“Edip sen PKK’nın Savunucusu musun?”
10 Ağustos 2013
B.M: “Edip selamlar size bir sorum olacak çocuk katili Apo’nun ve PKK’nın savunucusu olduğunuz doğru mu?
Hayır doğru değil. Büyük bir iftira. Bana daha önce nice iftiralar attılar. Bahai olduğumu, Moon Tarikatı üyesi olduğumu, Şii olduğumu, ve daha nice iftirayı attılar. Bu da onlardan birisi. Allah’a ve elçisine gece gündüz iftirada bulunan insanlardan daha dürüst bir tavır beklemek safdillik olur doğrusu.
Ben sapına kadar dobra bir insanım. Sadece HAK’ka teslim olan bir muvahhid olarak hiçbir devletten veya güçten korkmam. Tüm dünya karşıma çıksa bile bir gerçeğe tanık olursam onu haykırırım. Çıplak krallara, terzilerine ve onları alkışlayan mukallit, mürit, yandaş ve vatandaşlara aldırmam. Beni tanıyan dost ve düşmanım buna tanıklık edecektir.
Ben hiçbir zaman ne TSK’yi ne de PKK’yi destekledim. Dahası, PKK Türkiyede Kürtlere karşı nesillerdir yürütülen sistematik faşist devlet politikasının, zorba asimilasyonunun, zorunlu tehcirin, katliamların, faili meçhul suikastların, Kürtlerin varlığını inkarın, ana dillerini yasaklamanın, alçakça bir propagandanın yani dünyada eşi az görülmüş korkunç bir ırkçı politikanın yan ürünüdür.
PKK’nin işlediği iddia edilen Gazi Antep katliamından dolayı PKK’yi lanetledim ve bunu bir video ile paylaştım. (Daha sonra bu katliamın PKK tarafından yapılmadığı anlaşıldı) ama sen TSK’yi işlediği onca katliamdan dolayı hiç lanetledin mi?
Kürtlerin insan haklarını Kürt olduğum için veya PKK’yi desteklediğim için savunmuyorum. Örneğin, ben Filistinlilerin özgürlüğünü destekledim. Hamas ile ne dini ne politik bir yakınlığım olmamasına rağmen, hatta Hamas örgütündeki birçok kişi beni katletmeyi sevap bilmesine rağmen ben İsrail’e karşı Filistinlileri destekledim. Hatta Hamas’ı doğuranın İsrail’in işgal ve terörü olduğunu bildiğim için Hamas’ı eleştirme konusunda da temkinli davrandım.
Dahası, “Ben Kürtler için istediğimden fazlasını Türk kardeşlerim için istiyorum” dedim ve diyorum. Sen Türkler için istediğini –daha fazlasını istemiyorum– Kürt kardeşlerin için istiyor musun? Ne kadar samimisin bu isteğinde.
Ben hiçbir vakit Türklerin varlığını inkar etmedim, etmeyeceğim de. “Ne mutlu Kürdüm diyene” demedim ve inşallah demeyeceğim. Ben hiçbir vakit bir Türk çocuğunun “Varlığım Kürt varlığına armağan olsun” demeye zorlamadım zorlamayacağım da… Ben hiçbir vakit “Bir Kürt dünyaya bedel” demedim, demeyeceğim de. Ben hiçbir vakit “Kürdistan Kürtlerindir” demedim ve demeyeceğim de… Dahası, Kürtlerin için de yukarıdaki tavrı sergileyenlere karşı tavır takınırım ve onları da Türk faşistleri ile aynı kategoriye koyarım.
ANCAK yukarıdaki ifadeleri Türkler için her gün talim eden birçok insan beni “Kürt milliyetçisi ve hatta “Kürt ırkçısı” diye suçlayabiliyor. Münafıklığın ve ikiyüzlülüğün zirvesi değil mi bu?
Dahası, ırkçı asimilasyon programıyla ana dili unutturulan ve Amerika’ya göç ettikten sonra, aynı politikanın sonucu olarak KüTürkçe konuşan anasıyla telefonda konuşma sıkıntısı çeken bir Kürt olmama rağmen Türkçeye ve ırkçı olmayan Türklere karşı zerre kadar düşmanlık beslemedim. Dahası, Amerika’da devlet okulunda İLK KEZ TÜRKÇE okuttum. Üniversitede Felsefe ve Mantık dersleri veriyordum (hala devam ediyorum), ama kronolojik olarak ikinci dilim olan Türkçeyi ve Türkiye’yi Amerikalılara tanıtmak için ilk, orta ve lise öğrencilerine 10 yıl Türkçe öğrettim. Bunun için, F-tipi emekli vaiz gibi halkın milli ve dini duygularını sömürerek bir lira bile toplamadım. Hiç reklamını yapmadım. Beni yakından tanıyan bazı arkadaşlarım biliyordu o kadar. Zira bazılarını SKYPE yoluyla Arizona’daki öğrencilerimle konuşmaya davet ediyordum… Nihayet yedi ay önce, F-tipi USA aptallaştırma projesinin bir göz boyama ve halkı aldatma aracı olarak kullandığı Türkçe Olimpiyatlarının içyüzünü tartışırken ister istemez videomda sözünü etmek zorunda kaldım. (Aşağıda, en sondaki link)
Anadilini asimilasyon politikasına, kardeşini Türkçülerin kahpe kurşunlarına kaybetmiş (katillerden birisi, İhsan Barutçu şimdi TBMM’de milletvekili! Ben ise Türkiye’ye her gelişimde tutuklanıyorum), hem dışarıda ve hem ceza-evinde faşistlerin çeşitli zulmüne maruz kalan bir Kürt olarak Türklere ve Türkçeye karşı gösterdiğim bu dostluğu eğer hala takdir edemiyorsanız sizde adalet duygusu ve vicdanın zerresi yoktur. Aslında beni suçlamanız yerine benden ve ailemden özür dilemeniz lazım.
Şimdi senden bir ricada bulunacağım:
Hakkımda faşistlerin uydurduğu bu yalanı ve iftirayı propaganda edenlere karşı bu cevabımı bilgisayarına kaydedip ve yeri geldiğinde paylaşsan memnun olurum. Şu video linkleriyle birlikte: