Kötülük Problemi
“Eğer Tanrı mutlak anlamda iyilik ise kötülükleri yok etmelidir. Ve eğer, Her Şeye Gücü Yeten ise bunu yapmaya muktedir olmalıdır. Bu durumda KÖTÜLÜK nereden gelmektedir?”
“Eğer Tanrı mutlak anlamda iyilik ise kötülükleri yok etmelidir. Ve eğer, Her Şeye Gücü Yeten ise bunu yapmaya muktedir olmalıdır. Bu durumda KÖTÜLÜK nereden gelmektedir?”
Evet bazı gizli servisler halkın dikkatini tevhid mesajına, Kuran mesajına çekmek için büyük gayret gösteriyorlar. Bu gizli servisler, halkı uyduruk rivayetler ve palavralarla uyutup afyonlayan din tüccarlarını ifşa ediyorlar. Ayrıca bu gizli servisler Amerikan emperyalizminin ve Siyonizmin kanlı yüzünü, uluslararası şirketlerin insanlığa ve çevreye karşı işlediği suçlar hakkında da halkı bilgilendirip uyarmaktadır.
Madem sordun, artık bu sırrı ifşa edeceğim:
Yirmi altı yıldır Akıllarına İhanet Edenleri Uyarma Ofisi (AİEUO) adlı gizli servise çalışıyorum. Yakında, bu servisin alt grubu olarak kurulacak Geviş Getiren Geyikler Gibi Gezinen Güdümlü Geri Gafalıların Göbeklerini Gizli Gizli Gıdıklayıp Gıcıklama Görevlileri (14G) adlı gizli bir servis için de çalışacağım. Gerçi mesaimin karşılığını almıyorum ama bu gizli işleri çok seviyorum. Peki sen hangi gizli servise çalışıyorsun 🙂
Evet çok sevimli bir kız (veya oğul). Bir balkabağını oyup buradaki gibi bir delik açsaydın ve çocuğunu oraya koyup resmini çekseydin daha da sevimli olabilirdi. Allah bağışlasın çuvaldaki bu bebeği… İnşallah büyüyünce aklını kullanır, mezhep adamlarının ve tarikat şeyhlerinin uydurduğu şeriatları ve zararlı gelenekleri reddederek özgürlüğüne kavuşur. O zaman dilerse balkabağında veya çuvalda yaşamaya devam eder; dilerse ellerine ve ayaklarına dolanmayan, güneş altında terletip kokutmayan normal bir elbise giyer.
Akaid kitaplarında “Elfaz-ı Küfür” başlığı altında yüzden fazla madde yer alır. Kendini ilahlaştıran din adamlarının uyduruk hadisler ve mezhep içtihatları ile oluşturdukları bu listeye göre binlerce insanın kellesi kesilir ve bu teokratik terör altında yaşayan insanlar tamamen münafıklaştırılır. Selef örneğini Suudi Arabistan’da, Şii örneğini İran’da, ve Sünni örneğini Afganistan’da gördüğümüz şeytani vahşet o insanları her türlü felaket ve perişanlığa mahkum etmiştir. Aşağıda Sünni firavuncukların uydurduğu ve ölüm cezasını gerektiren ifadelerden birkaç tanesi:
Kuran yukarıdaki her iki ifadeyi de içerir, ve putlaştırılmış peygamberlerin ve velilerini kendilerini abartıp tapanları kurtarma biçimindeki mitolojik şefaat anlayışı reddedilip BİRİNCİ anlamında kullanılarak, Din Günü ilahi mahkemede yalnız başına yargılanan bireyler hakkında sadece TANIKLIK yapmaya indirgenir.
Yüzyıllar önce ölmüş bebek katili, kardeş katili, cariyeci-köleci, ırz düşmanı, bilim düşmanı, kendilerini haşa “Allah’ın yeryüzündeki gölgeleri” olarak gören firavunların, Kuran’a inat soylarını ileri sürerek kendilerini zorla halka dayatan, yine Kuran’a inat halkı “reayam” (koyunlarım) ve “kullarım” diye çağıran padişahların sıfatlarını ifade etmek bile suç yapılmak isteniyor. Türkiye padişahlara “kapıkulu” olmaya imrenen, ecdadına tapan bu firavuncuklara …
Diyet uzmanı eşim veya benim özel gıda polisim, gece geç vakitlerde o uyuduktan sonra buzdolabını ziyaret ettiğimi farkedince artık sığmadığım eski bir pantolonumu buzdolabına astı.
“Aç insanların karınlarını doyurduğum zaman bana kahraman diyorlar. Bunların neden aç olduğunu sorduğum zaman ise bana komünist diyorlar.” Ernesto Che Guevera
• Başörtüsüne ve çarşafa karşı çıkan yüzlerce politikacı ve bürokrat için “ilahi adalet” unutulmuş veya gizlenmiş.
• Çarşafı en çok savunanlardan Cüppeli adlı palavracı müşriğin fuhuş yaparken suçüstü yakalandığı ve hapse girdiği unutulmuş veya gizlenmiş.
• Danny Allen adlı palavracı müşriğin 4 gün sonra kendisini “feci şekilde” yaktığı haberi uydurulmuş.
• Nice Siyonist canavarın “feci şekilde” ölmediği ve nice Filistinli’nin “feci şekilde” öldüğü unutulmuş veya gizlenmiş.
“Arada bir faydalarından da yararlanmak lazım:)” Onyedi katlı apartmanın damından atlamanın da yararları var… Beş saniye kadar manzara seyrederek havada süzülebilirsin Daha başka işlerin faydalarını da sayayım mı? 🙂
Filistinli bir Arap ile Amerikalı bir Yahudi, Siyonist propagandayı ve Filistinlilere karşı yapılan adaletsizliği 1973, 1992, 2001 yıllarında çektikleri üç resimle teşhir ediyorlar. Filistinli, Darusselam’da doğduğu halde doğum yeri olan ülkesine dönemediğinden şikayet ederken, Amerikalı Yahudi ise, Amerika’da doğduğunu ve doğum yeri olmadığı halde dilediği zaman Darusselam’a gidip yerleşebileceğini ifade ediyor.
Ey Türk ve Kürt milliyetçileri! Ey ırkları ile övünen, güce ve şiddete tapan cahiller! Şu yakın tarihten ibret almayacak mısınız? İşte, ırkıyla gururlanan, bayrak sallayıp havalara giren Alman halkı! “Ne mutlu Almanım diyene”, “Bir Alman dünyaya bedel” ve “Alman’ın Alman’dan başka dostu yoktur” şeytani sloganları ile halkına gaz veren Hitler! Almanlara Almancılığı satarak, milli hormonlarını gıdıklayarak, bayrak sallatarak, askeri ve polisi yücelterek, ülkesinin enerjisini silaha harcayarak, güce ve güçlüye taptırarak, diğer etnik gruplara karşı nefreti kürükleyerek, sansür ve propaganda ile gerçekleri tahrif ederek, Almanları mağduriyetini abartıp savaş naraları atarak, hitabet sanatıyla halkını uygun adım marş cehenneme kadar kudurtup koşturdu. Yok mu ibret alan?
Facebook’taki Bilim ve Din Tartışma Kulübü sayfasında paylaşın aşağıdaki eleştiriyi bu konudaki yanlış anlaşılmaları ve tahrifatları tartışmaya açtığı için yararlı bulmama ve asıl adresinin Sünni ve Şii din adamları olmasına rağmen eleştirinin gerçeklik değeri konusundaki görüşümü bildireyim: Kuran ayetlerini, uyduruk hadis, sünnet, mezhep ve tefsir çarpıtmalarıyla tahrif ederek onlarla karıştıran ve bazı noktalarda rölatif-kültürel ahlak popülizminin düdüğünü çalan bir eleştiri…
Bazı arkadaşların mesajın içeriği konusundaki kagyılarına ve duyarlılıklarına katılıyorum. Ancak, mesajın eğilip bükülmeden, çarpıtılmadan, kime nasıl iletileceği konusunda soruları olan ve bu konudaki sorunları gören arkadaşlara da saygı duyarım.
10:100 Hiçbir kişi ALLAH’ın izni olmadan gerçeği onaylayamaz ve O, akıllarını kullanmayanları rezilliğe mâhkum eder.
16:63 ALLAH’a andolsun ki senden önceki toplumlara da elçiler gönderdiğimizde sapkın işlerini onlara güzel gösterdi. Nitekim onların dostu (veli) bugün odur. Onlar acı bir azaba mahkum olmuşlardır.
31:21 Kendilerine, “ALLAH’ın indirdiğine uyun” denildiği zaman, “Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yolu izleriz” derler. Sapkın kendilerini alevli ateşin azabına çağırıyor olsa da mı?
36:60 Ey Adem’in çocukları, sapkına hizmet etmeyeceğinize dair sizden söz almamış mıydım? O sizin açık düşmanınızdır.
43:36 Kim Rahman’ın mesajına aldırış etmezse, ona bir sapkını sardırırız da onun arkadaşı olur.
43:37 Nitekim onları yoldan çıkarırlar. Buna rağmen onlar doğru yolda olduklarını sanırlar.
Darısı Türkiye’nin başına… Türkiye’nin de ismi değişsin artık. Hani 600 yıllık Osmanlı değişebiliyorsa 100 yıllık Türkiye niye değişemesin? İlla büyük savaşlar ve katliamlar mı olması lazım bu basit iş için? Üstelik TURKEY dünyanın en çok konuşulan dili olan İngilizcede HİNDİ demektir ve hindi de “aptal” veya “salak” için kullanılan bir semboldür. Türkiye’deki “eşek” ile aynı çağrışımı yapıyor Turkey! Türkiye veya Turkey (Salak) yerine şu isimleri öneriyorum:
Eğer Türkiye faşist politikasının sonucunda bir iç savaş ile bölünmezse (Allah korusun), büyük bir olasılıkla daha önce Amerika’da komünist/bölücü/katil olarak damgalanıp hapsedilen ve öldürülen Martin Luther King, Güney Afrika Cumhuriyetinde terörist olarak yargılanıp yıllarca hapsedilen Nelson Mandela örneklerinde olduğu gibi Apo da yirmi otuz yıl sonra Türkiye’de milli kahraman ilan edilebilir. Üstelik, Türk medyası tarafından rötüşlenerek gözleri şaşılaştırılıp özellikle çirkinleştirilen resmi bu kez tersine rötüşlenir, kaşları traşlanır ve Atatürk gibi yakışıklı bir kahraman olarak devlet dairelerine asılabilir. Dünya işte böyle… Bir zamanların Ulu Hakan’ı birkaç nesil boyu despot ilan edilir ve ondan sonra tekrar ululanır… Bir zamanların Sultan Vahdettin’i birkaç nesil hain ilan edilir ondan sonra tekrar göklere çıkarılır.
“Yasadışı Yayınlar Yasaktır” 🙂 Y.Y.Y. veya YeYeYe 🙂 Tartışma platformundan başka herşeye benziyor… İlk üç madde YASAKTIR diye başlamış… Maalesef T.C.’nin yasakçı kültürü vatandaşlara da, gençlere de, hem de “tartışma” yapmaya hevesli gençlere de bulaşmış. Sadece “küfür” diye ifade edilen “belden aşağı” sövgülerin yasaklanmasını makul görüyorum. Hakaret dahil diğer yasaklar tek kelimeyle salakça. Bu SALAK-YASAK (kafiyeli olunca yasakçı kafaların hormonlarını gıdıklıyor) tavrıyla yobazlık ve dogmacılık şifa bulmaz. Kutsal ineklerin yasaklarla korunduğu ortamlar inek çiftliğidir.