Youtube kanalımdaki “Tevbe Suresinin son iki ayeti” başlıklı videoda kendisine hitap ettiğim Mustafa Akıncı adlı kişi eleştirim ve sorularım üzerine hayatını değiştiren bir sorgulama yaşıyor ve 19 sistemine tanık olup dinini sadece Allah’a özgülüyor. Mustafa Akıncı, Sünnilik dinini terk edip müslüman olduktan sonra bloğunda mezhep ve tarikat yerine islamın mesajını paylaşmaya karar verdi: http://mustafaakincigroup.blogspot.com.tr/
29 Ekim 2015’te Facebook’tan gönderdiği mesaj:
MUSTAFA AKINCI: Edip Yüksel’in “Tevbe Suresinin Son İki Ayeti” isimli videosunda (24.38-26.00 dk) “MUSTAFA AKINCI SEN MÜNAFIKSIN” demeseydi, bugün sizlere küfür ediyor olacaktım. Allah’a hamd olsun. O videoyu bir kez daha izledim şimdi, Edip abiye kendimi bir kez daha borçlu hissettim. Allah senden razı olsun Edip abi.
19’A TANIK OLMAK…
Mustafa Akıncı
31 Ekim 2015
www.19.org
İsmine, tipine, aksanına bile alerji duyduğunuz Edip Yuksel ‘in paylaşımlarını yapmam, Edip’i kendime arkadaş etmem, Kur’ân-ı Kerim’den başka hiçbir İslami Değeri kabul etmemem… Bu durum çoğunuzda bazı sorulara sebep oluyor. Farkındayım. Kimi direkt diyor… Kimi dolaylı diyor… Kimi korkakça, sinsice, adice arkamdan iftiralar atıyor.
Pekâlâ. Bu durumun üzerine yazıyorum:
1- Ben ömrünün büyük bir kısmını; Sünniliğe ve Tasavvufa vermiş biriyim. Google Blog sayfamda bu değişimi fark edeceksiniz, eski yazdıklarım ile son zamanlarda yazdığım yazıların içeriği arasında dağlar kadar fark var.
2- Ben EDİPİST, ONDOKUZCU, ŞUCU, BUCU değilim. Mezhebim, örgütüm, tarikatim bile yok. Muvahhit bir Müslümanım. (Doğadaki her şeyle BARIŞ içinde yaşayarak/yaşamaya gayret ederek Tek Bir İlaha Teslim olan biriyim.) Benim mesajı anlamama vesile olan elbette Edip Yüksel’dir. Bu mesajın yani Kur’ân-ı Kerim’in mutlak doğruluğunu, anlatmama yarayan sistem 19 MUCİZESİ’dir.
3- Edip Yüksel’e, Reşat Halife’ye ve 19 Mucizesi’ne eleştiri yapan birçok arkadaştan daha iyi ya da eleştiri yapan o arkadaşlar kadar Kur’ân-ı Kerim’e, hadislere, müştehit ekollerine, tasavvuf doktrinlerine konu ve bütünlük bakımından hakim biriyim.
4- 19’a tanık olmam beni zengin etmedi. Servet sahibi, nüfus gücü, politik gücü olan biri de etmedi. Oysa; isteseydim koca bir dergahın idarecisi olarak, onlarca kişiyi kendime mürit edip muhteşem bir hayat sürebilirdim. Allah’a hamd olsun ki, dinimi yalnız Allah’a özgüleyerek, kendimi bir başkasına köle etmedim ve bir başkasını da kendime köle etmiyorum.
5- 19’a tanık olduğumu ilan etmeden çok önceleri de ve son zamanlarda da Bahailik, Şiilik, Selefilik, Vahabilik, Brahmanizm, Hristiyanlık, Ezidilik, Musevilik, Budizm, Deizm, ve Mutezile gibi felsefi, dini, gelenek kültürlerini/öğretileri de incelemiştim.
6- Bir zamanlar Radikal İslam Gruplarına da sempatim olduğu kadar zaman zaman içinde de yer aldım. Bugün büyük bir örgütün içinde çok ciddi bir yerim de olabilecek yeteneklere de sahipken sıradan, parasız, borçlu biri olmayı tercih ettim.
7- Her geçen gün bu konuyu (Kur’ân-ı Kerim’deki Matematiksel Sistemi) daha iyi incelemek için kısıtlı imkanlarla Matematik ve Arapça derslerine başladım.
8- Edip Yüksel bana para verebilecek kadar zengin de değil; beni koruyacak kadar güçlü de değil. Bedenen aramızda binlerce kilometre yol ve koca bir okyanus var. Ruhen, kalben, fikren beraber olsak da…
9- Edip Yüksel’e ve Matematiksel Sistem’e acımasızca yaptığım yüzlerce eleştiri sonucu birkaç kez “kendimi sorgulama” erdeminde bulunduktan sonra bu hakikati kabul ettim. Kabul etmem demek, durmam anlamına gelmiyor. Halen de inceliyorum ve ömrüm yettikçe de incelemeye devam edeceğim.
10- Edip Yüksel’e de 19 Sistemi’ne de hiçbiriniz ama hiçbiriniz benim kadar düşman değildiniz. Eminim!.. Ama erdemli davrandım, Edip’i sorguladığımın % 19’u kadar kendi hocalarımı sorgulamaya başladım. Mantıksız cevaplar, korkak tavırlar ve öfkeli sesler, o hocalarım hakkında bende bazı şeyleri uyandırdı.
11- Silahsız, örgütsüz, devletsiz, rantsız bir hareket olan 114 Hareketi’ne resmi bir üyeliğim bile yok. Bu hakaretin sabit bir yeri bile var mı, bilmiyorum. Bu hareketin her hangi bir organizasyonunda yer alan biri bile değilim.
12- Kalitesiz eleştiriler, hakaretler, saldırılar alan biriyim. Oysa çok daha prestijli yerlerde olabilirdim. Edip Yüksel’den ne gibi bir beklentim olabilir ki?.. Garibim kendisini bile zor geçirdiren ve bu işten para kazanmayan biri. Desem “Edip beni evlendir.” adamcağız dona kalacak. 🙂
13- Politik analizlerim, cesur söylemlerim beni siyasal bir partide önemli biri yapabilecekken, hemen hemen siyasi partilerin tümüne hedef oldum. Yani rahat olan yaşamımı hatta daha iyi olabilecek bir geleceği elimin tersiyle itip avuçlarıma Kur’ân-ı Kerim’i aldım.
14- Ailem beni deli; Sosyal Medya üzerinden tanıştığım arkadaşların çoğu beni kafir; mahalleden arkadaşlarım beni ajan sanıyor 🙂 Düşünsenize bu kadar şeyin arasında kalmaktan bile çekinmedim. Allah’a hamd olsun yılmadım da…
15- Kimsenin beni gaza verdiği de yok; kimseye gaz verdiğim de yok. Hiçbir mukallite, mürite kızmadım ancak onların acınacak hale gelmelerine sebep olan şeyhlerine, imamlarına, öğretilerine makalelerle eleştiride bulundum.
16- Tasavvuf yıllardan kalma eski arkadaşlar “Mustafa sana büyü yapmış Edip.” diyorlar. :)Maşallah zaten herkes büyücülük doktorası yapmış. (!)
17- İsmini burdan vermeyi doğru bulamadığım çok büyük bir şeyh de vekili aracılığıyla bana haber yolladı: “Mustafa senin içine Şeytan girmiş. Şeyh Baba dedi ‘Mustafa gelsin ona okuyayım, düzelir.’ gel Mustafa bu yol, yol değil.” Benim de cevabım şu oldu: “Şeytan sizin bir tarafınıza girmiş haberiniz yok.” 🙂
18- Yeni bilgiler tutkusu olan ve bu bilgileri sorgulayan, araştıran, kritik düşünebilen biriyim. Her yeni bilgi; sizin fikirlerinizi değiştirmiyorsa, size bazı şeyleri sorgulatamıyorsa, büyük bir sorununuzun olduğu anlamına gelir. Acilen Nöroloji servisine görünmeli ve Psikolog desteği almalısınız.
19- Hayatım boyunca tesadüflere inanmayan biri olarak, Kur’ân-ı Kerim’deki 19 ve 19 çarpanlarını gördükten sonra “Bu Bir Tesadüf” diyecek kadar, salak biri değilim.
Selam ve Sevgilerimle