Bu sitede yayınlanan Sahih Hadis nasıl Uydurulur? başlıklı kısa makaleyi okuduysanız Muhammed peygamberden sonra farklı dinlerden, meşreplerden ve siyasi gruplardan binlerce münafığın Hadis yoluyla kendi heveslerini, dinlerini, sultanlarını, ruhbanlarını, davranış ve karakterlerini peygamber adına islam diye sunmaya çalıştı ve nitekim yüzyıllar sonra bunda başarılı oldular. Taşla öldürme cezasından kadınları diri diri bir torbaya gömmeye, kölecilikten pedofiliye kadar müşriklerin birçok uygulaması böylece Sünni ve Şii dinleri yoluyla hadisler ve mezhepler yoluyla müslüman (barışçı) toplum içinde hortlatıldı. Cinsi sapıklar peygambere hadisler ve sünnetler iftira ederek hastalıklarını haklı göstermeye ve hatta sevap yapmaya çalıştılar ve maalesef bunu başardılar. Aşağıdaki makale peygamber düşmanlarının uydurduğu ve kullandığı rivayetlerin kritik incelemesinden ibarettir. Oradaki çelişkileri ifşa ederek Ayşe’nin yaşıyla ilgili iddiaların palavradan ibaret olduğunu ispat ediyor. Şahsen, Ayşe’nin 30 yaşından büyük olduğuna inanıyorum.
Oxford Üniversitesinde düzenlediğimiz Critical Thinkers for Islamic Reform konferansında yapılan konuşmalardan biri. Aynı adla yayınladığımız ve editörlüğünü yaptığım İngilizce kitabın Müslüman Reformcular başlığıyla Ozan Yayıncılık tarafından yayımlanan Türkçe çevirisinden:
Ayşe Evlendiğinde
Yedi Yaşında mıydı?
T.O. Shanavas
M.Dr. T.O. Shanavas; Michigan asıllı bir doktordur. Evrim ve onun İslamî tarihteki kökleri hakkındaki Kuran görüşlerini tartışan Yaradılış ve Evrim kitabının yazarıdır.
Hıristiyan bir arkadaşım bir keresinde, “Yedi yaşındaki kızını elli yaşında bir adamla evlendirir misin?” diye sormuştu. Ben sessiz kalınca, “Şayet kendi kızının böyle bir evlilik yapmasına izin vermiyorsan, yedi yaşındaki zavallı Ayşe’nin peygamberinle evliliğini nasıl uygun bulabiliyorsun?” diyerek sözlerine devam etmişti. Ona, “Şu an için sana verecek cevabım yok” yanıtını vermiştim. Arkadaşım imanımda bir yara açıp gülümseyerek yanımdan ayrılmıştı.
Çoğu Müslüman bu soruya o tarihlerde böyle evliliklerin kabul gördüğünü, aksi olsaydı insanların Ayşe’nin Peygamber’le evliliğine karşı çıkacakları cevabını verecektir
Bu açıklama ona inanacak kadar saf olanlar için yeterli olabilirdi ama benim için yeterli değildi.
Peygamberimiz örnek bir şahsiyetti. Tüm davranışları bizim onları örnek alacağımız şekilde faziletliydi. Bununla birlikte Toledo İslam Merkezi’ndeki ben dahil çoğu kişi, yedi yaşındaki kızlarının elli yaşında bir adamla evlendirilmesine karşıydı. Eğer bir ana-baba böyle bir evliliğe izin verirse, hepsi olmasa bile çoğu insan kızın babasını ve yaşlı damadı hor göreceklerdi.
1923’te Mısır’da nüfus kayıt memurları on altı yaşından küçük gelinlerin ve on sekiz yaşından küçük damatların evliliklerini kayda geçirmeyeceklerini açıkladılar. Sekiz yıl sonra da Hukuk Kurulu ve Şeriat Mahkemeleri bu yaş sınırlarının altındaki evlilik davalarına bakmayacağını açıklayarak bu düzenlemeyi pekiştirdi. (Women in Muslim Family Law, John Esposito, 1982). Bu gösteriyor ki Müslüman çoğunluğa sahip Mısır gibi bir ülkede bile çocuk evlilikleri kabul edilmiyor.
Bütün bunlar peygamberime olan büyük saygıdan başka somut bir delilim olmasa bile beni yedi yaşındaki Ayşe’nin elli yaşındaki Peygamber’le evliliğine dair anlatılanların bir söylence olduğuna inandırdı. Sonunda doğruyu bulmak için yaptığım araştırma bu sezgimin haklılığını kanıtladı. Benim peygamberim bir centilmendi ve yedi yahut dokuz yaşlarındaki masum bir kızla evlenmedi. Hadis literatüründe Ayşe’nin yaşı yanlış yansıtılmıştı. Dahası bu olayı anlatan hikayeler oldukça güvenilmezdiler. Ayşe’nin Peygamber’le evlendiği andaki yaşıyla ilgili bazı hadisler de tartışmaya açıktı.
Peygamberimi masum küçük bir kızı ağına düşürmeye çalışan sorumsuz yaşlı bir adam olarak gösteren Hisham ibn Urwah’ın bu kurgusal hikâyesine karşı aşağıdaki delilleri sunuyorum.
DELİL 1: Kaynağın Güvenilirliği
Hadis kitaplarındaki hikâyelerin çoğu sadece, babasının yetkisi altında bilgi veren Hisham ibn Urwah tarafından anlatılıyor. Her şeyden önce mantık olarak birden fazla, en az iki ya da üç kişi tarafından anlatılmalıydılar. Hisham ibn Urwah’ın hayatının ilk yetmiş bir yılını yaşadığı Medine şehrinden çok saygı duyulan Malik ibn Anas dahil hiçbir öğrencisinin bu olayı anlatmamış olması tuhaftır. Bu hikayeyi anlatanlar Hisham’ın hayatının büyük bir kısmını Medine’de geçirdikten sonra yerleştiği Irak orijinli insanlardır.
Peygamber’in geleneklerini aktaran anlatıcıların hayatları ve güvenirlikleriyle ilgili en iyi kaynak olarak bilinen Tehzip’l-Tehzip kitabında Yakup ibn Shaibah’ın, “Hisham oldukça güvenilir bir kişidir ve Irak’a yerleştikten sonra anlattıkları hariç onun hikayeleri kabul edilebilir.” dediği yazılıdır. (Tehzip’bu’l-tehzi’b, Ibn Hajar Al-‘asqalani, Dar Ihya al-Islami, 15. yy, cilt 11 sayfa 50).
Peygamber’le ilgili bilgi verenlerin hayatını anlatan başka bir kitap olan Mizanu’l-ai’tidal isimli kitapta da, yaşlandığında Hisham’ın hafızasının oldukça kötü bir duruma geldiği bildirilmektedir. (Mizanu’l-ai’tidal, Al-Zahbi, Al-Maktabatu’l-athriyyah, Sheikhupura, Pakistan, cilt 4 sayfa 301)
SONUÇ: Bu bilgiler ışığında, Hisham’ın hafızası zayıftı ve Irak’ta iken söyledikleri güvenilmezdi. Bu yüzden, Ayşe’nin evliliği ve yaşıyla ilgili söyledikleri güvenilmezdir.
KRONOLOJİ: İslam tarihindeki şu tarihleri de düşünmeliyiz
610 öncesi: Cahiliye
610: İlk vahiy
610: Ebu Bekir İslam’ı kabul ediyor.
613: Muhammed peygamber açık olarak tebliğe başlıyor
615: Abyssinia’ya göç
616:Ömer bin al Khattab Müslüman oluyor
620:Ayşe’nin Peygamber’le evlendiği kabul edilen tarih.
622: Medine’ye göç.
623/624: Ayşe’nin Peygamber’le yaşamaya başladığı kabul edilen yıl.
DELİL 2: Evlilik
Teberi, Hisam ibn Urwah, Ibn Hambeli ve Ibn Sa’d’a göre Ayşe yedi yaşında evlendi ve dokuz yaşında Peygamber’le birlikte yaşamaya başladı.
Bununla birlikte başka bir çalışmasında Al-Teberi Ebu Bekir’in dört çocuğunun da İslam öncesi dönemdeki iki karısından doğduğunu bildiriyor.
Eğer Ayşe 620’de evlendiyse ve 623’te Peygamber’le birlikte yaşamaya başladıysa bu, onun 613’te doğduğunu ve Peygamber’le yaşamaya başladığında dokuz yaşında olduğunu gösterir. Al-Teberi’nin hesabına göre rakamlar Ayşe’nin vahiyden üç yıl sonra 613’te dünyaya geldiğini gösteriyor. Teberi aynı zamanda Ayşe’nin İslam öncesi dönemde doğduğunu da belirtiyor. Bu durumda eğer Ayşe İslam öncesi dönemde -yani 610 yılından önce- doğmuşsa Peygamber’le yaşamaya başladığında en az on dört yaşında olmalıydı. Bu da zorunlu olarak Teberi’nin kendisiyle çeliştiğini gösterir.
SONUÇ: Teberi Ayşe’nin yaşını belirleme konusunda güvenilmezdir.
DELİL 3: Fatma’nın Yaşına Göre Ayşe’nin Yaşı
Ibn Hajar’a göre, “Fatma Kâbe’nin yeniden inşası sırasında Peygamber otuz beş yaşındayken doğdu… Ayşe’den beş yaş büyüktü.” (Al-isabah fi tamyizi’l-sahabah, Ibn Hajar al-Asqalan, Cilt 4, sayfa 377, Maktabatu’l-Riyadh al-haditha, al-Riyadh, 1978).
Eğer Ibn Hajar’ın beyanı gerçeklere dayanıyorsa, Ayşe, Peygamber kırk yaşındayken doğdu ve Ayşe ile evlendiğinde Peygamber elli iki yaşındaysa, Ayşe’nin evlilik anındaki yaşı on iki (peygamberle birlikte yaşamaya başladığı yaş ise 16) olmalıdır.
SONUÇ: Ibn Hajar, Teberi, Ibn Hisam ve Ibn Hambeli Ayşe’nin yaşı konusunda birbirlerini yalanlıyor. Buna göre, Ayşe’nin yedi yaşında evlendiği iddiası bir söylencedir.
DELİL 4: Esma’nın Yaşına Göre Ayşe’nin Yaşı
Abdal rahman ibn abi zanna’d’a göre Esma Ayşe’den on yaş büyüktü. (Siyar A’la’ma’l-nubala’, Al-Zahabi, Cilt2, Sayfa 289, Arabic, Mu’assasatu’l-risalah, Beirut, 1992)
Ibn Kathir’e göre Esma Ayşe’nin on yaş büyük ablasıydı. (Al-Bidayah va’l-nihayahi Ibn kathir, Cilt 8, sayfa 371, Dar al-fikr al-‘arabi, Al-jizah, 1933)
Yine Ibn Kathir’e göre, “Esma oğlunun ölümünü gördü ve beş gün sonra kendisi de öldü. Başka hikayelerse Esma’nın oğlundan beş gün değil on veya yirmi yahut yirmi günden birkaç fazla gün sonra, ya da yüz gün sonra öldüğünü bildiriyor. En bilinen hikaye ise yüz gün sonra öldüğünü söylüyor. Esma öldüğünde yüz yaşındaydı. (Al-Bidayah wa’l-nihayah, Ibn Kathir, cilt 8, sayfa 372, Dar al-fikr al-‘arabi, Al-Jizah, 1933)
Ibn Hajar Al-Asqalani’ye göre, “Esma yüz yıl yaşadı ve hicri 73 ya da 74 yılında öldü.” (taqribu’l-tehzib,Ibn Hajar Al-Asqalani, sayfa 654, Arabic, Bab fi’l-nisa’, al-harfu’l-alif, Lucknow).
Hemen hemen bütün tarihçilere göre Esma kız kardeşi Ayşe’den on yaş büyüktü. Buna göre Esma hicri 73 yılında yüz yaşındaysa, Hicret’in olduğu yıl yirmi yedi veya yirmi sekiz yaşında olmalıydı.
Eğer Esma Hicret esnasında yirmi yedi veya yirmi sekiz yaşındaysa, Ayşe de aynı yıl on yedi veya on sekiz yaşında olmalıydı. O halde Hicret esnasında on yedi yahut on sekiz yaşında olan Ayşe, Peygamber’le birlikte olmaya başladığında ya on dokuz ya da yirmi yaşındaydı.
Hajar, Ibn Kathir ve Abdal-rahman ibn Abi Zanna’d’ı temel aldığımızda, Peygamber’le yaşamaya başladığında Ayşe’nin yaşı 19 veya 20’ydi. Delil 3’te Ayşe’nin yaşını 12 olarak gösteren Ibn Hajar, Delil 4’te 17 veya 18 olarak göstererek kendisiyle çelişiyor. O halde doğru yaş hangisidir; on iki mi, on sekiz mi?
SONUÇ: Ibn Hajar Ayşe’nin yaşı bakımından güvenilmez bir kaynaktır.
DELİL 5: Bedir ve Uhud Savaşları
Müslüman hadislerinde Ayşe’nin Bedir savaşına katıldığına dair bilgi verilir. (Kitabu’- jihad wa’l-siyar, Bab karahiyati’l-isti’anah fi’l-gahazwi bikafir). Ayşe Bedir’e yolculuğunu ve o yolculuk esnasında olan önemli bir olayı anlatırken, “Shajarah’a vardığımızda” diye söze başlar. Açıkça görülüyor ki Ayşe de Bedir’e giden grupla beraberdi. Ayşe’nin Uhud Savaşı’na katılımıyla ilgili olarak Buhari’de (Kitabu’l-jihad wa’l-siyar, Bab ghazwi’l-nisa’ wa qitalihinna ma’a’lrijal): “Anas, Uhud savaşının yapıldığı gün insanların peygamberin çevresindeki yerlerinde duramadıklarını söylüyor. O gün Ayşe’yi ve ümmi Süleyman’ı hareketlerine mani olmasın diye elbiselerini ayaklarından yukarı çekmiş vaziyette gördüm.” Bu da yine Ayşe’nin Bedir ve Uhud savaşı esnasında orada olduğunu gösteriyor.
Buhari’de (Kitabu’l-maghazi, Bab Ghazwati’l-khandaq wa hiya’l-ahzab) Ibn Umar’ın, Uhud savaşı yapıldığı tarihte on dört yaşında olduğu için Peygamber’in savaşa katılmasına izin vermediğini; fakat on beş yaşındayken Hendek savaşına katılmasına izin verdiğini belirttiği anlatılır.
Yukarıdaki bilgiler ışığında, a) on beş yaşın altındaki çocuklar geri gönderilerek Uhud Savaşı’na katılmalarına izin verilmedi ve b) Ayşe Bedir Savaşı’na da Uhud Savaşı’na da katıldı.
SONUÇ: Ayşe’nin Bedir ve Uhud Savaşları’na katılması, o tarihlerde dokuz değil en az on beş yaşında olduğunu gösterir. Hepsinden önemlisi kadınlar, onlara yük olmak için değil yardımcı olmak için erkeklerle beraber savaş meydanlarına gidiyorlardı. Bu hesap da Ayşe’nin yaşıyla ilgili başka bir tutarsızlıktır.
DELİL 6: Kamer Suresi
Genel kabul gören bir kanıya göre Ayşe Hicret’ten yaklaşık olarak sekiz yıl önce doğdu. Fakat Buhari’deki başka bir anlatıma göre Ayşe’nin, Kamer suresi indiğinde (Sahih Buhari, Kitabu’l- tafsir, Bab Qaulihi Bal al-sa’atu Maw’iduhum wa’l-sa’atu adha’ wa amarr) “Ben genç bir kızdım (Arapça’da jariyah)” dediği ileri sürülüyor.
Kuran’ın 54. suresi Hicret’ten sekiz yıl önce indi (The Bounteous Koran, M.M. Khatib, 1985), bu da bu surenin 614 yılında indiği anlamına gelir. Eğer Ayşe 623 veya 624 yılında dokuz yaşındayken Peygamber’le yaşamaya başladıysa, Kamer Suresi indiği tarihte yeni doğmuş (Arapçada sibyah) küçük bir bebek olmalıydı. Yukarıdaki bilgilere göre Kamer Suresi’nin indiği vakit Ayşe bebek değil, genç bir kızdı. Jariyah kelimesi Lane Arapça-İngilizce Sözlüğü’nde hareketli genç kız anlamına gelmektedir. O halde Ayşe’den sibyah (bebek) değil de jariyah (genç kız) olarak bahsedilmesi, Kamer Suresi’nin indiği zamanda onun 6 – 13 yaşları arasında bir yerde olmasını gerekli kılıyor. Bu da Peygamber’le evlendiğinde 14 – 21 yaşları arasında olduğu anlamını taşıyor.
SONUÇ: Bu bilgi de Ayşe’nin evlendiğinde dokuz yaşında olduğu bilgisiyle çelişmektedir.
DELİL 7: Arap Terminolojisi
Ahmet Ibn Hanbel’in bildirdiği bir hikâyeye göre ilk eşi Hatice’nin ölümünden sonra Khaulah Peygamber’e yeniden evlenmesini tavsiye etti. Peygamber de ona aklında hangi isimlerin olduğunu sordu. Khaulah, “Bir bakireyle ya da önceden evlenmiş birisiyle evlenebilirsin.” dedi. Peygamber bakirenin kimliğini sorunca, Kahulah “Ayşe” dedi.
Arapça bilen herkes bakire (bikr) kelimesinin henüz olgunlaşmamış dokuz yaşında bir kız için kullanılmadığının farkındadır. Arapçada hareketli genç bir kız için daha önce de belirttiğimiz gibi jariyah kelimesi kullanılır. Diğer taraftan bikr (bakire) kelimesi İngilizcedeki virgin kelimesinin karşılığı olarak anladığımız manada evlilik öncesi herhangi bir cinsi münasebette bulunmamış evli olamayan bayan anlamında kullanılır. Bu yüzden dokuz yaşında bir kızın bu mananın karşılığı olacak anlamda bikr (bakire) bayan olarak anlaşılmadığı çok açıktır (Musnad Ahmad ibn Hanbal, cilt. 6, sayfa .210, Arabic, Dar Ihya al-turath al-‘arabi, Beirut).
SONUÇ: Bikr (bakire) kelimesi yukarıdaki hadiste evlenmeden önce cinsel ilişkide bulunmamış yetişkin bayan anlamına gelmektedir. O halde Ayşe evlendiğinde yetişkin bir bayandı.
DELİL 8: Kuran Metni
Her Müslüman Kuran’ın bir rehber kitap olduğu konusunda hemfikirdir. Öyleyse, evlendiği vakit Ayşe’nin yaşıyla ilgili olarak Klasik İslam döneminin yüksek makam sahibi erkekleri tarafından yaratılan kafa karışıklığını Kuran’ın rehberliğiyle temizlemek zorundayız.
Böyle bir evliliği açık bir şekilde uygun bulan hiçbir ayete rastlamamaktayız. Diğer taraftan Müslümanların yetim çocukları yetiştirmesiyle ilgili bir ayet vardır. Kuran’ın yetim çocukların yetiştirilmesiyle ilgili rehberliği kendi çocuklarımız için de geçerlidir.
4: 5-6 ALLAH’ın sizi gözetici kıldığı mallarınızı aklı ermezlere vermeyin. O mallarla onları (yetimleri) besleyin, giydirin ve onlarla güzel iletişim kurun. Evlenme yaşına eriştiklerinde yetimleri sınayın. Onlarda olgunluk görürseniz kendilerine mallarını verin. Onlar büyüyecek diye savurganlık ve aceleyle mallarını yemeyin. Zengin, (malın korumasına gösterdiği çabanın ücretinden) vazgeçsin. Fakir ise uygun bir miktarda harcasın. Mallarını kendilerine tanıklar huzurunda geri verin. Hesap görücü olarak ALLAH yeter.
Anne ya da babasını kaybeden çocuklar konusunda Kuran Müslümanlara, a) onları beslemesini, b) giydirmesini, c) eğitmesini, d) evlilik yaşına gelinceye kadar kendi mallarını vermeden önce olgunluk bakımından sınamalarını emretmektedir.
Buradaki Kuran ayetleri, onlara evlenme çağına eriştiklerinde mallarını vermeden önce nesnel ve ayrıntılı test sonuçlarının ortaya koyduğu zihinsel ve bedensel olgunluk kanıtları talep etmektedir.
Yukarıdaki ayetlerden hiçbir sorumlu Müslümanın henüz olgunlaşmamış yedi veya dokuz yaşlarında bir kıza mali yönetimini vermeyeceği anlaşılmaktadır. Eğer yedi yaşında birisine mali yönetim konusunda güvenemiyorsak, bu kişinin zihinsel ve bedensel olarak evliliğe uygun olmadığı da açıktır. Ibn Hambal (Musnad Ahmad ibn Hambal, cilt.6, s. 33 and 99), dokuz yaşındaki Ayşe’nin evli bir bayanın sorumluluklarını almaktan ziyade oyuncak atlarla oynamayı yeğlediğini iddia etmektedir. Bu yüzden çok iyi bir Müslüman olan Ebu Bekir’in henüz olgunlaşmamış yedi yaşında olan bir kızını, elli yaşındaki Peygamber’le evlendirdiğine inanmak zordur. Aynı şekilde Peygamber’in yedi yaşında bir çocukla evleneceğini düşünmek de oldukça güçtür.
Bir çocuğun vasisinden istenen başka bir önemli görev de onu eğitmesidir. Hadi kendimize şu soruyu soralım, “Kaçımız yedi ya da dokuz yaşına erişmeden önce çocuklarımıza yeterli eğitimi verebileceğimize inanıyor?” Cevap, hiçbirimizdir. Mantıklı olursak yedi yaşına varmadan evvel bir çocuğa yeterli eğitimi vermenin mümkün olmadığını görürüz. Öyleyse, Ayşe’nin evlendiğinde, yani iddia edildiği gibi yedi yaşında iken, doyurucu bir eğitim almış olduğuna nasıl inanabiliriz?
Ebu Bekir bizden daha mantıklı biriydi. Öyleyse, Ayşe’nin gerçekte bir çocuk olduğunu ve Kuran’ın istediği eğitimi henüz almadığını tartmış ve hiç kimseyle evlendirmemiştir. Öte yandan Peygamber, henüz olgunlaşmamış ve daha eğitim alması gereken bir kızla evlenme teklifi alsaydı, bunu derhal geri çevirirdi; çünkü ne Peygamber ne de Ebu Bekir Kuran’daki bir şartı ihlal etmezlerdi.
SONUÇ: Ayşe’nin yedi yaşında evlenmesi, Kuran’ın olgunluk kuralını veya talebini çiğneyecekti. Bu yüzden, Ayşe’nin yedi yaşında bir çocukken evlendiği iddiası söylenceden ibarettir.
DELİL 9: Evlilikte Rıza (Evlenmeye Razı Olma)
Bir evliliğin geçerli olması için kadına danışılması ve kadının bunu kabul etmesi gerekmektedir. (Mishakat al Masabiah, çeviri James Robson, cilt. I, s. 665).
İslam’a göre bir evliliğin geçerliliğinde önkoşul kadının iznidir. Hayal gücümüzü zorlasak bile yedi yaşında bir kızın vereceği evlilik yetkisinin geçerli olacağına inanmak güç olacaktır.
Akıllı bir adam olan Ebu Bekir’in yedi yaşında bir kızın elli yaşında bir adamla evlenmesine izin vermesini düşünmek de saçmadır.
Aynı şekilde Müslüman hadislerine göre Peygamber’le yaşamaya giderken yanına oyuncaklarını alan bir kızın rızasını, Peygamber’in kabul edeceğini de düşünemeyiz.
SONUÇ: İslam’ın evlilik emirlerine uygun olmayacağından Peygamber yedi yaşındaki Ayşe ile evlenmedi. Öyleyse Peygamber zihinsel ve bedensel olarak gelişmiş olan Bayan Ayşe ile evlendi.
ÖZET
Yedi ya da dokuz yaşında bir kız çocuğunun evlenmesine izin vermek ne bir Arap geleneğidir ne de Peygamber bu yaşlardaki Ayşe ile evlenmiştir. Arabistan halkı böyle bir evliliğe karşı çıkmadı çünkü bu evlilik asla anlatılagelen şekliyle olmadı.
Açıkça görülüyor ki Hisham ibn Urwah’ın dokuz yaşındaki Ayşe’nin evlenmesiyle ilgili hikâyesinin, bu konuyla ilgili başka bir çok hikaye ile çeliştiğinden, doğru olması mümkün değildir. Dahası, Malik ibn Anas dahil diğer alimler Hisam ibn Urwah’ın Irak’tayken anlattıklarını güvenilmez bulduğundan, onun bu hikayesi doğru kabul edilemez. Buhari, Teberi ve Müslim’den alıntılar Ayşe’nin yaşı konusunda birbiriyle çeliştiklerini göstermektedir. Bu âlimlerin çoğu kendi kayıtlarında bile kendi kendilerini yalanlamaktadırlar. Bu yüzden, Klasik İslam Dönemi âlimlerinin eserlerinde çok açık çelişkiler göründüğünden evlilik anında Ayşe’nin yaşıyla ilgili anlatılanlara güvenmek mümkün değildir.
O halde, Ayşe’nin yaşıyla ilgili bilginin söylenceden ibaret olduğuna dair yeteri kadar kanıt varken bu bilginin doğru olduğuna inanmamız için hiçbir sebep yoktur. Buna ilave olarak Kuran, olgunlaşmamış kızların ve erkek çocuklarının sorumlu tutulmasının yanında evlenmelerini de reddetmektedir.