Her Topluma Elçi

Share

Her Topluma Kendi Dillerini
Konuşan Elçiler Gönderilir

Edip Yüksel
15 Ağustos 2013
www.19.org

Elçinin Dili - Ateistler

Yukarıdaki resmim üzerine yerleştirilmiş ayet meğer ateistlerin en çok kullandığı ve verilen cevaplardan tatmin olmadıkları ayetlerden biriymiş. Ayetin çevirisini okur okumaz sorunu fark ettim. Kuran’daki Nebi ile Resul kelimelerini birbirine karıştıran Sünniler elbette ateistlerin bu sorusuna cevap vermekte zorlanacaklardır.

Demek ki Sünnilerin nebi (peygamber) ve resul (elçi) kelimelerinin anlamını tahrif etmeleri ateistler tarafından fark edilmiş. Aferin ateistlere… Buradaki çelişki hadis ve sünnet izleyicilerinin tahrif ve inkârı sonucudur. Beş madde ile özetleyebilirim:

1. ÇEVİRİ HATASI: İbrahim 4, yani 14:4 ayetindeki “peygamber” kelimesi yanlış çeviridir. Ayette kullanılan kelime “resul” yani “elçi”dir. Nebi, kitap getiren elçi için kullanılır ve Türkçeye Farsça karşılığı olan peygamber (haber getiren) olarak geçmiştir. Resul ise ilahi mesajı tebliğ edendir. Her nebi resuldür ama her resul nebi değildir. Bir başka ifadeyle her peygamber elçidir, ama her elçi peygamber değildir.

14:4    Biz her elçiyi ancak halkının diliyle göndeririz ki onlara bildirebilsin. ALLAH dileyeni/dilediğini saptırır, dileyeni/dilediğini de doğruya ulaştırır. O, Güçlüdür, Bilgedir.

2. AÇIKLAYICI ve TAMAMLAYICI DİĞER AYETİN İHMALİ: Allah her kente olmasa da, farklı diller konuşan tüm uluslara elçiler gönderir.

25:51 Dileseydik her kente bir uyarıcı gönderirdik.

16:36 Her bir toplum içinde, “ALLAH’a hizmet edin ve azgınlıktan/küstahlıktan sakının“ diyen bir elçi gönderdik. Onlardan kimine ALLAH yol gösterdi, kimi de sapıklıkta kalmaya mahkûm oldu. Yeryüzünü dolaşın ve yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna dikkat edin.

35:24 Seni bir müjdeci ve uyarıcı olarak gerçekle gönderdik. Her toplum içinde mutlaka bir uyarıcı gelmiştir.

3. AYETİ TAHRİF: Muhammed peygamberden 200-500 yıl sonra cahillerin ve sağdan yanaşan şeytanların uydurduğu Hadis/Sünnet öğretilerini Kuran’a ortak koşan müşrikler, ayetteki “son” kelimesinin yerini değiştirerek Allah’a iftira etmişlerdir. Muhammed son elçi değildir. Muhammed Allah’ın resulüdür (elçisi) ve nebilerin (peygamberlerin) sonuncusudur.

33:40  Muhammed, adamlarınızdan herhangi birisinin babası olmadı. Ancak o ALLAH’ın elçisi (resulü) ve son peygamber (nebi) oldu. ALLAH her şeyi iyi bilir.

4. İLGİLİ AYETLERDEN DERS ALMAMA: Daha önceki elçiyi “Son Resul (elçi)” ilan edip bahane göstererek Allah’ın gönderdiği yeni elçileri inkâr etmek müşriklerin geçmişte de kullandığı bir inkâr yöntemiydi.

40:26 Firavun dedi, “Beni bırakın Musa’yı öldüreyim de o da Efendisine yalvarsın. Sizin dininizi değiştireceğinden veya yeryüzünde kötülük çıkaracağından endişeleniyorum.”

40:27 Musa dedi, “Ben, hesap gününü onaylamayan her azgından Efendime ve sizin Efendinize sığındım“ dedi.

40:28 Gerçeği onayladığı halde Firavunun tarafından onaylamasını gizleyen bir adam dedi ki, “Siz ‘benim Efendim ALLAH’tır’ diyen bir adamı mı öldüreceksiniz? Halbuki size Efendinizden apaçık deliller getirmiş bulunuyor. Yalancı ise, bu onun problemidir; yok doğru sözlü ise onun size anlattıkları gerçekleşir. Kuşkusuz ALLAH sınırı aşan yalancıları sevmez.”

40:29 “Ey halkım, yönetim bugün sizindir ve ülkede siz egemensiniz. Ancak ALLAH’ın hışmı bize gelirse kim ona karşı bize yardım edebilir?“ Firavun da, “Size kendi görüşümü öğütlüyorum; size doğru yolu gösteriyorum“ dedi.

40:30 Gerçeği onaylayan adam dedi ki, “Ey halkım daha önceki partilerin günü gibi bir sonuca uğramanızdan korkuyorum.”

40:31 “Nuh, Ad, Semud ve onlardan sonrakilerin durumu gibi. Elbette ALLAH kullara haksızlık etmek dilemez.”

40:32 “Halkım, sizin için Toplanma Gününden korkuyorum.”

40:33 “O gün arkanızı dönüp kaçacaksınız; ancak sizi ALLAH’tan koruyacak yoktur. ALLAH’ın saptırdığına yol gösteren bulunmaz.”

40:34 Daha önce Yusuf da size apaçık delillerle gelmişti; fakat size getirdiği mesajı sürekli olarak kuşku ile karşılamıştınız. Nihayet o ölünce, “ALLAH ONDAN SONRA ELÇİ GÖNDERMEYECEKTİR (O SON ELÇİDİR)“ DEMİŞTİNİZ. ALLAH, kuşkuda sınırı aşanı böylece saptırır.”

40:35 ALLAH’ın ayet ve mucizelerine karşı, hiçbir delile sahip olmadan tartışanlar, hem ALLAH katında ve hem de gerçeği onaylayanlar katında büyük bir öfkeye muhataptır. ALLAH her kibirli zorbanın kalbini işte böyle mühürler.

40:36 Firavun dedi ki, “Haman, benim için bir kule dik de yollara erişeyim.”

40:37 “Göklerin yollarına… Böylece Musa’nın tanrısına bir bakayım. Onun bir yalancı olduğunu onaylıyorum.” Firavunun kötü tavrı kendisine böyle süslenmişti ve böylece yoldan çıkarıldı. Firavunun planı elbette boşa çıkacaktı.

40:38 Gerçeği onaylayan adam dedi ki, “Ey halkım, beni izleyin ki size doğru yolu göstereyim.”

40:39 “Ey halkım, bu dünya hayatı geçici bir geçinmedir. Ahiret yurdu ise ebedi bir duraktır.”

40:40 Kim kötülük işlerse kendisine ancak onun kadar bir ceza verilir. Erkek veya kadın kim gerçeği onaylamış olarak erdemli işler yaparsa onlar bahçeye girerler ve orada hesapsız olarak nimetlenirler.

40:41 “Ey halkım, neden ben sizi kurtuluşa çağırırken siz beni ateşe çağırıyorsunuz?“

40:42 “Siz beni ALLAH’a karşı nankör olmaya ve hakkında bilgim olmayan şeyleri ona ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Bense sizi O Üstün ve Bağışlayıcı olana çağırıyorum.”

40:43 “Kuşku yok ki, beni kendisine çağırdığınız şeyin ne dünyada ne de ahirette bir dayanağı yoktur. Dönüşümüz ALLAH’adır. Sınırı aşanlar, cehennemi boylayacaktır.”

40:44 “Size bu söylediklerimi ileride hatırlayacaksınız. Ben işimi ALLAH’a bırakıyorum. ALLAH kullarını Görendir.”

5. KURAN TÜM DÜNYAYA GÖNDERİLDİ ve DİĞER DİLLERE ÇEVRİLMELİ.

6:19    Sor: “Kimin tanıklığı büyüktür?“ De ki: “Benimle sizin aranızda ALLAH tanıktır. Sizi ve ulaştığı herkesi uyarmak için bana bu Kuran verildi. ALLAH’tan başka tanrı olduğuna mı tanıklık ediyorsunuz?“ “Ben böyle tanıklık etmem“ de ve ardından şunu da söyle: “O bir tek tanrı, ben sizin ortak koştuğunuz şeyden uzağım.”

41:44  Onu yabancı dilde bir Kuran kılsaydık, “Onun ayetleri açıklanmalı değil miydi?“ diyeceklerdi. İster yabancı dil, ister Arapça olsun, de ki “O, gerçeği onaylayanlar için (dilleri sözkonusu olmaksızın) bir rehber ve şifadır. Gerçeği onaylamayanların ise kulaklarında ağırlık vardır. Sanki uzak bir yerden sesleniliyor gibi onlara kapalıdır.”

6. ALLAH’IN GÖNDERDİĞİ AYETLERE/MUCİZELERE KÖR VE SAĞIR KESİLMEK.

O halde İngilizce konuşan, Çince konuşan, Farsça konuşan, Türkçe konuşan uluslara da elçiler gönderilmiştir, gönderilecektir.

6:4 Onlara Rab’lerinin ayetlerinden (delil ve mucizelerinden) hangi bir ayet gelmişse ondan yüz çevirmişlerdir.

6:5 Kendilerine gerçek gelince onu yalanladılar. Alay ettikleri şeyin haberleri yakında kendilerine gelecek.

6:25 Onların bir kısmı seni dinler. Fakat, kalpleri üzerine anlamalarına engel olacak örtüler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Her bir mucizeyi görseler de ona inanmazlar. Bundan ötürü sana geldiklerinde seninle tartışır ve inkarcılar, “Bu ancak bir efsanedir,” der.

6:26 Kendileri uzaklaştıkları gibi başkasını da ondan menediyorlar. Böylece farkında olmadan kendilerini mahvediyorlar.

6:104 Rabbinizden size aydınlatıcı bilgiler gelmiş bulunuyor. Kim görürse kendi yararına, kim körlük ederse kendi zararınadır. Ben üzerinize bekçi değilim.

6:158 Kendilerine meleklerin gelmesini mi, yoksa Rabbinin, yahut Rabbinin bazı işaretlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin bazı işaretleri geldiği gün, daha önce inanmamış veya imanında bir hayır kazanmamış kişiye bir yarar sağlamaz. De ki: “Bekleyin, biz de beklemekteyiz.”

7:132 “Bizi büyülemek için ne kadar mucize (ayet) getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz,” dediler.

7:146 Yeryüzünde haksız yere büyüklenenleri mucizelerimden çevireceğim. Her türlü mucizeyi de görseler inanmazlar. Doğru yolu görseler onu yol edinmezler. Ama azgınlık yolunu görseler onu yol edinirler. Zira onlar ayetlerimizi yalanladılar ve aldırış etmediler.

25:73 Kendilerine Rab’lerinin ayetleri hatırlatıldığında, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar.

27:82 Zamanı gelince, onlara topraktan mamul bir yaratık çıkaracağız; onlara, halkın ayet ve mucizelerimize inanmadığını bildirecek.*

27:83 Gün gelecek, her toplum içinde, ayetlerimizi ve mucizelerimizi yalanlayan kimseleri toplayıp süreceğiz.

27:84 Geldikleri zaman, “Ayet ve mucizelerimi bilginizle kavramadığınız halde yalanladınız mı? Yoksa yaptığınız neydi?” der.*

27:85 Haksızlık ettikleri için verilen söz başlarına gelir ve artık konuşamazlar.

29:1 A1L30M40

29:2 İnsanlar, sadece “İnandık” demeleriyle, hiç sınanmadan bırakılacaklarını mı sanıyor?

29:3 Kendilerinden öncekileri sınadık. Elbette ALLAH doğrucuları ile yalancıları birbirinden ayıracaktır.

29:4 Kötülükleri işleyenler, bizi atlatacaklarını mı sanıyorlar? Ne kötü bir yargıda bulunuyorlar.

41:53 Onun gerçek olduğu onlara apaçık oluncaya kadar onlara, ufuklarda ve kendi içlerinde ayetlerimizi (işaret ve kanıtlarımızı)göstereceğiz. Rabbinin her şeye tanık olması yetmez mi?*

74:30 Üzerinde on dokuz vardır.

 

Share