Yahudileşen Sünnetçiler – 2: Mustafa İslamoğlu 19’dan Niye Kaçıyor?

Mustafa’nın Ebced sistemi hakkındaki bilgisi ne yazık ki hurafelere ve uydurma kitaplara dayanmaktadır. Allah’ın sünnetini onun elçisi/postacısı olan Muhammed’in sünneti haline dönüştürdükten sonra o uydurma sünneti ortaya çıkarmak için hadis kitaplarından sünnet ayıklarken kaptığı bir sürü mikroplu hurafe kırıntılarından biridir bu… Eğer bu konuyu biraz araştırsaydı çok farklı bir sonuca ulaşacaktı.

İslamoğlu ve Yahudileşen Sünnetçiler – 1

Kafaya terlik takmaktan sakal bırakmayı marifet saymaya kadar, çocukların pipilerine kesmekten taşla öldürme cezasına kadar, gereksiz konularda kılı kırk yarmaktan Allah’ın peygamberlerine hakaretler ve iftiralar üretmeye, Allah ve peygamberleri adına ibadetler, haramlar ve şeriatler uydurmaya kadar yüzlerce konuda Yahudileşen Sünniler son peygamber Muhammed adına uydurulan şeriatleri ve sünnetleri (yasaları) reddeden ve sadece Kuran’ı izleyerek dinlerini Allah’a özgüleyen muvahhitleri Yahudileşmekle suçluyorlar. Psikolojide projeksiyon diye bilinen bu tavrın Türkiye’de en önde gelen liderlerinden biri olan Mustafa İslamoğlu’nun iki kitabında yer alan sayısız çarpıtmadan birkaç tanesini teşhir edip mahkum etmek için iki bölüm halinde yazdığım cevaptır bu.

19 Fitnesi

Hadisten vazgeçtiğini söyleyen ama çoğu uydurma hadislerin veletleri olan geçmiş kavimlerin sünnetlerini peygamber adına Kuran’a eklemek isteyen bu kafa Kuran’ın 74:35 ayetinde “büyüklerden biri” olarak tanımladığı mucizesine karşı gösterdiği nankörlük ve düşmanlık yüzünden 74:37 ayetinde tanımlanan “geri kalanlardan” olmaya karar vermiştir.

“Onların bir kısmı seni dinler. Fakat, kalpleri üzerine anlamalarına engel olacak örtüler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Her bir mucizeyi görseler de ona inanmazlar. Bundan ötürü sana geldiklerinde seninle tartışır ve inkarcılar, “Bu ancak bir efsanedir” der. Kendileri uzaklaştıkları gibi başkasını da ondan menediyorlar. Böylece farkında olmadan kendilerini mahfediyorlar.” (6:25-26).

“Yeryüzünde haksız yere büyüklenenleri mucizelerimden çevireceğim. Her türlü mucizeyi de görseler inanmazlar. Doğru yolu görseler onu yol edinmezler. Ama azgınlık yolunu görseler onu yol edinirler. Zira onlar ayetlerimizi yalanladılar ve aldırış etmediler.” (7:146).

Vakit Gazetesine Onbaşı Savunması

Vakit (şimdi, Akit) Gazetesi bir ajitasyon çetesinin çıkardığı Türkiye’nin en ahlaksız gazetesi, ama bu tazminat davası haksız ve ahlaksız. Zira burada herhangi bir İFTİRA söz konusu değil. Sadece HAKARET söz konusu. İFTİRA ile HAKARET arasında hukuki olarak önemli bir fark vardır.
Eğer bir ülkede devlet görevlilerine hakaret edenler devlet tarafından cezalandırılıyorsa o ülkede özgürlük olmaz; aksine diktatörlük olur. Devlet ve polis gittikçe ceberutlaşır ve yozlaşır. Devletin tepesindeki hırsızlar ve domuzlar kendilerine eleştiri yönelten herkesi susturur.

Bademcik ve Tevbe’nin Son Ayetleri

Ve gene desek ki Edip’in burnu, 2 kulağı 2 gözü, çenesi, 2 dili, bademciği, pankreas’ı ve nice nice organları var. Eyvallah var. Biri dese ki (eskiden doktorlar derlerdi) “Bademciği fazladır zaten vücutta işevsizdir”. Veya “Pankreas’ı fazladır ve hiçbir yararı yoktur”.

Elazığlı Falcı Bülent Ayberk Hans Aiberg

Saçını sarıya boyayarak ve ismini değiştirerek kendini bir Alman profesörü olarak ve şatafatlı bir sürü etiketle kendisini Hans Von Aiberg olarak tanıtan 1947 Elazığ doğumlu Bülent Ayberk’in sahtekar biri olduğunu, kitaplarındaki iddiaların ansiklopedilerden devşirilmiş bilgilerle mistik öğretilerin saçma sapan bir çorbasından oluştuğunu yirmi yıl önce biliyordum.