Bademcik ve Tevbe’nin Son Ayetleri
18 Haziran 2008
ŞÜKRÜ ÖZHAN: Daha önce de yazdığım gibi çeşit şeşit amaç var meal hazırlamak için.
Şimdi Edip’e hafif bir cevap: Şimdi desek ki Edip Allah’ın ayetlerinden biridir doğru olur. Çünkü müslümanlar / Allah’a teslim olanlar bilir ve iman eder (güvenir) ki hiç bir şey boşuna yaratılmamıştır ve Allah’ın ayetlerindendir.
Ve gene desek ki Edip’in burnu, 2 kulağı 2 gözü, çenesi, 2 dili, bademciği, pankreas’ı ve nice nice organları var. Eyvallah var. Biri dese ki (eskiden doktorlar derlerdi) “Bademciği fazladır zaten vücutta işevsizdir”. Veya “Pankreas’ı fazladır ve hiçbir yararı yoktur”.
Ne diyeceğiz “Abi okumuş adamdır inanmak lazım” mı? Veya “Canım cahilim sen ilmini bilmediğin her şeye işlevsiz dersen. İlmini alana kadar adamı eksik bırakıp sakat kılarsın.Biz ALEMLERİN RABBİNE İMAN ETTİK O HİÇ BİR ŞEYİ BOŞA YARATMAZ CANIM”. Ne yani şimdi işlevini bilmiyoruz diye başka bir galaksideki yıldızları çöpe mi atalım (atabiliyorsan at veya yoksay). Kendiliğindenmi oldu o yıldızlar veya boşuna mı?
Kuran’daki bir harfin bile fazla olduğunu iddia etmen senin hatandır. Yoksa Allah yazıcılarında yazdırtanlarında Hakimidir. Şimdi diyeceksin nereden biliyorsun derim ki iman böyle bir şey Edip. Sonra sana derim ki “vücudunda adını bile bilmediğin bir organın fazladır onu alalım” dersin ki “Hop bilmek önemli değil ordaysa bir işlevi vardır, dokunma”. Konu sana zarar verecek olursa kılını bile söktürtmezsin Ama Kuran neymiş Edip beyin uygun gördüğü 19 işlevini bozuyormuş.
Hem diyeceksin Kuran mucize hem diyeceksin fazlalık vardı attım. He bilmediğin o iki ayetin manasınıda Rabbim dilerse sana açarım. Şimdilik bu kadar. Ya şu (bir şeyleri sabitleyerek) yazma konusuna değinecektik olmadı.
EDİP: Merhaba Şükrü: Eleştirin için teşekkür ederim. Gerçekten de dediğin gibi “hafif” bir eleştiri olmuş. Tartışma mantığın birçok insana makul gelebilir; ama kritik bir analize tabi tutulunca tutarsız ve ilgisiz bir tartışma… Kısaca değineyim:
1. Metaforları, yani misalleri/örnekleri kullanmak dikkat ister. Misaller iki tarafı keskin kılıca benzer (bak bu da bir misal). Senin kullandığın insan vücudu örneği sakat. Zira zaten fiziksel olarak insan vücudunun bir parçası olarak doğmaları tüm organları organik bir yaratılışın parçaları yapıyor. Ciğerin veya bademciğin vucudun doğal bir parçası olup olmadığından kuşku duyan yok. Onların işlevi sorgulanıyor ve işlev ontolojik kimliklerinden farklı bir nokta. Kimse, “falanca cümleler aslında bademcik veya apandisit gibi Kuran’ın bir parçasıdır ama bademcik veya apandisit gibi işlevsiz oldukları için Kuran’dan çıkarılmalı” demedi ki senin örneğine muhatap olsun! Hatta sözkonusu cümleleri, kesilmesi gereken kıl ve tırnağa bile benzetmedik. Aksine, “O cümleler vucuda ait değil; birilerinin et rengine boyayıp vucudun iğreti bir yerine tutkalla yapıştırdığı plastik parçaları gibidir. Kalabalıkları körü körüne izlemek yerine cesaretle bu yumuşak plastiği biraz inceleseniz vucudun diğer parçalarıyla karşılaştırsanız onun sonradan uydurma bir ekleme olduğunu, organik değil inorganik bir parça olduğunu rahatlıkla bulabilirsiniz” diyoruz. Anlayabiliyor musun?
2. Senin iman diye övdüğün şeyi Kuran “zan” diye reddediyor. Senin imanın aslında Kuran’a değil, sana Kuran diye bir kitabı ileten kalabalıklaradır. Üzerinde biraz düşünsen imanın kaynağını rahatlıkla görebilirsin.
3. Kuran’a bir harf ekleme bile yok diyorsun. Hangi Kuran’a? Allah tarafından matematiksel bir sistemle korunmuş Kitabun Marqum olan Kuran’a mı, yoksa ataların veya geçmiş kutsal nesiller tarafından korunduğuna inandığın Mushaf mı? Eğer ikincisiyse, elindeki müshafı Müzelerdeki ve kütüphanelerdeki eski nüshalarla karşılaştır dilersen. Hatta elindeki nüshayı Mısır veya Suudi Arabistan’da yayımlanan mushaflar ile karşılaştır. Elindeki nüshada yüzlerce FAZLA Elif harfi göreceksin.
Tartışmanın içeriği ve mantığı senin bu konuya sadece duygusal yaklaştığını ve konuyu aklınla tartacak cesarete veya bilgi birikimine sahip olmadığını gösteriyor. Seni bu konuda “Üzerinde 19 Var” kitabımda yaptığım tartışmaları okuduktan sonra tartışmayı sürdürmeye çalışıyorum. Hani tartıştığın konuyu ve eleştirmeye çalıştığın muhatabının görüşlerini biraz öğrenirsen daha tutarlı ve uygun tartışmalar geliştirebilirsin. Aksine, havanda su döversin ve ben havanı başka işler için kullanıyorum.
Selam,
Edip