Ecdat ve gerçekler

Bizim Osmanlı tarihi, peri padişahlarının öykülerine benzeyen, üstünde pembe hayaller kurulabilecek bir tarih değil…. Büyük bir imparatorluk ama hiç kimsenin can güvenliğinin bulunmadığı bir imparatorluk; ne vezir-i âzamların, ne şehzadelerin, ne de hünkârların… Ve bitmez tükenmez iktidar kavgaları… Hem de ne kanlı kavgalar, ne karanlık kavgalar, ne kaypak kavgalar

Padişahların Uçkurunu Zemzemle Yıkayan Yavuz Tarihçi

Bu arada yeni şeyler de öğreniyorum bu “en doğru ve en güncel” ehl-i sünnet vel faşist gazeteden. Meğerse birçok padişahın annesi Türk bile değilmiş. Bulgar, Rus, Polonyalı köle kadınların çocukları bu muhteşem kardeş katilleri. Ülkeleri işgal edildikten sonra “köle kız” (cariye) olarak hareme kapatılan bu kızlar her nedense hemen padişahlara aşık oluyorlar ve her nedense teolojik konuları dikkatle inceleyip araştırıp hemen müslüman oluyorlar!

Yüzotuz Çocuklu Padişah

Yüzyıllar önce ölmüş bebek katili, kardeş katili, cariyeci-köleci, ırz düşmanı, bilim düşmanı, kendilerini haşa “Allah’ın yeryüzündeki gölgeleri” olarak gören firavunların, Kuran’a inat soylarını ileri sürerek kendilerini zorla halka dayatan, yine Kuran’a inat halkı “reayam” (koyunlarım) ve “kullarım” diye çağıran padişahların sıfatlarını ifade etmek bile suç yapılmak isteniyor.  Türkiye padişahlara “kapıkulu” olmaya imrenen, ecdadına tapan bu firavuncuklara …

Continue reading ‘Yüzotuz Çocuklu Padişah’ »