak yanlış ve haksız tezleri savunan sofistleri, cerbeze ustalarını felsefecilerden ayıramamaktadırlar…
Sokrates, Plato, Aristo, Aquinas, İbni Sina, Ibni Rüşd, Descartes, Berkley, Kant, Hume, Leibnitz, gibi nice felsefecinin tartışmalarını incelemeden, onları dudak bükerek reddeden bir adamı içi bal dolu bir fıçıya don-atlet daldırdıktan sonra bir ormanın ortasına eşek arılarına ziyafet olarak bırakmayı öneriyorum 🙂 Ne dersiniz? Ateistlerin büyük çoğunluğu da mezhep ve tarikat müritleri gibi mukallit… Yahu ne yapacağız bu sevimli mukallit kardeşlerimizi? Bence acilen halka açık bir felsefe okulu açmalıyız… Hastane kadar önemli bir hizmet… Şehir dışında olmalı… Oraya gelen en az bir günü geçirmeli orada. Tercihen hafta sonunu… Tulumuyla ve battaniyesiyle gelmeliler… Zaten bir gün orada derslere katılan bir mukallit, eğer beyninde fizyolojik bir problem yoksa bir daha kolay kolay mukallit olamaz. En azından hayatının geri kalan kısmını ipten saptan kopmuş biri olarak şaşkın şaşkın dolaşır.
Hani mürit ve mukallit olarak bir sahtekârın ve firavuncuğun cemaatına veya tarikatına kölelik yaparak onları güçlendirmez. Dahası şaşkın olduğunun farkına varması bile çok önemli bir adımdır. Zira, her şeyi bilmediğinin, hele epistemoloji ve metafizikle ilgili konularda şaşkın olduğunun farkında olmak önemli bir bilgidir. Dogmatik bir fanatiğin yanlışını görmesi ve yeni bir şey öğrenme şansı yoktur ama belli bir konunun cahili ve şaşkını olduğunu bilen bir agnostiğin günün birinde pusula arama, bulma ve kullanma şansı vardır.

Said’in Sobası ve Ateistler

Said-i Nursi’yi en çok eleştirenlerden biriyim. Özellikle teolojik hezeyanlarını ve çelişkilerini… Ama bu adamın samimiyet ve cesaretine, doğal zekasına, maruz bırakıldığı zulümlere karşı direnişine ve buna rağmen sergilediği barışçı tavrına saygı gösteriyorum ve sizi de buna davet ediyorum. Ateist olmanız insafsız ve vicdansız olmanızı gerektirmez sanırım. Zira insaf ve vicdan sahibi ateist arkadaşlarım oldu: hem hapishanede hem de hapishane dışında!

Ateist Müritlerin Soruları

Bir dinin veya mezhebin doğmalarını sorgulamadan izleyen kör mukallit veya müritler ile bazı ateistler arasında aslında büyük bir benzerlik var. Bir ateist aklınca Tanrı’nın varlığını sorgulayan 6 adet “güzel soru” bulmuş ve Facebook’ta zekâsına hayran olmuş. Bu tür soruları ciddiye alan birçok ateistle karşılaştığım için kendisine benzeri sorularla ayna tuttum:

Kör Saat Gözlemcileri veya Peyniri Koklamak: Evrimde Akıllı Tasarım için Akıllı bir Tartışma

Kör Saat Gözlemcileri veya Peyniri Koklamak: Evrimde Akıllı Tasarım için Akıllı bir Tartışma Edip Yüksel (Orijinalini İngilizce yazdığım ve Quran: a Reformist Translation kitabının son bölümüne eklediğim, Blind Watch-Watchers or Smell the Cheese: An Intelligent and Delicious Argument for Intelligent Design in Evolution adlı makalemin çevirisidir. Bu makaleyi gönüllü olarak çeviren ve ilk müsveddesini hazırlayan …

Continue reading ‘Kör Saat Gözlemcileri veya Peyniri Koklamak: Evrimde Akıllı Tasarım için Akıllı bir Tartışma’ »