Zerzevat Teorisi

24:31 ayetindeki ÖRTÜ anlamına gelen KHUMUR kelimesinin anlamını uyduruk hadislerle BAŞÖRTÜSÜ olarak çarpıtan ve hızını alamayıp sarık ve sakallarının arasından kadınlar için çarşaflar, peçeler çıkaran ve böylece kadınları çuvallara sokup diri diri gömen ruhbanların zararlarını eleştiren youtube videomu* sizinle paylaştıktan sonra yararlı bir şeyi paylaşmak istedim. Bu sabah karşıma muz çıktı. Muzla karşılaştırdığınızda Allah’ın dinini şirket dinine çeviren din adamları zehirli mantarlar, kurbağalar, çıyanlar, örümcekler ve yılanlar gibidirler… Yaklışık 13 yıl önce bu konuyla ilgili yaptığım bir tartışmayı sunuyorum.

Kahramanperestlik

İşin ilginci böylesi abartıcı bir tavır, sevdiğimizi iddia ettiğimiz o insana da ihanettir ve hakarettir. Zira o insan hayattayken hatalarını öğrenip sürekli kendisini geliştirmiştir ve eğer hayatta olsaydı ve bu hatası hatırlatılsaydı büyük olasılıkla onu da düzeltecekti…

İkili Simetrik Kitap?

Kitabın 200 sayfasından sonrası için konuşamıyacağım, ama ilk 200 sayfası, başında yer alan ve yazara ait olmayan tablo haricinde matematiksel hiçbir değere sahip görünmüyor. Buna benzer ve hatta daha tutarlı bir sürü keyfi veya istatistiksel değere sahip olmayan sayımları Reşad’ın çevirisinin son bölümünde bulabilirsiniz. Hatta çok daha ilginçlerini Reşad’dan sonra elçilik iddiasında bulunan şarlatanların hesaplarında da bulabilirsiniz. Dilerseniz size birkaç örnek gönderebilirim.

Bu Çocuk Hürriyet’in Haber Müdürü Olsun

Evet bu dört büyük yalanı milyonlarca kişiye yutturan Şeyhmuz Kino (ismi de sahte olmasın?) bence ödül almaya hak kazanıyor. Hürriyet Gazetesinin veya Doğan Haber Ajansının haber kalite müdürü olarak atanmalı… Anti-virüs programcıları, şirketler veya hükümetler nasıl ki “hacker” diye bilinen illegal programcıları işe alıyorlarsa…

Ateist Müritlerin Soruları

Bir dinin veya mezhebin doğmalarını sorgulamadan izleyen kör mukallit veya müritler ile bazı ateistler arasında aslında büyük bir benzerlik var. Bir ateist aklınca Tanrı’nın varlığını sorgulayan 6 adet “güzel soru” bulmuş ve Facebook’ta zekâsına hayran olmuş. Bu tür soruları ciddiye alan birçok ateistle karşılaştığım için kendisine benzeri sorularla ayna tuttum:

Örtünmeyle ilgili Ayetler ve Uyduruk Hadisler

Gerçeği onaylayan erkek ve kadınlar karşı cinsi tahrik etmeyici bir biçimde giyinmeye özen göstermeliler. Gerçeği onaylayan bir kadın, elbisesini bacaklarından aşağı indirmeli (33:59) ve göğsünü örtmeli. Tanrı, bu konuda özellikle esnek bir ifade kullanarak, katı bir ölçü koymayarak, kültüre, zamana ve iklime göre değişebilen; ancak temel prensip olarak, cinsel tacize yol açmamayı hedefleyen bir öğüt vermektedir. Bu öğüdü dinlemeyen kadınların ne zorla örtülmesi, ne devletçe cezalandırılması öğütlenmiştir ne de örtünmedikleri için onların cehennemi dolduracağı bildirilmiştir.

Otların İntikamı

Karmaşık felsefi ve politik konular üzerinde düşünmeyi ve tartışmayı seven ve bir kısmına çözümler ve cevaplar ürettiğini sanan birisi olarak otlarla ilgili olarak yaşadığım bu olayın sırrını çözemiyorum. Otların hikmeti, kerameti veya bana verdikleri dersi unutmayacağım. Otların yanında şeyhler halt etmiş!

Göz Kırpan Yazı Kuralları: Virgül

Doğru bir dil, imla ve formatla yazılmış bir yazı yazabilmek önemlidir… En uygun cevabı en kısa zamanda almak için, tüm İnternet kullanıcılarının Google (K.S.A.) Hazretlerine doğru dürüst soru yöneltme biçimini öğrenmesi nasıl önemliyse, çağdaş bir yazarın WordPress veya benzeri Web sitesi programlarını kullanmasını öğrenmesi nasıl gerekliyse, gemide tayfalık yapan birisinin yüzme bilmesi nasıl hayatiyse, bir çiftçinin ekim zamanını bilmesi aç veya tok kalması ile ne kadar orantılı ise… Aşağıdakiler de bilgisayar yoluyla yazarak haberleşenler için o kadar önemli kurallardır.

Bayram

Dinlerini sadece Allah’a özgüleyen; özgürlüğü seven; ruhbanların el-eteklerini öpmeyen; akıllarını kullanan; matematiğe alerji duymayan; barış ve eşitlik için, ezilenlerin ve yoksulların hakkı için mücadele veren, LA ile başlayınca Allah ile noktalayan, Kelimeyi Tevhid’i Kelimeyi Tesniye’ye çevirmeyen muvahhit kardeşlerim: Bayramınız kutlu, gününüz mutlu, geleceğiniz umutlu, ağacınız dutlu olsun. Gönlünüz putsuz, beyniniz ankebutsuz, hayaliniz hudutsuz, inciriniz kurtsuz olsun. Her gününüz bayram olsun. 🙂

İllet-Millet

Yukarıdaki senaryonun gerçekleşme ihtimalinin olmadığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bazı kelime ve kavramların anlamında yapılan tahrifatlar bundan çok daha dramatik ve hatta inanılmaz toplumsal değişimlere yol açmıştır. Aşağıda bir örnek vereceğim. Hem de çok haince yapılmış bir tahrifata… Türkiye’de Kürtler ile Türkler arasında gittikçe büyüyen ayrılığın ilk tohumunu eken şeytani bir tahrifat…

Türkiye Dört Ayda PKK’yi Bitirebilir

Bu çözüm için tüm inisiyatif devletin elindedir. Koca ordusuyla, yüz milyarlarca dolarlık bütçesiyle, yerleşik kurumlarıyla, Millet Meclisiyle, mahkemeleriyle, üniversiteleriyle, yetmiş milyon halkıyla bu işi çözecekse devlet çözecektir, çoğunluk çözecektir. Devlet bunu PKK ile birlikte çalışarak veya PKK’ye rağmen de gerçekleştirebilir ve dilerse PKK’yi bir anda bitirebilir. Yeter ki buna niyet edilsin, karar verilsin.

Hainler, Bölücüler, Irkçılar Kim?

Ben hiçbir vakit insanlar arasında Türk ve Kürt diye haksız ayırımcılık yapmam. Eğer Kürdistan’daki Kürtler oradaki Türkmenlerin varlıklarını inkar etseler, onların çocuklarına “Ne mutlu Kürdüm diyene” veya “Varlığım Kürt varlığına armağan olsun” dedirtseler, veya “Kürdistan Kürtlerindir” deseler Türk faşistlerini eleştirdiğim gibi o Kürt faşistlerini de eleştiririm.

Kendisini Müslüman Sanan Faşist Sünni

Senin şerefli diye övdüğün sözde Müslümanlar Kürtlerin hakkı için ne yaptılar? Hiçbir şey. Aksine insani ve İslami haklarını isteyen Kürtleri “bölücü, hain, komünist” diye suçladılar, “yaşasın Mehmetçik” diye daha çok Kürt kanı akıtılması için bayrak salladılar. Senin gibi Müslümanlar, Halepçe’de 5000 Kürt Saddam faşisti tarafından gazla katledilirken parmaklarını oynatmadılar ama Kıbrıs’ta birkaç Türk’e saldırıldığı için Kıbrıs’a harekat yapıp Kıbrıs’ı böldüler.

Edebiyatın Edibiyatı

Aruz vezni, ne var ki, uzun manzumelerde monoton bir müzik oluşturur. Bu yüzden, Mehmet Akif Ersoy’un Sefahat’i, tüm kalitesine, tüm gürlemesine rağmen birkaç sayfa sonra Niyagara şellalesinin monoton gürültüsüne benzer manzum bir ninniye dönüşür. Aslında bu bunaltıcı etki daha az düzeyde de olsa hece vezniyle yazılmış şiirlerde de vardır. Hece şiirinin lezzetli örneklerini vermiş Necip Fazıl’in şiirlerini içeren Çile kitabı Akif’in Sefahatından daha az dozda uyku hapı hiçerir; ama yine de okurun tüm gayretine rağmen bu şiirler, aklı virusle bozulmuş bir programın 1234567891011, 1234567891011, 1234567891011, 1234567891011 sayılarını tekrarlamasını andıran sonu gelmez bir çileye dönüşür. Serbest şiirin ustası Nazım Hikmet’in edebi sırrı işte burada! Vezin ve kafiyeyi serbest bir biçimin (daha doğrusu biçimsizliğin) içine gömerek, ölçü ile ölçüsüzlüğü, gelenekle yaratıcılığı, mahkumluk ile özgürlüğü, su ile ateşi, matematik ile sanatı birbirine özenle entegre ederek bir arada sunmayı başarmıştır. Dalları ve budaklarıyla, çiçekleri ve yapraklarıyla düzenle düzensizliği kucaklayan bir ağaç gibi.