Çakma Alman Profesörü Hans von Aiberg
Elazığlı Falcı Bülent Ayberk
Edip Yüksel
www.19.og
10 Haziran 2006
Saçını sarıya boyayarak ve ismini değiştirerek kendini bir Alman profesörü olarak ve şatafatlı bir sürü etiketle kendisini Hans Von Aiberg olarak tanıtan 1947 Elazığ doğumlu Bülent Ayberk’in sahtekar biri olduğunu, kitaplarındaki iddiaların ansiklopedilerden devşirilmiş bilgilerle mistik öğretilerin saçma sapan bir çorbasından oluştuğunu yirmi yıl önce biliyordum.
Hans her ne yapmışsa, Yaşar Nuri’yi bilimsel konulardaki bilgisizliği ve saflığından yararlanarak kandırmış ve onun Flash televizyonundaki “Işığa Doğru” programına çıkmıştı. 1997 yılının ilk aylarıydı. O sırada uluslararası hukuki bir işe danışman olarak bir haftalığına Türkiye’deydim. Yaşar Nuri o zaman çok popülerdi. Bazı gazeteler ve televizyon kanalları Yaşar Nuri’nin oyuna geldiğini, bu adamın sahtekar Bülent olduğunu sürmanşet veriyorlardı. Bir sahtekarın oyununa geldiği için mahcup olan ve o zaman neredeyse paniğe kapılan Yaşar benim bir dahaki programına katılmam için israr etti. Kendisini kıramadım.
Yaşar, canlı programa sahtekar Bülent’i, beni ve iki kişiyi daha davet etmişti. Programa katılmadan birkaç saat önce, Prof. Hans Von Aiberg adına nisbet edilerek yayımlanan “Arz’dan Arş’a” kitabını alıp bir pizzacıda gözden geçirmiş ve içerdiği saçmalıkları ve tutarsız spekülasyonları işaretlemiştim. (O kitabı 1980’lerde ilk yayımlandığında Çağaloğlunda trajı düşük bir gazetede çalışan ve Hans namıyla bilinen kişi tarafından bana hediye edilmişti. Ben o zaman Türkiye’nin en çok satan genç yazarıydım. Ben Hans’ı tanımazdım ama o beni tanırdı. Ne var ki içindeki uçuk iddiları, hurafeleri, ve spekülasyonları görünce çöpe atmıştım. Hans’ın eleştirilerimi anlayabilecek bir bilgiye ve yeteneğe sahip olmadığını öğrenince kendisiyle ilişkimi kesmiştim).
TV programında karşı karşıya gelmiş ve saçma sapan iddialarına bazı örnekler vermiştim. Ne var ki, Hans veya namı diğer Bülent’in astroloji palavrasını bilgi diye satmasını ve bu konuda Kuran ayetlerinden birini çarpıtıp delil göstermesini Yaşar’ın onayladığına tanık olunca Yaşar için üzülmüştüm. Din konusunda akranlarına göre daha makul düşünebilen Yaşar’ın hurafeleri bilimsellikle karıştırması vahim bir durumdu. Kuran’da geçen Burç (galaksi) kelimesinin burçlar yoluyla kehanetlerde bulunmakla hiçbir alakası olmadığını anlatarak Yaşar’a çıkıştım. Programda önümdeki masanın üzerindeki bardağı göstererek şunu söyledim: “Bu su bardağı görünüşüyle, içindeki suyuyla, veya ihmal edilecek kadar küçük olan çekim gücüyle beni ve sizi, güneş hariç yıldızlardan ve burçlardan (galaksilerden) çok daha fazla etkiler.” Hans süt dökmüş bir kedi gibi sus pus oturuyordu. Sadece, “Kuran burçlardan sözediyor” diye tekrar tekrar mırıldanıyordu.
Hans’ın veya Bülent’in asıl kimliğinin benim için pek bir önemi yoktu. Önemli olan onun din ve bilim adına ileri sürdükleri tezlerdi. Dünyanın en prestijli üniversitesinde birkaç dalda profesör bile olsa onun pişirip sunduğu herzeleri ünvanından veya ününden dolayı yiyecek biri değildim. Ne var ki, kendisine kanan bir sürü müridinin olduğunu düşünerek Bülent’e nüfus cüzdanını çıkarmasını ve bize göstermesini istedim. Sahte bir cüzdan çıkarmasını bekliyordum. Ne var ki bunu becerememişti. Televizyon programında milyonlarca seyircinin önünde kimliğiyle ilgili yapılan canlı tartışmada kimliğini gösteremiyordu. Bana alabildiğine kızgın idi. Nedense benim kendisini destekleyeceğimi sanmış ve büyük hayal kırıklığına uğramıştı. Sinirli sinirli mırıldanıyordu. Ne var ki, benim ve yazar arkadaşım Muharrem Çakar’ın eleştirileri karşısındaki zavallı tutumu onu bazı kişilerin gözünde mağdur durumuna sokmuştu. Bize birkaç gün sonra cevap vereceğini ilan etti. Bu cevabının klasik bir sahtekar kıvırtması olduğunu söyledim.
Ne var ki o zaman seyircilerden gelen telefonların büyük kısmı Hans’ı destekler nitelikteydi. Hatta, Yaşar Nuri’nin nereden topladığını bilmediğim bir düzine program seyircisinin de genel eğilimi Hans’tan yanaydı. Hans’a yönelttiğim sert eleştiri için seyircilerin baskısı karşısında geriye adım atan Yaşar Nuri ekranda bana Hans’tan özür dileme çağrısında bulundu. Tereddüt etmeden reddettim. Palavraları bilim ve din diye satan bir sahtekardan özür dilemiyeceğimi seyircilere ilan ettim. Bülent, içyüzünün ve iddialarının tutarsızlığının ifşa edildiği o programa rağmen, hala milyonların ve özellikle müritlerinin gözünde büyük sırları keşfeden, bir sürü teknolojinin mucidi dahi bir bilim adamıydı; gökte uçan bir evliyaydı. Bu başarısını yıllarca sürdürdü ve birçok kişiyi hem maddi ve hem manevi olarak dolandırdı.
Adnan Oktar (Harun Yahya veya Mehdi Efendi Hazretleri) ve Erzincanlı Bülent (veya Hans Von Aiberg) benim şahsen tanıdığım birinci sınıf tarikat şeyhleri, yani şeyhülşeytanlardır. Müritlerinin düşünme mekanizmalarını körelten, kendilerini mehdi veya fiziköstü yaratıklar gibi sunan, derledikleri bilgi kırıntılarını cahillerin gözünü kamaştıracak biçimde ambalajlayarak kendi ürünleri gibi sunan, ve böylece müritlerini dinsel, zihinsel, psikolojik, ve ekonomik olarak sömüren sahtekarların şerrinden korunmak için bireyler kritik düşünme yeteneğine, hiç kimseye mürit olmama onuruna, bireysel özgürlüğe önem veren bir karaktere sahip olmalı.
Adnan’ın içyüzü için yazdığım İnglizce makalenin çevirisi için Interneti “Harun Yahya veya Adnan Oktar: Beklenen Mehdi” kelimeleriyle aratınız.
**
Yeni Şafak
9 Haziran 2006
‘Hans Van Aiberg’ tutuklandı
Balıkesir Emniyet Müdürlüğü’nce düzenlenen operasyonda, “İslam dinini kullanarak para topladıkları” iddiasıyla gözaltına alınan 6 zanlıdan 2’si tutuklandı.
“Hans Van Aiberg” olarak tanıtan Bülent A. “Hanif İslam öğretisi” adı altında internette propaganda yapıyordu. |
Balıkesir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ile İstihbarat şubelerinin, bir ihbar üzerine yaptıkları istihbarat çalışmaları sonucunda, Balıkesir, Bursa ve Balıkesir’de “Zig- Zag” adıyla eş zamanlı olarak düzenlenen operasyonda yakalanan Bülent ve eşi Mesude Ayberk’in de aralarında bulunduğu 6 zanlı, sorgulamalarının ardından sevk edildikleri adliyede, Cumhuriyet Savcısı’na ifade verdikten sonra nöbetçi mahkemeye çıkarıldı.
Balıkesir’in Edremit ilçesinde yaşayan ve kendisini “Hans Van Aiberg” olarak tanıttığı bildirilen Bülent Ayberk ile Balıkesir Üniversitesi’ne bağlı bir meslek yüksekokulunda öğretim görevlisi olan eşi Mesude Ayberk, “Teşekkül oluşturmak suretiyle bilişim yolunu kullanarak, İslam dinini istismar ederek nitelikli dolandırıcılık yapmak” suçlarından çıkarıldıkları nöbetçi mahkemece tutuklandı.
Zanlılardan Hülya Ü, Akın T, Ergün B ve Kadir Ümit A ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
PROF. ÜNVANIYLA KİTAP YAZMIŞ
Bülent A.’nın eşi Mesude A. |
Bu arada, Suriye asıllı olduğu öğrenilen Bülent A’nın, “profesör” unvanını kullanarak birkaç kitap yazdığının anlaşıldığı belirtildi.
Zanlının, “Hanif İslam öğretisi” adı altında internette propaganda yaptığı ve bir cemaat kurduğu, bu cemaatin mensuplarından her ay düzenli aidat toplandığı iddia edildi.
ÜNİVERSİTE CAMİASINA PROF. OLARAK TANITILIYORDU
Operasyon kapsamında gözaltına alınan ve Balıkesir Üniversitesine bağlı bir meslek yüksekokulunda öğretim üyeliği yapan eşinin, üniversite camiasına zanlıyı, “Alman profesör” olarak tanıttığı, Bülent A’nın da üniversitede bazı ziyaretlerde bulunduğu öğrenildi.
Yurtdışı bağlantıları olduğu ve kurduğu cemaatten topladığı paraları kişisel harcamalarında kullandığı öne sürülen Bülent A’nın, çok sayıda gayrimenkul ve otomobile sahip olduğu, eşiyle lüks bir hayat sürdüğü kaydedildi.
TÜRKİYE, ABD, KANADA, HOLLANDA, ALMANYA’DAN PARA GELİYOR
Balıkesir Emniyet Müdürlüğünün düzenlediği operasyonda, “İslam dinini kullanarak para topladığı” iddiasıyla yakalanan Bülent A. (59) ile Balıkesir Üniversitesi’nde (BAÜ) bir meslek yüksekokulunda öğretim görevlisi eşi Mesude A’nın (34) banka hesaplarına, değişik illerin yanı sıra ABD, Kanada, Almanya ve Hollanda’da yaşayan bazı kişilerce para aktarıldığının belirlendiği bildirildi.
Balıkesir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ile İstihbarat şubelerinin, ortaklaşa düzenlediği “Zig-Zag” adlı operasyonla ilgili gazetecilere bilgi verdi.
100 KİŞİDEN DÜZENLİ ÖDEMELER
Kendisini “Alman Profesör Hans Von Aiberg” olarak tanıtarak dini duyguları istismar ettiği iddia edilen Bülent A. ile eşi Mesude A’nın Balıkesir ve Bursa’daki banka hesaplarına yurt içi ve yurt dışından 100 kişinin her ay düzenli olarak para aktardığının tespit edildiğini söyleyen Uzunkaya, çiftin banka hesaplarında halen 158 bin YTL ile 100 bin dolar bulunduğunu belirtti.
“Bunlar bizim ilk tespitlerimiz. Bu paralarla alınan daireler ile arabaları da dikkate alınca, dolandırıcılığın rakamsal boyutunun çok büyük olduğunu tahmin ediyoruz” diyen Uzunkaya, zanlının, 1980 yılından itibaren internet ortamında kendisini Freiburg ve Kopenhag üniversitelerinden mezun “Alman teorik fizikçisi” olarak tanıttığını kaydetti.
NASA’da çalıştığını öne süren, kendisine “sonradan Müslüman olmuş batılı bilim adamı süsü veren” zanlının, bu yolla maddi çıkar sağladığının belirlendiğine işaret eden Uzunkaya, zanlının, profesör unvanını kullanarak çok sayıda kitap yazdığının, bunları sattığının, bazı televizyon kanallarında din bilimi uzmanlarıyla birlikte tartışma programlarına katıldığının ortaya çıktığını da söyledi.
“HIZIRLA GÖRÜŞTÜĞÜNÜ” SÖYLEMİŞ
Emniyet Müdürlüğüne yapılan ihbar sonrasında internetteki “www.hanifislam.com” ve “www.selamveselam.com” adresli sitelerin sayfalarının takibe alındığını belirten Uzunkaya, söz konusu oluşumun dini bir örgütlenme değil, nitelikli bir dolandırıcılık şebekesi olduğunun saptandığını, bunun üzerine Balıkesir, Bursa ve İstanbul’da eş zamanlı düzenlenen operasyonlarda 6 kişinin gözaltına alındığını hatırlattı.
Uzunkaya, zanlıların “Hanifi İslam öğretisi” adı altında internette propaganda yaparak kendilerine inandırdıkları kişilerden her ay düzenli aidat aldıklarının saptandığını belirtti.
DOĞA ÜSTÜ GÜÇLERE SAHİPMİŞ
Sohbet odaları ve “messenger” üzerinden kod adlarıyla yapılan görüşmelerde Bülent A’nın kendisini “doğa üstü güçlere sahip biri” olarak tanıttığını ifade eden Uzunkaya, zanlının internet aracılığıyla iletişim kurduğu kişilere, “Hızır’la görüştüğünü ve kendisine yol gösterdiğini”, kanseri tedavi edecek ilacı bulduğunu söylediğinin belirlendiğini kaydetti.
Organizasyonun, “Şura-Jüri” ve “Komite-Amazonlar” olarak iki yapılanmadan oluştuğuna, Bülent A’nın “şura başkanı”, eşi Mesude A’nın ise Amazonların (kadınların) yapılanmasından sorumlu olduğuna değinen Uzunkaya, diğer zanlılar Hülya Ü. (45), Akın T. (32), Ergün B. (34), Kadir Ümit A. (33) ve Mehmet K’nin (33) ise jüri üyesi olarak lanse edildiğinin saptandığına işaret etti.
Balıkesir Emniyet Müdürü Uzunkaya, internet ortamında yazıştığı kişilere, “ihtiyaç sahibi öğrencilere burs verdiklerini, yoksul insanlara yardım ettiklerini, sağlık sorunları bulunduğunu, tedavi masraflarını karşılayamadıklarını” söyleyen Bülent A’nın bu şekilde para topladığını ifade etti.
Paraları yurt içi ve yurt dışında organizasyona üye kişilerin Bülent A. ile eşi Mesude A’nın, Balıkesir ve Bursa’daki bankalarda bulunan ortak hesaplarına gönderdiğini ifade eden Uzunkaya, yurt dışı bağlantıları olduğu ve kurduğu cemaatten topladığı paraları kişisel harcamalarında kullandığı belirlenen Bülent A. ile eşinin çok sayıda gayrimenkul ve otomobilinin bulunduğunu, aylık harcamalarının ise 10 bin YTL civarında olduğunu söyledi.
PORNO CD VE GÖRÜNTÜLER
Uzunkaya, Balıkesir, Altınoluk, Bursa Orhaneli ve İstanbul’da eşzamanlı olarak yapılan operasyonda gözaltına alınan zanlıların ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda, 8’i diz üstü 10 bilgisayar, 1 veri depolama aygıtı, 4 veri taşıyıcı, 80 porno içerikli CD, görüntü ve ses dosyaları, 10 porno içerikli dergi, disket, belge, doküman ve ajandalar ile bir ruhsatsız tabancaya el konulduğunu bildirdi.
Zanlıların, “teşekkül oluşturmak suretiyle bilişim yolunu kullanarak, İslam dinini istismar ederek nitelikli dolandırıcılık” yaptıkları iddiasıyla adli makamlara teslim edildiğini kaydeden Uzunkaya, operasyon çerçevesinde Mehmet K’nin arandığını sözlerine ekledi.
Bu arada, internet aracılığıyla 5 yılda 2 bin 161 kişiye ulaşan Bülent A’nın, 767 kişiyi organizasyona dahil ettiğinin tespit edildiği belirtildi.
- BALIKESİR (A.A)
3 Eylül 2012, Pazartesi
ÇAKMA PROFESÖRÜ ‘HAYALET’İ ÇARPTI!
Bülent Ayberk
Yargıtay, ‘J’ adlı 2300’lü yıllardan gelmiş hayali yaratıkla işbirliği yaptığı’nı söyleyerek dolandırıcılık yapan sahte profesöre verilen cezayı az buldu. Yargıtay dini duyguların istismar edildiğini vurguladı
Yargıtay 15. Ceza Dairesi, “J” adlı 2300’lü yıllardan gelmiş hayali yaratıkla işbirliği yaptığı, gerçekte mevcut olmayan hastalıklarının bulunduğu, yabancı istihbarat birimlerinin peşinde olduğu, kansere ilaç bulduğu gibi yalanlarla sanal ortamdaki takipçilerini etkileyip para toplayan sahte profesör Bülent Ayberk hakkındaki yerel mahkeme kararını bozdu. Yargıtay, para topladığı isimlerin şikayetçi olmamasına rağmen, Ayberk’in dini duyguları istismar ettiğine ve dolandırılıcık suçunu işlediğine hükmetti.
Elazığlı Ayberk oldu Aiberg!
Lise mezunu Elazığlı 65 yaşındaki Bülent Ayberk, geçmiş yıllarda çeşitli gazetelerde Profesör Hans Von Aiberg takma adıyla Danimarka asıllı Alman fizikçi kimliğini kullanarak astronomi, astroloji, burçlarla ilgili yazılar yazmaya başladı.
Bu şekilde ünlenen Ayberk, yazdığı kitaplarda, İskandinav asıllı Alman bilim adamı, araştırmacı, düşünür, mucit, yazar ve gazeteci olduğuna dair özgeçmiş uydurdu. Ayberk’in, 1980’li yıllarda “Arz’dan Arşa” adı altında ”atom ve tanecik fiziği, karadelikler, ışınlanan insanlar, kafdağı cinleri, kuantum fiziği, hızır tezkireleri” gibi konularda yazdığı seri kitaplarıyla İslam dini ile bilime ilgi duyan insanlar arasında da ünü yayıldı.
128 bin lira dolandırdı
İnternet ortamında taraftarlarına, “Allah’ın şura (jüri) kurulmasını emrettiğini” söylemesi üzerine, taraftarı vatandaşlar arasından 4 kişilik jüri oluşturan Bülent Ayberk, taraftarlarını, “Hızır” ile görüştüğüne, kendisine iyiliklerinde yardım eden, kötülüklerden koruyan 2300’lü yıllardan günümüze gelmiş ”J” adlı hayali yaratığın yardımcısı olduğuna da inandırdı. Yalanlarıyla kandırdığı insanlardan Ayberk’e gönderilen paranın yalnızca Ocak 2005-Mayıs 2006 yılları arasında 128 bin 870 lirayı bulduğu saptandı.
2006’da ‘Zig zag’a takıldı
Balıkesir emniyetinin 2006 yılında düzenlediği ”Zig-zag” operasyonuyla gözaltına alınan Ayberk’e Balıkesir Ağır Ceza Mahkemesi, “dini inanç ve duyguları istismar suretiyle nitelikli dolandırıcılık” suçlarından Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-a maddesi gereğince hapis ve para cezası verdi. Sanıklar lehine takdir indirimi uygulayan mahkeme, Ayberk’i 1 yıl 4 ay 20 gün hapis ve 208 gün para, eşi Mesude Ayberk’i ise 8 ay 10 gün hapis ve 103 gün para cezasıyla cezalandırdı. Sanıklar hakkındaki cezaları para cezasına çevirdi.
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 15. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını oy birliğiyle bozdu. Kararda, dolandırılıcık suçunun unsurları anımsatılarak, dolandırıcılık suçunun dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesinin, bu suçun temel şekline göre daha ağır ceza gerektiren bir durum olarak TCK’nın 158/1-a maddesinde düzenlendiği anımsatıldı. Kararda; “somut olaydaki unsurlara bakıldığında, sanığın eylemlerinin TCK’nın dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık suçunun unsurlarını oluşturacağı gözetilmeden sanıklar hakkında idari yaptırım uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği belirtildi.
http://gundem.milliyet.com.tr/cakma-profesoru-hayalet-i-carpti-/gundem/gundemdetay/03.09.2012/1590352/default.htm