Üç yudumda su

Share

Üç Yudumda Su, Sülük, veya Devenin Sidiği

6 Şubat 2013

uc yudumda su

ZEHRA: Edip bey merhaba, Bugün yayınladığınız kızın mektubu gibi benim de mektubumu ifşa etmeyeceğinize inanarak sizin bir konuda fikrinizi merak ediyorum. Müsaadenizle de soruyorum.

Birçok video’nuzu izledim. Hadislerin hepsini çöpe attığınızı biliyorum. Kısa bir süredir bunu yapmaya çalışıyorum(her ne kadar içim rahat olmasa da). Allah rasulünün, kuran haricinde hiçbir bilgiye sahip olmadığını ve kendinden dine ekleme yapamayacağını düşündüğünüzü zannediyorum.

Allah rasülü, suyu 3 yudumda içmemizi, yatarken sağ tarafa yatmamızı, banyodan sonra soğuk suyla bacakları yıkamayı tavsiye ettiğini okumuştum. Bunları ayrı ayrı 3 doktor da tavsiye-hatta benim için zorunluluk- etti. Bunlar, sizin gözünüzde çok küçük ayrıntı olarak görülebilir. Fakat bu ayrıntıdan genele ulaşmak peşindeyim.

Allah rasülünün bu tavsiyeleri kuranda geçmiyor, Allah rasülü de kendinden bir şey bilmiyorsa bunlara bakışınız nedir. Acaba kurana ters düşmeyen(her ne kadar bunu ayırt etmeyi beceremeyeceğimi düşünsem de) bazı uygulamalarını çöpe atmamak mı lazım.

Acaba kurandan başka rasüle verilen başka bir bilgi ya da ilham da mı vardı? Ya da konuştuğu Allah’tandı da o yüzden mi biliyordu?

Fikirlerinizi önemsiyorum. Yanıtlarsanız çok memnun olurum. İyi geceler.

EDİP: O kızın ismini vermedim. Milyonlarca insan var. Hem de benzeri birçok mektup alıyorum. Özel hiçbir bilgiyi “ifşa” etmedim. Alındım doğrusu…

Hayır, Allah resulü Kuran haricinde bilgilere sahipti ve o kendisini ve kendisiyle birlikte aynı koşullarda yaşayan insanlar için bir değeri olabilirdi. Dahası tek bilen o değildi; bazı konuları ondan daha iyi bilenler vardı. Kuran’ı anlamaya gelince, Kuran’ın anlaşılması peygambere veya herhangi bir kimseye endeksli değil. Herkes kendi aklıyla, edindiği bilgilerle, bilenlerden sorarak ve aldığı cevapları kritik olarak inceleyerek, kendi imkânlarıyla öğrenir. Kuran’ın öğretmeni Allah’tır ve Allah, “bizim gibi bir insan olan” Muhammed gibi ölümlü değildir. Kuran korunmuştur; Muhammed’in sözleri gibi yüzyıllar sonra tahrif edilip uydurmalarla karıştırılmamıştır.

Üç yudumda su içmek?  Bunlar basit bilgiler ve adetler. Peki 2 yudum veya 4 yudum olursa kanser mi yapıyor ki? Elbette Türkiye’de yaşayan bir doktordan bunu işitmen normal. Eğer bir doktor üçlemeci bir Hristiyan ise veya hadisçi bir Sünni ise özellikle 3 sayısına vurgu yapacaktır. Lütfen düşün!

Sağlıkla ilgili bu tür basit öğütler binlerce yıl önce çeşitli kabilelerin yaşlıları veya doktorları tarafından öğrenilmişti. Bir tas suyu nefes almadan içen bazı kişilerin nefes borusunu su kaçtığını fark eden yaşlılar suyun daha yavaş içilmesi için çeşitli tavsiyelerde bulundular. Örneğin merdivenin altından geçmenin veya geceleyin tırnak kesmenin uğursuzluk olduğunu niye söyledikleri üzerinde biraz düşünsen bunun merdivenin devrilmesi ve geceleyin yeterli ışığın olmaması ile alakasını rahatlıkla bulabilirsin. Ancak geçmişte geceleyin tırnaklarını keserken parmaklarını kesenlerin koyduğu o kuralın elektriğin geceleri gündüze çevirdiği bir zamanda pek anlamı yoktur.

Hadis kitaplarında bu “3 yudum” veya “soğuk su” gibi basit tavsiyelerin yanında bir sürü sağlığa aykırı iddialar ve tavsiyeler de var. Örneğin, “şifanın üç şeyde” olduğu iddiası… “Bal, Dağlama, sülükle kan aldırma”… Bal insanların yüzbinlerce yıldır bildiği ve test ettiği bir gıda maddesidir. Hemen her kabilede balın yararları bilinirdi ve çeşitli amaçlarla kullanılırdı. Ama dağlama ve sülük? Bunlar çok mu yararlı? Kaç hastalığa şifa oluyorlar?

Peki “Bulaşıcı hastalık yoktur” hadisine ne dersin? Veya “deve sidiği için” hadisine? Şahsen suyu yudum yudum içerim ve bunlar genellikle üç veya dört yudum olur. Hadisle alakası yok. Hadisler, uyduruldukları Hicri 200-500 yılları arasındaki insanların bilgi birikimini, kültürünü, hurafe ve yalanlarını yansıtıyor o kadar. Ben sana o 3 yudum hadisten çok daha yararlı yüz sağlık tavsiyesi listeleyebilirim.

Allah aşkına beynini kurtarmak için bir süre din-min, mezhep tarikat işlerine ara ver. Kuran okuma. Hadis okuma. Git biraz dolaş. Farklı insanlarla konuş. Fizik çalış. Resim yap. Müzik öğren. Kapıyı boya. Çiçek kokla. Bulaşık yıka. Kısa hikaye yaz. Futbol veya voleybol oyna. Birkaç ateistin kitabını oku. Yani dinlen, doğayı dinlen, beyninde biriken zehirleri at, kritik düşünmeyi öğren. Ondan sonra din konusuna tekrar eğil.

ZEHRA: Kendimi çok önemli hissettim doğrusu sizden cevap alınca:) Din konusunu bırak müzik dinle falan demişsiniz fakat senelerce kuranı kerimi sen anlayamazsın denile denile kaçak göçek kuran okudum. Anlayamazsın dediler ya. Anlayamam diye okudum. Anlayamadım!! Şimdi de mal bulmuş mağrip gibi kuran okuyorum. Hiç ara veremem:) Ömrümün büyük bölümü Kuransız geçmişken..

EDİP: Sen her zaman çok önemlisin Zehra. Rabbin “ahsanel taqwim” veya “kerremna beni ademe” diye övdüğü bir insansın. Senin önemin falanın veya filanın sana gösterdiği ilgi ile alakası yok; senin önemin bizzat kendindedir. Yeter ki seni aşağılayan firavunların, din adamlarının, politikacıların, akademisyenlerin, şöhretli zavallıların istikbarını ciddiye alma ve onlar karşısında sadece seni Yaratan’a, en güzel betimlemelere sahip Kainatın Efendisine teslim ol.

Bu yazışmayı paylaşacağım. Başka bir isimle, ZEHRA adına…

 

Share