Çocuklarımız, eş olarak seçtiğimiz kişi ile ortaklaşa Allah’ın bize bağışladığı en büyük nimetlerdendir. Onları çevre baskısına, despot öğretmenlere rağmen en iyi biçimde yetiştirmek görevimizdir. Öğrenmeyi seven, meraklı, çalışkan, merhametli, barış ve adalet için yüreği atan, kötü alışkanlıklara karşı bilinçli ve kararlı tavır gösteren ve yüksek ideallere sahip erdemli çocuklar… İşin ilginci, bunu gerçekleştirmek için kontrolcü olmamalıyız. Kendi görüş ve isteklerimizi zorla dayatmamalıyız. Bize olan saygılarını kaybettirmeden onlarla arkadaş olabilmeliyiz. Onlara karşı hoşgörülü olmalıyız, ama bazı acil durumlarda öfkelenmeden bir anne ve baba olarak müdahale edebilmeliyiz. Başarıları için sürekli ilgi ve sevgi göstererek çocuklarımıza güven vermeliyiz ve konuları sükunetle akıl ve mantık yoluyla ve bilimsel veriler ışığında tartışmalıyız. Çocuklarımızdan da yeni şeyler öğrenmeye ve kendimizi düzeltmeye açık olmalıyız. Dayatma ile biçimlenmiş çocuklar psikolojik yönden, genelde ezberletme ile bilgilendirilmiş çocuklar zihinsel yönden yaralanır, zedelenir. Çocukken duygusal ve entelektüel gelişimleri engellenen ve çarpıtılan kişiler hayat boyu sıkıntılar çeker. Eğer çocukken yaralanmış ve zedelenmişsek kendimizi tanımaya çalışmalı ve zaaflarımızı mümkün mertebe kontrol altına almaya ve onları çocuklarımıza yansıtmamaya çalışmalıyız. Bunun için Allah’tan yardım istemeliyiz.