Bir Hadisçi ile Tartışma

Share

Bir Mümin ile bir Hadisçi’nin Tartışması

Ağustos 2015

www.19.org

Clifford Pickover - Twitter ID

Bu tartışma, şehit olan yüzbaşının cenaze töreninde abisi Yarbay Mehmet Alkan’ın isyanı sonrasında, İstanbul müftüsü Rahmi Yaran’ın “Ölenlerin ailesi bağırmasın, yoksa cennete girme şansı olmaz” açıklaması üzerine “Tropik” ve “Mehmet” adlı 2 kişi arasında yapılmıştır;

Tropik: ölünün ardından ağlamak yasak değildir. bağıra çağıra, isyan ederek, kendini paralayarak ağlamak yasaktır. müftü bunu kastediyorsa bilmeyenler ve inanmayanlar sussun. yok eğer yakınları ağladı diye şehit cennete gidemez diyorsa başlatmasın müftü efendi!… inananlar okumaya devam etsin. inanmayanlar da bir sussunlar ki adam sanalım!

  1. muhammed’in oğlu ibrahim onaltı ayına henüz ayak basmıştı. peygamber efendimiz onun hastalandığı haberini aldı. sevgili oğlunun annesi hz. mâriye ile birlikte oturdukları bağ içindeki evine gitti.

peygamber efendimiz, hasta yatan nur topu oğlunun gözlerinde eski parlaklığı ve hareketli bakışlar. göremiyordu. gürbüz ve hareketli ibrahim, bir anda sessiz, sakin ve dünyadan küsmüş gibi duruyordu. bu haliyle ebedî âleme yolcu olduğunu âdeta ifade etmek istiyordu.

bunu fark eden efendimiz, kucağında tuttuğu sevgili oğlunun yavaş yavaş kayan gözlerine bakarak, “allah’ın takdirine karşı elden ne gelir, ey ibrahim!” buyurdu. az sonra hz. ibrahim fani dünyaya gözlerini yumdu.

bu esnada peygamber efendimizin (a.s.m.) mübârek gözlerinden yaşlar boşandı. hz. abdurrahman bin avf, “yâ resûlallah! siz de mi ağlıyorsunuz? böyle ağlamaktan halkı men etmemiş miydiniz?” deyince, peygamber efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurdular:

“ey ibni avf? ben size günah ve ahmaklığın ifadesi olan şu iki ağlayış ve bağırışı yasakladım: nimete kavuşulduğu sıradaki eğlence, oyun bağırışından ve musîbet ve felâket sırasındaki bağırışla yüz göz tırmalamak, üst baş yırtmaktan. benim bu ağlamam ise, şefkatin eseridir, acımadan ibârettir. merhamet etmeyene, merhamet edilmez!”

peygamber efendimiz yukarıdaki dersinden sonra da göz yaşlarına hâkim olamadı. gözleri yaşla dolunca şöyle buyurdu:

“göz yaş döker, kalp teessür duyar. biz, yüce rabbimizin râzı olacağı sözden başkasını söylemeyiz. vallahi, ey ibrahim! senin ayrılığın bizi fazlasıyla mahzun etti!”

MEHMET: bu sözleri peygamberin söylediğine ve hatta bu olayın yaşandığına dair delilin var mı?

Tropik: ben uydurmadım. ama aramaya inanırsan sen de bulabilirsin bu hadisi…

MEHMET: sen uydurdun demedim. neye göre bu hadisin peygambere ait olduğuna inanıyorsun. ben inanmıyorum bu hadisin peygambere ait olduğuna. sen neye göre inanıyorsun? varsa somut bi delilin göster ben de inanayım.

Tropik: Buhârî, Cenâiz 44; Müslim, Fezâil 62, (2315); Ebu Dâvud, Cenâîz 28, (3126) bu kitaplara bakabilirsin. bir de böylesi bir hadiste hz. muhammed’e yakıştıramadığın nedir? kötü birşey söylemiyor ki? isyan etmeyin, ölümü sakince karşılayın diyor. kendi oğlunun ölümünü nasıl karşıladığına bak! bize örnek olmaya çalışıyor.

MEHMET: bu hadise göre peygamber bir eylemi, yasaklıyor;

“… şu iki ağlayış ve bağırışı yasakladım: nimete kavuşulduğu sıradaki eğlence, oyun bağırışından ve musîbet ve felâket sırasındaki bağırışla yüz göz tırmalamak, üst baş yırtmaktan.”

kuran’da ise;

“dillerinizin yalan yere nitelendirmesinden ötürü ‘bu helaldir, bu haramdır,’ demeyin. böylece allah’a yalan yakıştırmış olursunuz. allah’a yalan yakıştıranlar başarıya ulaşamazlar.” (16. sure 116. ayet)

şeklinde ayet var. kuran’da bu tür bir yasaklama olmadığı halde peygamberimizin böyle bir yasaklama getireceğine emin misin? kaldı ki getirse bile bu bir müslümanı bağlar mı? bu sorularımın cevabını verirsen sevinirim.

Tropik: senden benden bahsetmiyoruz. hz. muhammed’den bahsediyoruz. hazreti muhammed işkembeden konuşmaz. ya ayetlerle konuşur ya da ayetlerden öğrendikleriyle…

her haram kuran’da yazmaz. belli ilkeler vardır. bildiğim kadarıyla kan davasının haram kılınması da kuran’da yazmıyor fakat veda haccı’yla sabit. kuran’da yazmıyor diye kan davası günah değildir diyebilir misin? tabi cenazede kendini yırtarcasına ağlamakla kan davası aynı ağırlıkta değildir muhakkak. ama küçük günahlar ve büyük günahlar var.

MEHMET: kusura bakma ama şu anda kuran’a göre müşriklik yapıyorsun. “her haram kuran’da yazmaz” diye bir cümle kurmak açıkça şirk koşmaktır. çünkü “kuran’da yazmadığı halde başka haramlar da vardır” demek istiyorsun ve bunu peygamberin bildiriğini söylüyorsun. ve kaynak olarak da hadisleri ve rivayetleri gösteriyorsun. halbuki o hadisler ve rivayetler peygamberin vefatından 220 yıl sonra yazılmaya başlandı. yani aradaki 220 yıl boyunca uyduran uydurana. sanki peygamber söylemiş gibi peygamberin ağzından pek çok hadis uydurdular. yani peygamberimize iftira attılar. en güvenilir kaynak olarak gösterilen 6 hadis kitabı (buhari, ebu davut, müslüm vb.) içerisinde peygambere oldukça aşağılık iftiralar var. kuran’da anlatılan muhammed kimliğine birebir zıt rivayet ve hadisler. bunlar en güvenilir olduğu iddia edilen o 6 hadis kitabında yer alıyor. bunları yazan o hadis yazarlarının hangi hadisine güvenelim şimdi?

ayrıca islam dininin tek kaynağı peygamberimizin tebliğ ettiği kuran’dır. kuran’da allah, dininizi tamamladım diyor. kuran detaylı ve açıktır diyor. bir de şu ayetler var tabi;

  1. sure 6. ayet:

“bunlar, sana gerçek olarak okuduğumuz allah’ın ayetleridir. allah’tan ve ayetlerinden sonra hangi hadisi onaylıyorlar?”

  1. sure 111. ayet:

“onların tarihinde, bilinç sahipleri için bir ders vardır. bu, uydurma bir hadis değil; fakat kendisinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin detaylı açıklaması ve gerçeği onaylayanlar için bir hidayet ve rahmettir.”

ve de şu ayet tam olarak senin “her haram kuran’da yazmaz” cümlene cevap niteleğinde sanırım;

  1. sure 114. ayet:

“allah’tan başka yasa koyucu mu arayayım? o ki size kitabı detaylı olarak indirmiştir. kendilerine kitap vermiş olduklarımız onun rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. o halde kuşkulananlardan olma.”

kan davasına gelirsek, kaynak gösterdiğin veda hutbesi’ni binlerce insan izlediği halde pek çok farklı versiyonu mevcut. her mezhep başka versiyonlarını savunuyor. yani düşün, binlerce kişinin izlediği bir hadisi bile günümüze değişmeden aktaramamışlar. bir de bu veda hutbesi peygamberin en güvenilir hadisi olarak kabul görür ama en az 3 farklı versiyonu var.

hadise, sünnete, fetvalara, icmalara ve daha hiçbir şeye ihtiyacımız yok. bize sadece kuran yeter. kuran allah’ın detaylı ve açık sözleridir. dinin tamamlanmış hali kuran’da yazılıdır. kuran ayetlerinden başka hadis aramak, allah’ın yasalarından başka yasa aramak, kuran’da yazmadığı halde insanlara haramlar uydurmak çok ama çok büyük günahtır, müşriktir. yani şirk koşmaktır.

inşallah dinini yalnızca allah’a has kılabilir ve sadece kuran yeter diyebilirsin. aksi halde kuran’a göre müşrik olarak adlandırılmaya mahkum olacaksın güzel kardeşim. selam ve sevgilerimle.

39.sure 11.ayet;

de ki: “dini yalnız allah’a has kılarak o’na hizmet etmekle emredildim.”

  1. sure 14. ayet;

de ki: “dinimi yalnız allah’a has kılarak o’na hizmet ediyorum.”

Tropik: birincisi müşrik diyerek ayıp ediyorsun. sensin diyemeyeceğim kadar ağır bir hakaret bu. hakkımı helal etmiyorum. ben allah’ın peygamberinin söylediği bir sözü söylüyorum. falan hocanın, filan şeyhin değil.

yalnızca kuran’da yazanlarla bazı şeyler eksik kalabilir. peygamber kafasından konuşmaz. allah’ın ona öğrettikleriyle akleder, yorum yapar. dayanağım da aşağıdaki ayettir:

kendilerine kitap verilenlerden allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, allah’ın ve resulünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini din edinmeyenlerle, ezilip büzülüp kendi elleriyle cizye verinceye kadar savaşın.” (tevbe, 9/29)

allah’ın ve resulünün haram kıldığı… yeterince açık mı?

eğer bu hadis şüpheli görülen bir hadis olsaydı ya da hazreti muhammed’in şahsına yakıştıramadığım birşey olsaydı hiç dikkate almazdım. ben kütübü sitte’yi kuran’la bir tutmuyorum. ama görmezden de gelmiyorum.

müşrik dediğin için kusuruna bakıyorum. sana göre kan davası haram değil öyleyse…

MEHMET: kuran’a göre yaptığın müşriklik. bunu ben sana hakaret olarak söylemiyorum. yalnızca kuran yeter diyemiyorsun, allah’tan başka hüküm veren arıyorsun, allah’ın ayetlerinden başka hadis arıyorsun. bu seni “kurana göre” müşrik yapar. ben de kuran’a göre konuşurum.

“ben allah’ın peygamberinin söylediği bir sözü söylüyorum” diyorsun ama bu sözün peygambere ait olduğuna dair hiçbir delilin yok. sadece uyduruk hadis kitaplarını gösterebiliyorsun. aynı kitaplarda yer alan uyduruk hadislere örnekler için şuraya bakabilirsin;

Sahih habis hadislere örnekler

“yalnızca kuran’da yazanlarla bazı şeyler eksik kalabilir.” demişsin. şu ayeti oku lütfen;

6.sure 115. ayet:

“rabbinin kelimeleri doğruluk ve adaletle tamamlanmıştır. o’nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. o, işitendir, bilendir.”

kuran’ın hadislere ve diğer insan ürünü öğretilere muhtaç olduğunu iddia ederek, onun detaylı, tamam ve yeterli oluşunu inkâr etmiş oluyorsun.

“peygamber kendi kafasından konuşmaz” diyorsun. o halde yemek yerken ekmek istediği zaman da bunu allah mı söyletiyordu? bunu allah söyletiyorsa bunlar vahiy olmalı öyle değil mi? yani kuran’ın ayetleri olmalıydı. ama harfi harfine korunmuş kuran’da peygamber bu diyaloglarını bulamıyoruz? hatta kuran’da muhammed peygamberin hayatından daha fazla anlatılan diğer peygamber hayatları var. demek ki kuran bize yeteri kadarını veriyor. fazlasını aramak allah’ı yeteri kadar takdir etmemektir. iddia ettiğin gibi peygamber kendi kafasından konuşmuyor olsaydı bu bahsettiğin hadislerin hepsinin vahiy yani kuran ayeti olması gerekirdi. ama böyle bir durum yok. hatta ve hatta diyorum ki bu hadislerin peygambere ait olduğuna dair bi ispat da yok. sadece zanna inanıyorsun. peygamber öldükten 200-500 yıl sonra yazılmış bu senin inandığın hadisler. allah ise diyor ki “allah’tan ve ayetlerinden sonra hangi hadisi onaylıyorlar?” sen ise hala kütübü sitte diyorsun.

şimdi gelelim bahsettiğin ayete yani 9. sure 29. ayete. resulün haram kıldığı şeyler nerede yazıyor? yine bahsettiğin o uyduruk hadis kitaplarında mı? yoksa kuran’da mı? resulün haram kıldığı şeyler için niçin kuran’a bakmıyorsun da gidip hadis kitaplarına bakıyorsun? peygamberimiz kuran’daki yazanlar dışında başka haram kılmamıştır.

diyorsun ki “peygamber allah’ın ona öğrettikleriyle akleder, yorum yapar.” çok güzel. bak ne kadar güzel söylüyorsun. allah’ın peygambere öğrettikleri nerede peki? kuranda! o halde peygamberin kuran dışında haram kılması mümkün mü? değil! tek dayanağın hiçbir garantisi olmayan aksine güvenilirliği ayaklar altında olan rezil hadis kitapları. bu kitaplara güvenerek allah’ın resulüne de iftira atıyorsun. gözünle görmediğin halde, sırf peygamberden 200 sene sonra yaşamış sapık heriflerin uydurduğu ve dünyada milyarlarca insanın peşinden bir salak gibi gittiği kitaplarda yazıyor diye peygamberimize iftira atıyorsun. onu sanki allah’ın ayetleri dışında hüküm veren bir müşrikmiş gibi gösteriyorsun.

  1. sureyi 112. ayetten 145. ayete kadar okursan allah’ın kuran’da belirttiği haramlar dışında haramlar uyduranların nasıl müşriklikle mahkum edildiğini göreceksin.

kan davası olayına gelirsek. sırf bir aileden biri başka bir aileden birini öldürdü diye, o ailenin de intikam olarak öbür aileden birini öldürmesi konusu hatta ailenin tüm erkeklerini öldürme ya da çocuğunu öldürme konusu tabi ki kuran’da anlatılan binlerce ayete göre kesinlikle terstir. bunun için hadis olsa ne yazar, olmasa ne yazar. islam’ın en önemli şartı tek bir allah’a inanmak, ahiret gününe inanmak ve erdemli bir insan olmaktır. erdemli bir insan da çevresindekilerle barış içerisinde yaşar. islam kelimesi barışçılık demektir. buna rağmen hala kan davası yapmaya hevesli olan zaten kuran’ı ve islamı tanımıyor demektir.

Tropik: ışid tarzı yorumluyorsun. senin gibi düşünmeyeni müşrik, kafir ilan edebiliyorsun. bunu da kuran’dan delil göstererek yapıyorsun. bravo…

bu arada namazı hangi ayetlere göre kılıyorsun, vereceğin zekan miktarını neye göre belirliyorsun?

MEHMET: şimdi de kuran’a göre namaz kılınamayacağını, zekat verilemeyeceğini iddia ediyorsun. klasik sünni soruları soruyorsun. gayet normal. bu tartışmaları kimle yapsak hep aynı soruları sordukları için artık cevap vere vere ezberledik.

namaz için şu 2 linki incelemen yeterli olacaktır. sadece kuran ayetlerine göre namaz;

Kuran’a Göre Namaz

http://quranix.org/appendix/mesaj/6

zekatın belli bir miktarı yoktur. vereceğimiz zekâtın oranı, israf edip kendimizi muhtaç kılmamak veya cimri davranmamak koşuluyla bize bırakılmıştır.

  1. sure 219. ayet:

sana sarhoş edicilerden ve kumardan sorarlar: “o ikisinde büyük bir günah ve insanlar için yararlar var; ancak günahları yararlarından daha büyüktür” de. ayrıca, sadaka olarak neyi vereceklerini senden sorarlar: “artanı” de. allah ayetlerini işte böyle açıklıyor ki düşünesiniz…

ayrıca zekat yılda bir kere verilmez. eline geçen gelirin zekatını vakit geçmeden vermelisin. pek çok ayette belirtildiği gibi zekat çok önemlidir ve senede bir kere diyanetin belirlediği saçma bir oran kadar değil her gelir için gönlünden kopacak kadar ve tabi çok abartıp da seni sıkıntıya sokmayacak kadar verilmelidir. tam olarak şu ayette anlatılmak istenen kadar yani;

  1. sure 29. ayet:

“elini boynuna bağlama ve tümüyle de açma yoksa pişman olur, üzülürsün.”

Tropik: ifrat ve tefrit… biri her türlü saçma sapan hadisi kabul eder diğeri de toptan yok sayar! sana göre tarih de yalan. hiçbir tarihi belgenin kesinliği yok. sana göre allah bir tarih kitabı indirmediği sürece hiçbir şeye inanamayız. ama yok sayabilir miyiz duyduklarımızı? yok sayabilir miyiz tarihin izlerini?

senin dediğin gibi namaz kılınırsa hiç cemaat olunmaz. birinin kılma şeklini diğeri beğenmez. ayrıca gönderdiğin linkleri de biraz okudum. ilk dikkatimi çeken kuran’da rekat sayısı ile ilgili kuranda birşey yazmıyor oluşuydu. arkasına durduğum imam ya öğle namazını uzun kıldırmak isterse… boştur belki… benim işim gücüm var arkadaş. senin dediğin herkes bir mezhep olur. ayrıca cuma’nın iki rekat olduğundan nasıl emin olabiliyorsun? kuran’da yazmıyor ki? kısacası verdiğin ayetlerden biraz zorlama yorumlarla senin ulaştığın sonuçlara ulaşılır belki. ama yan ben ulaşamazsam?! katıldıklarım da var ama katılmadıklarım da… nasıl yapacağız?

bu arada tevbe 29’u açıklamadın. orada açıkça allah’ın ve resulünün yazıyor. yani allah’tan başkası da yasak koyabiliyor. bu konuda ne diyorsun? hiç zorlama yoruma, acıkınca yemek isteme safsatalarına girme… allah’ın söyledikleri kuranda… ama peygamberin yorumları da kuran da dersen biraz haddini aşarsın. o zaman kitap allah’ın değil muhammed’in olur.

MEHMET: tarihi belgeler bilimsel olarak ispatlanmışsa ben tarihi belgelere inanırım. bir olayı 200 sene sonra anlatan masalcılara, rivayetçilere inanmam. kaldı ki dinin tek kaynağı kuran’dır ama sen bunu kabul edemiyorsun. diyorsun ki sadece kuran’a göre toplu namaz kılınamaz. ama dünyada pek çok yerde sadece kuran diyen insanlar toplu halde namaz kılabiliyorlar. aralarında kadınlar da var hem de. hatta kadın imamın önderliğinde bile namaz kılabiliyorlar.

sen allah’ın ayetlerini kendi akıl ve mantığın ışığında anlamaktan kaçıyorsun ve din alimlerinin, şeyhlerin, mezhep imamlarının, hocaların, hacıların anladığı şekilde anlamak istiyorsun. hadislere göre hiç namaz kılamazsın. sadece namazda ellerini nereye koyacağınla ilgili 90’dan fazla farklı hadis var. buna ne diyeceksin? biri sana “geç şurada ayakta dur” dediğinde nasıl durayım, elimi nereye koyayım diye soru sormazsın. ama allah sana namazda ayakta dur dediğinde ellerin nereye koyulacağı ile ilgili sorular soruyorsun. mantıklı bir insan sormaz geçer ayakta durur. nasıl durursan dur. ayakta durmanın normal bir duruşu vardır. amuda kalkıp durmadığın sürece zaten ne kadar farklı bi şekilde ayakta durabilirsin? ama bunun için yüzlerce sayfalık namaz kitapları yazılmış. uyduruk hadislerden, sünnet rivayetlerinden alıntılar yapılmış. ama hiçbirinin delili yok. peygamberin namaz kılarken bir videosu mu var da ona uymaya çalışıyorsun? o hayattayken onu görseydik ona uyardık tabi ki ama şu anda yok ve bir videosu da yok. sadece bazı masalcıların onun yaptığını iddia ettikleri şeyler var.

rekat sayısına gelirsek, kuran’da rekat yok evet. namaz allah ile senin aranda bir iletişimdir. sen allah’la iletişime geçersin namazda. bu iletişim süresini ne kadar uzun ya da kısa tutacağın sana kalmıştır. limitin yok. istersen 100 rekat kıl istersen 2. ama insanlara sabah namazı şu kadar rekattır, akşam namazı şu kadar rekattır diye dayatmak allah’ın belirlemediği kurallar yaratmaktır yani şirktir. toplu halde kılarken herkes farklı rekat kılar o zaman demişsin. bu da çok basit değil mi? toplu halde namaz kılınacağı zaman topluluk bir rekat sayısı belirler ona göre kılınır. bu kadar zor mu bu? istersen toplu namazdan sonra da uzatabilirsin kendin. emin ol bunlar sandığın kadar zor değil. uygulanan mescitler mevcut dünyada.

tevbe 29 hakkında açıklamamı yaptım yukarıda.

“şimdi gelelim bahsettiğin ayete yani 9. sure 29. ayete. resulün haram kıldığı şeyler nerede yazıyor? yine bahsettiğin o uyduruk hadis kitaplarında mı? yoksa kuran’da mı? resulün haram kıldığı şeyler için niçin kuran’a bakmıyorsun da gidip hadis kitaplarına bakıyorsun? peygamberimiz kuran’daki yazanlar dışında başka haram kılmamıştır. ”

bu açıklamam çok açık değil mi? kuran’da allah’ın haram ettiği, yasakladığı bir şeyi o dönemin dini lideri ve devlet lideri olan peygamberimiz de insanlara haram kılıyordu. yani tebliğ ediyordu. allah kuran’da domuz etini haram kılmıştı, peygamberimiz de müslümanlara domuz eti yemelerinin haram olduğunu söylüyordu. gayrimüslimlere ise karışmıyordu zaten. sadece müslümanlara hitaben dini ve devlet liderliği yapıyordu.

Tropik: bilimsel olarak ispatlanmış tarihi belge… komik hakikaten… tarihi belgeler karbon 14 metoduyla doğrulanmıyor biliyorsun değil mi? birileri tarafından yazılmış belgeler karşılaştırılıyor. farklı kaynaklar tarafından en çok tekrarlananlar dikkate alınıyor. senin mantığınla tarihin % 99’una inanamayız. yine senin mantığına göre onları yok saymalıyız. hazreti muhammed’in ne zaman doğduğu, ne zaman öldüğü… hepsinde ihtilaflar var. ne yapacağız?

tevbe 29’la ilgili yazdığını okumuştum zaten. yalnızca cevap vermediğini belirtmek için tekrar sordum. resulün de haram kılma yetkisi var mı yok mu? onu söyleyiver bir zahmet! hadislerin doğruluğu yanlışlığı başka bir tartışma konusu. dedim ya ben kütübi sitte’yi komple kabul etmiyorum ama komple de silmiyorum. yalnızca kuran’ı tamamen kabul ediyorum. peki sen? kuranı komple kabul ediyor musun? resulün yasak koymayacağını söylüyorsan kuranı komple kabul etmiyorsun demektir.

MEHMET: tarih konusunda gereksiz bir muhabbet yapıyorsun. peygamber zamanında yazılmış bir hadis belgesi yok. en erkeni 200 yıl sonra yazılmış. sen buna hala güveniyorsan o senin bileceğin iş. şimdi cevap ver şu buhari’nin ve müslim’in kitaplarında yer alan yani sana göre bir tarihi belge olan şu hadise inanıyor musun?

“şeytan zart diye osurur.” (buhari, ezan/4; tecrid 360; müslim, kitab us-salat 369)

bu hadise ve bu hadisi yazan yazarların yazdığı diğer hadislere inanıyorsan hadis batağında yüzmek için elinden geleni yapıyorsun demektir.

tevbe 29’la ilgili, resul kuran’da olmayan bir şeyi haram kılamaz. resulün biricik görevi tebliğdir. peygamberimiz kuran’da allah’ın haram kıldıklarını insanlara bildirmiştir ve bu hükümleri uygulamıştır lideri olduğu devlette. sen nasıl anlamak istiyorsan öyle anla yaptığın şirk koşmaktan başka bir şey değil.

Tropik: ben zaten daha önce de birkaç kez sana attığım mesajlarda bu külliyatın tamamını kabul etmediğini söylemiştim. daha neyi zorluyorsun? senin gibi toptancı değilim ben. komple karşı çıkma ya da komple kabul etme (kuran dışında) yoktur bende. tarih konusundaki muhabbetim de gereksiz değil. senin hadislere bakış açın, tarihe bakış açınla aynı olmalı. yoksa tarihe torpil mi yapıyorsun?! 🙂

resulün yalnızca kuranda yazanları tebliğ etmesi meselesine gelince… zaten yazılı bir kitap var ortada. peygamberin örneklik durumu ne olacak? bir insan olarak nasıl kurani yaşanacağının örneği olması vazifesi ne olacak? yalnızca kitabı tekrar etmesi peygamberi biraz küçümsemek değil mi?

hadislere güvenmeme noktasında seni anlıyorum ama tamamını reddetmeni anlayamıyorum. yani birtakım adamlar oturmuş sıkmışlar diyorsun… bir tane bile doğru yok diyorsun. insaf!

MEHMET: diyorsun ki “ben hadis külliyatını komple kabul etmiyorum aama hepsini de red etmiyorum.” yani hadis kitaplarında senin kabul ettiğin hadisler var. peki şimdi sana sorum şu, bir kap dolusu süte bir damla sidik dökülse o sütü yine de içer misin? hadis kitapları içine bir damla değil litrelerce sidik dökülmüş süt gibidir. sen içinden hala güzellerini yani kuran’a uygun olanları ayıklamaya çalışıyorsun. ama ben ve benim görüşümde olan yani “sadece kuran yeter” “bize allah yeter” diyenlerin görüşü kuran’a uygun da olsa peygamberin hiçbir sözünün dini kaynak oluşturamayacağıdır. çünkü din peygamberimize gelen vahiylerle tamamlanmıştır. din allah’ın dini. peygamber ve allah’ın ortak dini değil. ortak dini olsaydı bunun adı zaten şirk dini olurdu. kaldı ki peygamberi ne sen ne de ben canlı olarak gördük. peygamberi canlı olarak görsek ve peygamber kendisi kuran dışında hüküm verse onu yine takip etmezdim ki kuran’da anlatılan peygamberimiz böyle bir şey yapmazdı zaten. ancak günümüzde peygamberin verdiği iddia edilen hükümlerin hiçbir dayanağı yok! bunu anlamak niçin bu kadar zor? şu anda herhangi bir ünlü tv’de açıklama yapsa ve biri bu açıklamayı kitabına aynen yazsa deriz ki bu adam bunu yazarken uydurmamış, işte tv kaydı var ispatlı. ama peygamberimizin olduğu iddia edilen hiçbir sözün peygamberimiz tarafından söylendiğine dair bir delil yok. yani sen sadece peygamberin ölümünden 220 sene sonra yazılmış olan ve içinde kabul etmediğini de belirttiğin bir külliyattan güzel olduğunu düşündüklerine inanıyorsun. peki ama niye buna ihtiyaç duyuyorsun? bu açıkça “allah’ın dinini güzel aktaramadığını, tamamlayamadığını, eksik bıraktığını ve peygamberin sözlerine, uygulamalarına ihtiyacımız olduğunu” söylemektir ve allah’ın ayetlerine karşı gelmektir.

hadis kitaplarının niçin tümünü reddettiğimi şimdi anlayabildin mi? içine bir damla dahi sidik karışan sütü içmem ben. adam resmen peygamberin ağzından “şeytan zart diye osurur” diye saçma sapan bir şey uydurmuş ve bunu kitabına almış. saçmalıklar bununla da bitmiyor yüzlerce saçma hadis var aynı kitapta ama sen tamamını reddetmeni anlamıyorum diyorsun. bu kitapları yazan adamlar peygambere bu kadar saçma iftiraları yakıştırabiliyorlarsa diğer sözlerinin hiçbirine güvenmem ben. ve zaten olayına asıl noktası da şu ki güvensem bile ihtiyacım yok peygamberin sözüne. kuran bana yeter.

bu arada ben bir tane doğru bile yok demiyorum. illaki içinde gerçekten peygamberin söylediği hadisler de vardır ama hangisinin olduğunu kimse belirleyemez ve belirlense bile bu dini bir kaynak oluşturmaz. benim savunduğum şey bu.

“resulün yalnızca kitabı tekrar etmesi peygamberi biraz küçümsemek değil mi?”

diyorsun. sana şu ayeti hatırlatmak istiyorum;

  1. sure 99. ayet:

“resule düşen, tebliğden başka bir şey değildir. allah sizin açığa vurduklarınızı da gizlediklerinizi de bilir.”

peygamberin örneklik durumuna gelirsek, peygamberler yaşadıkları dönem içerisinde allah’ın mesajına uygun bir hayat sürdüler ve etrafındaki insanlara örnek oldular. ama bu örnek hayatlarına dair günümüze ulaşmış hiçbir delil yok. sürekli yineliyorum tekrar söyleyeceğim, örnek hayatı olarak okuduğun o tüm bilgiler peygamber öldükten sonra 200 sene boyunca kulaktan kulağa dolaşmış, yazıya geçirilmemiş bilgilerdir. ve en önemlisi de içlerinde kuran’da anlatılan peygamber profiline birebir ters hikayeler de vardır. örnek olarak;

“âişe altı yaşında iken peygamber onu nikâh etti. sonra âişe dokuz ya-şında iken, peygamber, âişe ile güvey odasına girdi.” (buhari, 43/116, kitabu menakıbi’l-ensar)

bu kitaplar peygamberin örnek hayatı olarak pedofili birini sunuyorlar bize. bu hadis, sahih yani en güvenilir hadis kaynağı olan buhari’de yer alıyor. şimdi ben buna sırf buhari diye bir adam peygamber öldükten 220 yıl sonra bunu yazdı diye inanayım mı? kuran’da anlatılan peygamberin böyle biri olmadığını görüp bu buhari’nin ve diğer tüm hadis kitaplarını çöpe atmamın yani reddetmemin sebebi bu.

Tropik: dediğim gibi senin tutumun fazlaca toptancı… kılavuzum kuran’dır. kırmızı çizgilerimi o belirler. sütün içindeki sidikten ziyade yere düşen ekmek benzetmesini tercih ediyorum. tozunu toprağını siler, temizlenmeyen yerini atar, kalanını yerim.

bana bu abuk subuk hadislerle saldıran ateistlere karşı tek doğru kuran diyordum. hadislere şüpheyle yaklaşmak lazım diyordum. şimdi sen geldin hadisleri savunmak zorunda kaldım. ne günlere kaldık! 🙂

MEHMET:    🙂

Share