Bayrağımızın Uyduruk Şifreleri
veya
‘Yarı Teokratik, tam Müttefik Türkiye’nin Mucitleri
Edip Yüksel
14 Ocak 2013
www.19.org
“Araştırmacı tarihçi yazar Cezmi Yurtsever, Türk bayrağında yer alan hilalin ‘İslam’ anlamına geldiğini, bayrakta yer alan 5 köşeli ay-yıldızın da ‘İslamın 5 şartı’nı simgelediğini savundu.” (Türk bayrağının gizli şifresi çözüldü, Sabah Gazetesi, 30 Ağustoss 2012)
Beş köşeli yıldızda İslam’ın beş şartını keşfeden Cezmi’nin gözlerinden fışkıran zeka ışınları ve elinde iki buçuk parmakla tuttuğu BAYRAĞIM başlıklı kitabı bana ilham veriyor. Gazete ve televizyon haberlerine göre hem Araştırmacı, hem Tarihçi, hem de Yazar imiş. Maşallah! Gerçi şu anda bilgisayarımda yıllardır evrimleşen ve doğacakları günü sabırsızlıkla bekleyen bir düzine İngilizce ve Türkçe kitap üzerinde çalışmaya çalışıyorum ama Cezmi kardeşimizin gösterdiği bu başarıyı acayip kıskanıyorum.
Bu nedenle, üzerine çalışmakta olduğum tüm kitapları ve projeleri bir yana bırakarak ben de bayrak üzerine bir kitap yazmak istiyorum. Nasılsa Osmanlı, Bayrak, Muhteşem Ecdat konuları şu anda büyük rağbet görüyor. Hatta amatör eczacı olsaydım 40’tan fazla cariyeden 130 çocuk sahibi olan 3. Murat hazretlerinin kullandığı iksiri keşfetmek için Osmanlı arşivlerini didiklerdim ve muhtemelen Viagra’yı tarihe gömecek yeni bir ilaç keşfederdim. Ne yazık ki ben eczacı değilim, ama bir gün içinde bayraktan güzel bir kitap çıkarabilirim. Zira bayrağımızın yeni bir sırrını keşfettim (bunun copyrighti bana ait, ona göre!): Şanlı bayrağımızdaki beş köşeli yıldız aslında tüm normal insanların bir elindeki 5 Parmağı, yani insanlığı sembolize ediyor!
Şaka bir yana.
Bu bir şaka değil; çok ciddi bir ameliyat sürüyor Türkiye’de… Sosyal, kültürel, dini, psikolojik, ekonomik ve politik bir ameliyat gerçekleşiyor Türkiye’de… Devlet, birkaç nesil boyunca Kemalizm diye paketlenen ideolojik dogmaları çocuk yaşta körpe beyinlere sokarak ezberci, yobaz, despot laik tipler oluşturdu. Bu arada çok imalat hataları çıkardı. Özellikle dindar kesimden… Devletin, vatandaşı dogmalarla aptallaştırma projesi Kemalizm dogmasını tükettiği için şimdi onun yerine F-tipi Türk-İslam sentezi dogmasını pirişip pazarlıyor. Üstelik bunun için okyanus ötesindeki efendisinden BOP mühürlü bir izin, o efendiye kölelik yapmaya azmetmiş kitmir + mehdi karışımı ruhbandan da himmet almış bulunuyor. Bu yeni proje için de devlet ve kurumları amatör veya profesyonel aşçılar ve garsonlar üretiyor ve onları cemaatler ve medya yoluyla destekliyor.
Yazarlığı Fethullah Gülen tarikatının çıkardığı Aksiyon dergisinde icra eden amatör tarihçi Cezmi Yurtesver tarafından ortaya atılan tez Türkiye’de geçen yıl ciddi ciddi haber konusu olmuş ve görünen o ki okul+cami+medya ve kiralık propagandacılar yoluyla kritik düşünme yetenekleri sistematik bir biçimde dumura uğratılmış vatandaşlara F-tipi yöntemlerle sunuluyor.
Türk bayrağını İslami bir sembol olarak yorumlama gayreti birçok yönüyle problemli. Kısaca açıklayayım:
- Osmanlı’nın gerileme döneminde 1844 yılında kabul edilen ve daha sonra 1936 yılında T.C tarafından da resmen bayrak olarak kabul edilen kırmızı zemin üzerindeki ay yıldız sembollerine kutsallık atfetme girişimi ABD tarafından desteklenen “yarı teokratik, tam müttefik Türkiye” planının bir parçasıdır.
- Yavuz Sultan Selim döneminde yeşil renkte kullanılan ve yıldız içermeyen bayrak, III. Selim döneminde kırmızı zemin üzerine hilal ile birlikte sekiz köşeli yıldız olarak tasarlanmıştır. Beş köşeli yıldız 1842 yılında Abdülmecit döneminde kullanılmaya başlanmıştır. Yani bu teze göre, Osmanlı devleti, 1842 tarihine kadar İslam’ın şartlarını ya sıfır ya da sekiz olarak bellemişti! Kaldı ki “İslam’ın 5 şartı” da Cezmi gibi birisinin geçmişte uydurduğu bir liste. (Acaba bu tespitimi, “Araştırmacı, felsefeci, yazar, kazar Edip Yüksel Osmanlı bayrağının şifrelerini keşfetti” diye haber yaparlar mı dersiniz?)
- Hilal İslam’ın sembolü değildir. Kuran böylesine bir sembol önermiyor. Kuran’dan 200-300 yıl sonra uydurulan hadis kitapları bile böyle bir sembol uydurmamışlardır. Peygamberin bayrağının üzerinde hiçbir şey yazılı olmayan siyah bir bez parçası olduğunu rivayet eder hadis külliyatı. Yani Sünniler hilali kutsal bir sembole dönüştürürken kendi sünnetlerini ihlal ediyorlar ve “bidate” sarılıyorlar.
- Kardeş katlını yardakçısı şeyhülşeytanın fetvasıyla mübahlayan ve hatta farzlayan, halkına “reaya” ve “kullarım” diye hitap eden, 42:38 ayetine inat soyundan dolayı kendini halka zorla dayatan bir padişahın hilali sembol olarak seçmiş olması müslümanlar için bir hüccet olamaz. Osmanlı padişahlarını ne Türklük ne de Islam umurlarındaydı; Türkleri aşağılayan ve İslam’a ihanet eden bir firavun ailesiydi.
- Beş köşeli yıldız çok eski bir sembol olup ta Sümerlilere kadar uzanır. Babilliler ve Yunanlılar tarafından kullanılmış… Bugün paganlar sembol olarak kullanır. Hristiyanlar tarafından İsa’nın beş yarasını sembolize etmek için kullanıldığı gibi Masonlar ve Büyücüler tarafından da yaygın olarak kullanılagelen bir semboldür. Beş köşe için birçok yorum yapılmıştır. Bunun için, F-tipi uydurmalara kanmadan önce şuraya bakıp kendinizi biraz eğitebilirsiniz: http://en.wikipedia.org/wiki/Pentagram
Bir devletin, hele dibi kirli bir devletin ilkokuldan itibaren beyinlerde putlaştırdığı ve vatandaşların karşısında amuda kalktıkları bayrağının milli büyüsü yetmezmiş gibi bir de onu uyduruk zemzemler ve üfürmelerle kutsamak ve dini bir sembol haline sokmak yeni bir propaganda dalgasının ve belli çevrelerin insanları milli zincire ek olarak dini zincir ile de bağlama planlarının bir göstergesidir.
Bir ırkı diğer ırka tercih eden; bireysel özgürlüklere saygısı olmayan; işşizleri, yoksulları, açları, yetimleri koruyup kollamayan zalim bir devlet, Kuran’ın hepsini içeren bir mikroyazıyı veya Allah’ın yüzondört güzel ismini kendisine bayrak bile seçse (Humeyni ve Saddam bayraklarına Allahu Ekber yazdırdıklarını unutmayın!) o devletin islam ile hiçbir alakası olamaz.
Dini ve milli hormonları gıdıklayan her politikacıyı, dinadamını ve cemaat liderini şüphe ile karşılamalıyız. Çocukların okullarda, camilerde, medreselerde ve tekellerde mukallitleştirilmesine ve müritleştirilmesine karşı mücadele vermeliyiz.