Cübbeli Ahmet’e Şalvarsız Nasihat

Share

Edip Yüksel’den Cübbeli Ahmet’e
Şalvarsız bir Nasihat

22 Haziran 2012

 Cüppeli

Bizim Cüppeli Ahmet meğerse sakal, şalvar ve çarşaf (yani kıl+ip = kılip formülü) yoluyla binlerce kişiye cennette tapu almasının karşılığında ayda sadece 10 bin lira kazanıyormuş. Böylesine muazzam bir hizmet için bu kadar az para kazandığını bilmiyordum… Bu bir skandaldır. Hani Cem Yılmaz ayarında bir komedyen dinden imandan söz edince neredeyse sürünüyor Türkiye’de… Din adına, mezhep adına kara bir leke…

Züppeli çetesi tarafından mağdur edilen Cüppeli’ye acıdım. Kendisine yardım etmek için bu mektubu yazmaya karar verdim. Hani ayda 10 bin Lira yerine, 1 milyon lira kazanmasının yolunu göstereceğim kendisine. Dahası, polisi, hakimleri ve daha nicelerini etkileyip müritleştirmenin sırrını da vereceğim kendisine.

Bu mesajın Cüppeliye ulaştırılmasını gerçekleştirmek için yardımcı olursanız bir vuruşta 7 kertenkele öldürmenin sevabına denk bir sevap alabilirsiniz. Arkadaş listenizde, lisan-i halleriyle: “ben içinde bir sürü şeytanın saklambaç oynadığı beynimi şeyhimin tekkesinin girişindeki yeşil renkli bidon efendi hazretlerine teslim etmiş ve bunun karşılığında sarık-sakal-misvak ile donanmış halis bir müridim” diye haykıranları etiketleyerek bu mesajımın ona ulaşmasını hızlandırabilirsiniz.

Sevgili cüppeli, sarıklı, şalvarlı, cariyeli Ahmet kardeşim. Hem nikahlı ilk eşi ve hem nikahsız ikinci eşi de çarşaflı olan sakallı kardeşim, lütfen aşağıdaki nasihatlerimi dikkatle dinle ve istihareye yattıktan sonra aynen uygula.

Kerametin şimdilik gayr-i menkul ise de tatlı dilinle kertenkeleyi deliğinden çıkarabilecek, kezzabı zemsem suyu diye satabilecek, uyduruk hadisleri ve menkıbeleri seni ağızları açık dinleyen müritlere din diye satabilecek kadar yetenekli olduğunu biliyorum. Bunu sen de biliyorsun.

Beni Carşamba’dan tanırsın. Taa Akıncılık dönemimden… Hani şu “ceddin deden neslin baban; hep kahraman Türk milleti” var ya, işte o yıllardan…  Sen benden sekiz yıl gençtin. Yani ben yirmi iki yaşlarındayken sen, ondört yaşlarındaydın. Fatih Camisinin avlusunu saran kubbeli medreselerden birisinde örgütlediğim ortaokul ve lisede okuyan gençlere, yani FT/19 örgütüne katılmak için can atıyordun. Gerçi o zaman da çenen iyi laf yapardı ama ayaklarındaki şalvar ve mestle bizim çocuklara ayak uyduramadığın için 12 Eylül ihtilaline kadar yedekler listesinde kaldın. Zaten ondan sonra da ben cezaevine girdim, sen de dergaha kapandın.

Soyadını gerçekleştirip ünlü olmuşsun ama ününle orantılı olarak para kazanmıyorsun. Ayda 10 bin lira senin gibi ortaokul dışardan bitirmeli, yetenekli ve de göbekli birisi için çok az. Hem de dün mahkemede açıkladığın, birisi nikahlı ikincisi nikahsız eşlerin ve de isimlerini açıklamadığın sayıları belirsiz cariyelerin için daha çok paraya ihtiyacın olacak. O halde mesleğinde bazı değişiklikler yapmalısın.

Bundan sonra camilerdeki vaazlarını, kulakları zor işiten ve yıllardır gözleri görmeyen şeyhin Hazret-i Mahmut’un göbeğini öpüp ondan yardım istediğin sahneleri ve daha nice komik sahnelerin youtube’te bedava olarak asılmalarına izin verme. Profesyonel bir filmci yoluyla onları tespih taneleri gibi bir araya getirip filim haline dönüştürsen ve onları sinemalarda “Hababam Tekkesi” adıyla dizi filim olarak vizyona koysan gelirini kısa zamanda on kat arttırabilirsin.

Ama, eğer cariye sayılarını arttırmak istiyorsan ve daha büyük bir villada müritlerine rüya tabirleri yaparak yaşamak istiyorsan o zaman başarıyla denenmiş bir yöntemi kullanman lazım. Biliyorum, bu yöntem seni ünlü yapan yöntemini üç talakla boşamanı gerektiriyor. Yani biraz riskli. Ama risk almadan büyük para kazanmak zaten mümkün değil.

Sana önerdiğim değişiklik şu: Gülmek yerine ağlayacaksın, güldürmek yerine ağlatacaksın. Güldürmek işinde çok para var, ama ağlatmak işinde çooooooooook para var. Hem de bunu yapan hocaefendi hazretlerinin sayısı senin nikahlı ve nikahsız eşlerinin sayısından bile az. Soyadı gülen ama kendisi ağlayan bir adamı bilirsin. İşte o adam sahneye çıkınca hiç gülmedi ve de güldürmedi… Aksine, ağlama uzmanı oldu ve her seferinde ağlamasına hayran kalarak mest olan cemaatı ağlattı. Ağlayan insanlar gülen insanlardan çok daha fazla cömert olur. Nitekim, bu ağlayan ve ağlatan adam şu anda yaklaşık 25-30 milyar dolar servete hükmediyor. Üstelik ne yaz ayında terleyen sakalın cefasını çekiyor ne de kafasındaki kırmızı renkli silindirin püskülün gözlerini kapamaması için özel gayret gösteriyor.

Özetleyeyim. Senin gibi bir vuruşta yedi kertenkele öldürecek kadar yetenekli ve de göbekli bir komedyen; nikahlı, nikahsız ve cariye olmak üzere üç cins cinsel ilişkiye girebilen bir hikayeci daha çok para kazanmalı. Ya “Hababam Tekkesi” isimli bir dizi filim yap veya gülme ve güldürme yerine ağlama ve ağlatma yöntemini seç.

Share