“Şanlı Ecdadımız gibi Dünyayı Titreteceğiz”
9 Mart 2013
Kıbrıslı şeyh:
“… Dünya sallanacaktır! Ecdadımız dünyayı titretti… Şanlı ecdadımız… Ecdadımızın varisi olmalıyız… Osmanlı’nın torunlarısınız… Dünyayı titretecek olan ecdadımızdır…”
Ecdadperest, saldırgan, zalim, emperyalist, reaya, geri kafalı, gösteriş düşkünü, cahil ve müşrik bir din adamı. Ve adamın gazına gelen binlerce heyecanlı insan.
Zalimlere karşı çıkarken, kendilerine zulmedenler gibi ve hatta daha fazla zulüm yapma hayaliyle yaşayan bir kitle… Dünyayı ve kendisini titreten düşmanına özenen, aşağılık duygusu içinde kıvranan bir lider kadrosu ve onu izleyen bir kitle…
“Şanlı Ecdadımız” diye idolleştirdikleri Osmanlı sultanlarının asıl ecdatlarına at boku kadar değer vermediği gerçeği üzerinde düşünmeyecek kadar beyinsizleştirilmiş bir kalabalık…
Bu sarıklı sakallı şeytanı dinlerken Firavun’u hatırladım, Ebu Leheb’i, Hitler’i hatırladım. Biçim ve yöntem farklı da olsa AMAÇ aynı. Saldırı, cinayet, ve zulüm ile İKTİDAR olmak. Yani Firavun rejimi…
Türkiye’de bu özlemle yaşayan insanların sayısında maalesef bir artma var. Her ulus layık olduğu biçimde bir dünya kurar. – Edip Yuksel
MİTHAT ÖZDEMİR: Edip… illa edep illa edep… her şey konuşulabilmeli ama küfrederek hakaret ederek değil. Senin Babana da kardeşine de bu millet sahip çıkıp şehit dedi, alim dedi sevgi ve saygı gösterdi. Hiç bir şeyin hatırları yoksa onların hatırlarına. Üslubunu ve konuşabilme imkanını düşünerek hareket ediniz ki sizi ciddiye alsınlar ve fikirlerinizden faydalansınlar…
EDİP: Mithat kardeşim, bu adamların söyledikleri, yaptıkları ve vadettikleri ile karşılaştırınca benim üslubum çok daha yumuşak kaçar. Kuran bu tiplere hayvanlardan da aşağı diyor.
Ben bana burada hakaret eden samimi insanlara bile hakaret etmiyorum. Dilersen hem bu sayfamı hem de kişisel sayfamı incele. Dinini ciddiye alan samimi insanlara bana hakaret te etse onlara saygım var.
Ancak din tüccarları ve afyon pazarlayıcılarına karşı zerre kadar saygım yoktur. Firavunlaşan bu tipleri eleştirirken onları “hoca” veya “hocaefendi hazretleri” diye anan kibarlık budalaları bu tiplerin karizmasına katkıda bulunmuş olurlar.
Biliyorum uslubumun bazı kişiler tarafından aleyhimde bir koz olarak kullanılacağını. Ama bunu bu ilahlaştırılmış sahtekarlar için özellikle seçiyorum. Kralın çıplak olduğunu haykıran çocuk ilk başta kalabalık tarafından terbiyesizlikle suçlanır. Onu da biliyorum. Ama buna rağmen kibarlık budalalarına katılmayacağım ve GERÇEĞİ hiçbir otosansüre tabi tutmadan haykıracağım.
Benim yukarıda kullandığım hiçbir kelime yanlış değil. Eğer yanlış veya iftira ise lütfen bildirin. Deliliniz ikna ediciyse herkesten özür dilerim.
TURAN ACUN: Küfür salıncağında birini sallanırken gördüğünüz de o sahsa tepki vermeyin salıncağı sallayanlara bakin zira salıncakta sallanan şahsın sallanırken kendisi hareketli göründüğünden vay bu sallanıyor demeyin O nu sallayan kim/kimler… Eylem halinde olan o şahıs değildir… Neden değil? Siz onu sallanırken gördüğünüzden eylemin bu şahıslara (Cübbeli Kibrisi Adnan Oktar Gülen vs.) ait olduğunu sanıyorsunuz gibi bir hisse kabildim sallayana bakin sallanana değil… Bu sallananlar zümresi son 20 yılda Dünya’da islami ilerleyişin önünü kapatmak adına ellerinden gelen çabayı sarf etmişler ve bunda başarılı olduklarını da maalesef görüyoruz… Koyun olmaya hevesli mukallit ve atadinci zihniyet böyle önderler arıyor kendini gütmeye bir zamanlar Aziz Nesin diye birisi bu halkın bilmem kaçta kaçı şöyledir dediğinde tepki verilmişti simdi düşünüyorum acaba adam hâkliydi da biz mi bilemedik…
MUAMMER BİŞKİNLER: “Edip ne kadar kıskanmıştır bu video’yu izleyince. Keşke kendisini dinleyen bu videodaki kalabalığın 10Bin de biri kadar bari olsa.”
EDIP: İftira atıyorsun Muammer. Muhtemelen Edib’i kendin gibi sanıyorsun. Ben zamanında böylesine onbinlere hitap ediyordum. MSP ve AKINCILAR hareketi içindeyken büyük mitinglerde konuşurdum. Best seller yazarken fuarlarda en uzun kuyruk benim masamın önünde toplanırdı.
Ama senin gibilerin hayal bile edemeyeceği ve anlamayacağı bir şey yaptım. Hepsini teptim. Babam, ailem, partim, örgütüm, kariyerim, yüzbinlerce okuyucum, geleceğim ve hatta hayatımı kaybetmeyi göze aldım ve bir muvahhid olmaya karar verdim.
Beyinsiz kalabalıkların, mukallitlerin ve müritlerin iltifatına zerre kadar ihtiyacım ve ilgim yok. Ben tek başıma da kalsam bildiğim doğruları söyleyeceğim, adalet için tanıklık edeceğim.
Eğer senin iddia ettiğin gibi kalabalıkların alkışını isteseydim, Kürt sorununda Kürtlerin yanında yer alır mıydım? Sünnileri, Şiileri, Atatürkçüleri karşıma alır mıydım? Kuran’ın 19 mucizesini savunur muydum? Muvahhid olur muydum?