Çoktan Seçmeli Türkiye Notları

Share

 Çoktan Seçmeli Türkiye Notları

Yasin Çolak
4 Mayıs 2013
www.19.org

Gezi Parkı

 

Ergenekonun son kalıntısı, son direnişini yapıyor. Türkiye’nin iç siyasetteki huzurunu ve dış dünyadaki itibarını çekemeyen şer odakları ülkeyi bir kaosa sürüklemek için sokaklara döküldü. AKP’nin arkasındaki halk desteğine hiçe sayıp, eski jakoben ve elitist tavırlarını devam ettirmek isteyen bu zihniyet başarıya ulaşamayacaktır. Kahraman Türk polisinin gece gündüz devam eden mücadelesi Allah’ın izniyle başarıya ulaşacak ve bu teröristler işgal ettikleri yerleri gerçek sahipleri olan millete bırakmak zorunda kalacaktır.

Aldığı oya tapınarak herkesi sindirmeye çalışan hükümet son darbeyi yemek üzere. Türkiye’yi iç siyasette tektipçiliğe sürükleyen ve Ortadoğu’da Amerika’nın taşeronu yapan bu hükümetin teslimiyetçi tavrı Türkiye’nin gerçek sahiplerini sokağa döktü. AKP’nin toplumun tüm kesimlerini hizaya getirme zihniyeti başarıya ulaşamayacaktır. Milletin polisini bir cemaatin gücü haline getirmek isteyenler laikliğin ve Anıtkabir’in duvarlarına toslayacak ve bu din taciri iktidar mensupları işgal ettikleri makamları milletin esas sahiplerine bırakmak zorunda kalacaktır.

Demokrasi ve toplantı düzenleme özgürlüğü bahanesi ardına sığınarak, yüzlerinde maskeleriyle kamu mallarını tahrip eden, devletin polisine saldıran, araçları tahrip eden bu eylemci kılıklı hainler devletin gücünü sınamaya kalkışmasınlar. Türkiye artık çetelerin ve mafyaların cirit attığı bir ülke değil. Hele hele ayyaşların ülkesi hiç değil. Bugün sokaklara dökülenler bilsin ki, bu ülkenin gerçek sahipleri evlerinde tetikte beklemektedir. Sizlerin yüz bin kişiyle çıktığınız meydanlara bizler milyonlarla çıkmasını biliriz.

Demokrasiyi rafa kaldırmak isteyen, Türkiye’nin laik ve demokratik bir ülke olduğunu unutan ve halkın arasına soktuğu F tipi ajanları ve provakatörleriyle bir halk ayaklanmasını terörist eylem veya marjinal grupların işi olarak sunmaya çalışan hükümet, ülkenin gerçek sahibi olan milletin sabrını sınamaya kalkmasın. Türkiye şeyhler, müritler ve cemaatlerin cirit attığı bir ülke değildir. Hele hele kendini padişah sananların ülkesi hiç değil. Bugün, cemaatin polisini halkın üzerine saldırtanlar bilsin ki, bu ülkenin gerçek sahipleri sokaklarda nöbettedir. Bu milletin gücünü tam olarak görmediniz, bugün yüzbinlerle çıktığımız meydanlara yarın yetmiş milyon çıkmasını da biliriz.

Bugün Türkiye’de ana muhalefet partisi, yasa dışı örgütlerin taşeronu durumuna gelmiştir. Çırpınışları boşunadır. Halk dün olduğu gibi yarın da bunları sandığa gömecektir.

Bugün Türkiye’de iktidar yoktur, hükümet çaresiz duruma gelmiştir. Hükümetin çırpınışı boşunadır. Kafasını sandığa gömen iktidar, bir an önce istifa etmelidir.

Camilerimizde içki içen, kutsal değerlerimize söven, halkımızın dini değerlerini hiçe sayanlar kaybetmeye mahkumdur.

Camileri, kutsal değerleri ve dini sömürerek milletin kanını emenler geldikleri gibi gitmelidir.

En çok ağacı ben diktim, belediye başkanlığım döneminde dışarıdan ağaç bile ithal ettim.

Bu bir ağaç meselesi değildir, yılların baskısına karşı bir direniştir.

Sokaktakiler ideojik örgütlerin mensuplarıdır.

Bunlar gencecik üniversite öğrencileridir.

Polise taş attılar.

Polis gaz bombası attı.

Polis çekilince, taşkınlık bitiyor. Cemaatin polisi meydanları terketsin.

Polisimiz hep oradaydı ve yine olacak. Ben polisime laf ettirmem.

Camide içki içtiler.

Camiler esas misyonuna kavuştu.

Sosyal medyayı kullanarak insanlarımızı sokaklara dökenleri tesbit edip gerekli yaptırımları uygulayacağız. Bir kısım medyanın kışkırtmalarına kanmayın, hükümet dimdik ayaktadır ve Türkiye hiç olmadığı kadar güçlüdür.

Sosyal medya halkın haber alma hürriyetinin garantisidir. Hükümet internet yasaklarıyla insanımızı susturmaya çalışıyor. Bugün Türk medyası kaybetmiştir, iktidarın kuklası haline gelmiştir ve sansürün gönüllü kurbanı olmuştur. Halkımız ayaktadır, Türkiye bu süreci 1919 ruhuyla ve gücüyle aşacaktır.

Başörtülülere saldırdılar.

Başörtülüler de eylemlerde.

Polis, tüm tahriklere rağmen görevini en iyi şekilde yapmaktadır.

Polis, eylemcilere şiddet uyguluyor.

Ne yaparsanız yapın, halk bizim arkamızda ve kararımızı verdik; yapacağız.

Demokrasi sadece sandık demek değildir.

AKP binasını ateşe verdiler.

Polis, camiye gaz bombası attı.

Başbakanım canım sana feda olsun.

Türkiye laiktir laik kalacak.

Halkın ezilen, horlanan, askeri vesayet altında inletilen, medya patronlarının kölesi haline getirilen kesimlerine bu ülkenin vatandaşı olduklarını hatırlatan ve herkesin başbakanı olmuş bir kahramanı birkaç çapulcuya yem etmeyiz. Biz onun zalimin karşısında “one minute” diyen gür sesine kurban oluruz.

Askerleri, yazarları, gazetecileri, aydınları uyduruk belgelerle hapislere göndereceksin, medyaya sansür uygulayacaksın, kendin gibi düşünmeyenlere ayyaş diyeceksin ve kendini hesap sorulmaz/hesap vermez sanacaksın, Türkiye’nin değil, Büyük Ortadoğu Projesi’nin başbakanı olacaksın… Biz bu ülkeyi kırık dökük Bandırma Vapuru’yle kazandır, sana peşkeş çekmeyiz.

Ya Allah bismillah Allah-u Ekber!

Mustafa Kemal’in askerleriyiz!

***

Yukarıda yazılanların hangilerini sevdiğini bilmiyorum. Açıkçası çok da önemsemiyorum artık. Kardeşine düşman gözüyle bakmandan sıkıldım, kendini bu ülkenin sahibi sanmandan bıktım. Hangi siyasi ideolojiye mensupsun umrumda değil ama hangisinden olursan ol, bu ülke sadece senin değil. Bunu bil.

Akan nehrin sesini, açan çiceğin kokusunu ben de en az senin kadar, sen de en az benim kadar seviyorsun. Doğan güneş sadece beni değil, seni de ısıtıyor. Attığın gaz bombası da olsa, taş da olsa kafamıza vurduğunda, sen de ben de “Aahh” diye inliyoruz.

Hiç mi sevmiyorum seni, hiç mi sevmedin beni! Birbirimizi ağlattığımızda bile gözyaşlarımız aynı toprağı suluyor. Bunun da mı hatırı yok!

Sözlerimiz değişti, bakışlarımız değişti, sloganlarımız değişti… Değişmeyen tek şey acı duyduğumuzda boğazımıza düğümlenen “ahımız”  sadece.  “Aahh” de bana, benim de sana diyecek tek sözüm kaldı: Aahh!

 

Share