Said’in Sobası ve Ateistler

Said-i Nursi’yi en çok eleştirenlerden biriyim. Özellikle teolojik hezeyanlarını ve çelişkilerini… Ama bu adamın samimiyet ve cesaretine, doğal zekasına, maruz bırakıldığı zulümlere karşı direnişine ve buna rağmen sergilediği barışçı tavrına saygı gösteriyorum ve sizi de buna davet ediyorum. Ateist olmanız insafsız ve vicdansız olmanızı gerektirmez sanırım. Zira insaf ve vicdan sahibi ateist arkadaşlarım oldu: hem hapishanede hem de hapishane dışında!

Edip Hayatla Yüzleşiyor

Allah’tan başkasını efendi (rabb) tanımıyorum. Fildişi kulede yaşamadım, yaşamıyorum. Emeğimle çalışıp kazanıyorum. Eşim ve çocuklarım beni seviyor ve sayıyor. Vicdanım rahat. Rabbimin hem ufuktaki hem de nefsimdeki ayetlerine tanık olmuş biri olarak en önemli felsefi konularda berrak bir zihne sahibim. Sevgi ve barış doluyum. Barış için kardeşimin katilini bile kucaklayabilirim. Rabbime erdemli bir müslüman olarak döneceğim güne kadar inşallah 41:33-36 ayetine uygun yaşar ve ona layık olurum,

Firavunlara ve Sihirbazlarına karşı Kürt Musalar ve Harunlar

Kürtlerin varlığını bile inkar eden, onları kart-kurt hikayeleriyle “dağ Türkü” olarak ilan eden, dillerini yasaklayan, köylerinin isimlerini değiştiren, çocuklarına Kürtçe isimler vermeyi yasaklayan, NevRuz bayramlarını bile yasaklayan ve daha sonra zorda kalınca o bayrama izin veren ama onu bir “Türk bayramı” olarak çalmaya çalışan, tüm dünyanın bir Kürt lider olarak bildiği Selahaddini Eyyubi’yi bile Türkleştiren…. ve en son Said-i Kürdi olarak bilinen ve kitaplarında yüzlerce yerde kendisinin Kürd olduğunu bildiren bu adamı TÜRKLEŞTİREMEYİNCE halkın dini hormonlarını gıdıklayarak, onu uyduruk belgelerle hem Seyit ve hem Şerif ilan ederek yüzde yüz ARAPLAŞTIRAN ve böylece Kürtlerin varlığını, tarihini, kültürünü ve hatta tarihi kişiliklerini inkar edip çalan alçakları gördükçe iğreniyorum.

Hem Şerif hem Seyit

Türkiye’nin bozuk öğretim ve eğitim sisteminde kritik düşünme yerine ezbercilik eğitiminden geçen, dini ve milli dogmaları iyi ezberleyince de kendilerine Profesörlük unvanı verilerek resmi sihirbazlara dönüştürülen bu eğitilmiş cahiller güya 35 yıl soy-sop araştırmışlar. Evet, bu adam Saidi Nursi’nin soyunu araştırmak için 35 yıl maaş almış. Bunu tek başına da yapmamış. Yani bir grup “akademisyen” 35 yıl önce, Said’in Nursi’nin Kürt olmadığını isbat etmek için görevlendirilmiş. 35 yıl toprağı eşeledikten sonra patatesi keşfetmişler. Tüm dünyaya hayırlı ve uğurlu olsun. Bu müthiş buluş için patent almak için başvurmamışlarsa hemen başvursunlar!

Ahmet Hulusi’in Kuantumlu Hallac Çorbası

Bilimsel ve felsefi konularda yeterli bilgiye ve kritik düşünme deneyimine sahip olmayanları Dipak Chopra gibi, Hans Aiberg mahlasını kullanan Malatyalı şarlatan gibi etkileyebiliyor. Kullandığı yöntemin formülü basit: Bir kazan dolusu tasavvuf ve hadis hikâyesine bir tutam kuantum fiziği, bir kepçe bilimsel terimleri karıştırıp Sünniler için “Kuantumlanmış Hallac-i Mansur Çorbası” adını verebileceğimiz bir çorba pişiriyor ve onu her derde deva diye pazarlıyor. Çorbayı pazarlamada bir hayli yetenekli olduğu anlaşılıyor.

Sevan Nişanyan

@SevanNisanyan: Şubatta ODTÜ’de ilahiyat sempozyumunda Edip Yüksel’le kafa kafaya münazaramız var. Neşeli olabilir.
@edipyuksel: Daha neşeli olması için ecdad gibi at üzerinde sarık ve cüppe ile karşına çıksam 🙂
@SevanNisanyan: Ateist olarak ben nasıl çıkayım peki? Çıplak?
@edipyuksel: Çıplak çıksan Allah’ın varlığına daha iyi bir ayet olursun. Dene istersen 🙂

Üç grup

Youtube astığım videolar her geçen gün daha çok kişiye ulaşıyor. İlk başta ayda birkaç bin ile başlayan seyirci sayısı şu sıralar ayda 400,000 i aştı… Videoları seyredenlerden çok mesaj alıyorum. Mesajlar genelde 3 gruptan geliyor:

Gerçek nerede?

Aslında Gerçek’te Yaşanan diye sunulan Vakit’te veya Zaman’da Yayımlanan diye betimlenmeliydi. İlginç. Her iki haberin de doğru olduğuna inanıyorum. Vatandaşın iki farklı tepkisi var aynı olaya. İki haber arasında bir çelişki bulmadım. Sadece her bir haber bir tarafın tepkisini gizlemiş veya açıklamış. O kadar. Bir Cumhuriyet okuru, Cumhuriyet’in haberini Gerçek’te Yaşanan diye de sunabilirdi. Ben mi ne düşünüyorum? Her iki tepkiyi de haklı buluyorum.

Ecdat ve gerçekler

Bizim Osmanlı tarihi, peri padişahlarının öykülerine benzeyen, üstünde pembe hayaller kurulabilecek bir tarih değil…. Büyük bir imparatorluk ama hiç kimsenin can güvenliğinin bulunmadığı bir imparatorluk; ne vezir-i âzamların, ne şehzadelerin, ne de hünkârların… Ve bitmez tükenmez iktidar kavgaları… Hem de ne kanlı kavgalar, ne karanlık kavgalar, ne kaypak kavgalar

Ben buna varım; ya siz?

Kuran zulme uğrayan insanların duygusal tepki göstererek “kötü söz” kullanması gerçeğini kabul eder ve bunu günah saymaz. Ancak, zulme uğrayan insanlar her zaman böylesi bir ruh haleti içinde yaşamamalılar. Zira bu tavır zulme son vermez. Şahsen ırkçılıktan zarar görmüş biriyim. Çok sevdiğim kardeşim ve dava arkadaşım Metin Yüksel’i MHP ile bağlantılı iki ülkücü liderin kalleş kurşunlarına kaybettim. Anadilimi konuşamamaktan, cezaevinde faşist subay ve mahkûmların hakaret, tehdit, saldırı ve işkencelerine, kardeşimin katilleriyle aynı koğuşa konulmaktan ve iki suikast teşebbüsüne kadar…

Buna rağmen, Türkler ve Kürtler arasındaki bu kavganın bitmesi için duygusal ve tepkisel olmak yerine ÇÖZÜM ODAKLI bir tavır sergilemeliyim. Geçmişin haksızlıklarını gündeme getirirken barışçı bir çözüm için öneriler üretmem lazım. Geçmişi unutmamalıyım ama affetmesini bilmeliyim.

Türkiye’de Türkler ve Kürtler arasında barış ve adalet ortamının oluşturulması için gerekirse kardeşimin katilleri Ali Bilir ve İhsan Barutçu ile görüşüp tokalaşabileceğimi ve hatta kucaklaşabileceğimi bile söyledim, söylüyorum. Bu jestin benim için ne kadar zor olduğunu biliyorum, ama geçmişin kavgalarını ve zulmünü devam ettirmek istemiyorsak böylesi bir tavır sergilemeliyiz.

Müslüman Kürtler ne ister?

Müslüman Kürtler ne ister? Hilal kaplan 21 Kasım 2012 www.19.org Her ne kadar ‘Kürt siyasî hareketi’ olarak tanımlanan oluşumun meclisteki ayağı seküler bir temsile sahip olsa da Kürt halkının Müslüman olduğu ve hatta Fırat’ın batısına kıyasla dinlerini oldukça ciddiye aldıkları malumdur. Ne var ki Müslüman kesimin ve aydınlarının başörtüsü meselesine harcadıkları çabanın yarısını örneğin 90’larda …

Continue reading ‘Müslüman Kürtler ne ister?’ »

Yaşlılara saygı?

Yaşlılara karşı saygınının azalması olumlu bir gelişmenin doğum sancısı olabilir… Kazanılmamış, sadece gelenek ve çevre baskısına dayanan “sözde saygı” genelde çocukların kişiliklerinin ve sorgulayıcı ve özgür düşünme yeteneklerinin gelişmesini yavaşlatır ve hatta bazen engeller. Genç öğrencilerin yaşlı Sokrat’a veya yaşlı Muhammed’e gösterdikleri saygı ile müritlerin yaşlı Şeyh Mahmut’a, çiftçilerin yaşlı köy ağasına gösterdikleri saygı arasında dünya ve ahiret kadar fark var!

Padişahların Uçkurunu Zemzemle Yıkayan Yavuz Tarihçi

Bu arada yeni şeyler de öğreniyorum bu “en doğru ve en güncel” ehl-i sünnet vel faşist gazeteden. Meğerse birçok padişahın annesi Türk bile değilmiş. Bulgar, Rus, Polonyalı köle kadınların çocukları bu muhteşem kardeş katilleri. Ülkeleri işgal edildikten sonra “köle kız” (cariye) olarak hareme kapatılan bu kızlar her nedense hemen padişahlara aşık oluyorlar ve her nedense teolojik konuları dikkatle inceleyip araştırıp hemen müslüman oluyorlar!

“Araplar terörist”

Miraç Öztürk: “arapların attığı füzeler de bebek öldürüyo, hatta ilk füze atışı araplardan geldi..”
İsrail’in birkaç gün önce “terörist” diye öldürdüğü Filistinli gençleri hesaba katmazsan, İsrail’in sürekli onların evlerini yıkıp arazilerini zorla alıp oraya Yahudiler için konut yaptıklarını görmezseniz, İsrail askerlerinin sürekli Filistinli çocukları (10-15) yaşında tutuklayıp dövdüklerini önemsemezseniz, İsrail tankı karşısında elinde taşla duran Filistinli çocuğu terörist diye belleseniz, ölen bir Yahudi’ye karşı düzinelerce Filistinlinin öldürüldüğünü görmeyip kötülüğün sürekli Araplardan başladığına inanırsanız, İsrail hapishanelerinde işkence çeken binlerce Filistinliyi insan saymazsanız, İsrail’in dilediği Filistinli politikacıyı ve lideri “terörist” diye suikastla öldürmesini haklı görürseniz, İsrail tarafından etrafları tel örgüler ve duvarlarla çevrili açık hapishanelerde ambargo altında yaşayan insanların sıkıntılarını umursamazsanız, iki yıl önce Gazze’ye girip 400’ü çocuk olan 1400 Gazzeliyi öldürdüğünü unutursanız, yüzlerce binayı yerle bir eden ve dünyanın en büyük askeri güçlerinden birisi olan İsrail’i mağdur görürseniz… Velhasıl, Amerikan medyasını beyinsizce izlerseniz veya Araplara karşı ırkçı bir tavırla yaklaşırsınız işte öyle görürsünüz…