Diyanet ve Yoksullar

Share

Diyanet ve Yoksullar

Edip Yüksel
27 Ocak 2013
www.19.org

 Diyanet İşleri Başkanlığı

“Edip buna ne diyorsun? Niye bunu alkışlamıyorsun?” diye merak edenler oldu. Cevap vereyim:

Hayır alkışlamıyorum. Devlet elbette yoksullara yardım etmeli ama bunu din kisvesi altında yapmamalı. Zira din ve diyanet devletin kontrolünde olmamalı. Ne zaman ki bir devlet din adamlarını istihdam eder o zaman din bir afyon olur ve diyanet kurumu bir afyon üretim ve dağıtım kurumuna dönüşür. Diyanet İşleri başkanı devletin tüm kirli işlerine fetvalar uyduran bir şeyhülşeytan olur.

Çeşitli mezheplerden dindarların, namaz kılanların veya kılmayanların, ateistlerin, deistlerin, Ermenilerin, Yahudilerin, Hristiyanların vergileri devletin seçtiği bir dinin veya mezhebin memurlarına, kurumlarına ve binalarına harcanmamalı.

Düşünün. Siz, çoğunluğu Katolik olan on milyonluk bir ülkede yaklaşık bir milyon nüfusa sahip sünni bir azınlıksınız. O devlete vergi veriyorsunuz. O devlet papazlara maaş bağlasa ve kiliselerin masrafını karşılasa ve bu yetmiyormuş gibi o kiliselerin aynı zamanda yoksulların sığınma evi olarak kullanılması için bütçe ayırsa…

Böyle olunca, devlet tarafından desteklenen ve devletin resmi propaganda merkezleri ve yasaları vaftizleme merkezleri olarak kullanılan camilerin veya kiliselerin mağdur insanları en zayıf anlarında yakalayıp bu propagandanın gücünü daha da arttırmalarını ve bu yolla onları Sünni, Şii, veya Katolik din ve mezheplerine şükran borcu yaşatmalarını hukuki, felsefi, sosyal ve politik açıdan problemli ve zararlı buluyorum.

Camiler özel grupların ve cemaatlerin işlettiği kurumlar olursa sorun görmüyorum. Farklı cemaatler, dinler, mezhepler, felsefi veya politik gruplar kendi imkanlarıyla diledikleri gibi yardım yapsınlar. Onları ahlaken eleştirebiliriz, ama hukuki olarak bir sorun olmaz.

Share