Kuran’a Uygun Hadis Safsatası
Edip Yüksel
“Biz Hadisleri inkâr etmiyoruz! Allah Rasulünün ağzına konmuş yani uydurulan iftiraları kabul etmiyoruz. Kur’an’ın mihenginden geçer not alıyorsa Sahih hadistir; başımızın tacıdır.” Mustafa İslamoğlu
İlk başta anlamlı bir tez gibi geliyor ama üzerinde düşündüğünüzde anlamsız, yararsız ve hatta zararlı bir söz olduğunu anlarsınız…
Bu teze göre milyonlarca kitapta yer alan ve Kuran ile çelişmeyen milyonlarca sayfa da ebedi kurtuluşunuz için başınızın tacı olmalı… Hadis kitaplarının dışındaki milyonlarca kitapta peygambere hakaretler, ilkel yalanlar, hurafeler, cinayetler bulunmadığı gibi Kuran ile çelişmeyen birçok yararlı bilgi vardır… Bu durumda, binlerce harika kitap arasından “uygun” hadis seçmek için hadis kitaplarına sıra bile gelmez.
Bu teze göre, senedine değil sepetine baktığınız ve sepetinden sonra senet uydurduğunuz için, uyduruk hadis kitaplarındaki her güzel sözü, peygamber söylememiş olsa da peygambere yakıştırmalısınız…
Bu teze göre, Kuran’ın yeterli, detaylı ve Mübin olduğunu bildiren ayetlere rağmen yine uyduruk hadis kitaplarından başınızın tacı hadisler seçmelisiniz.
Bu teze göre, en güzel söz (ahsen el-hadis) olan Kuran’da zaten bulunan bir hükümden başka bir hükme sahip olmayacaksınız; yani vaktinizi iftira edilen söz (hadisen yuftera) arasında boşuna sarf etmiş olacaksınız.
Bu teze göre, zina iftirası atan birisinin şahitliğini ebediyen kabul etmememizi emreden kitaba inat, büyük ve korkunç iftiraları peygambere ve arkadaşlarına yakıştıranların şahitliğini ebedi hayatınız için kabul edeceksiniz.
Bu teze göre, tertemiz bir bahçedeki çiçekler dururken, islam ümmetini cehalete, şirke ve zulme mahkûm eden virüslü ve zehirli maddeler içeren hadis çöplüğünden bal toplamaya çalışan sersem bir arı gibi olacaksınız.
Bu teze göre, Allah’ın elçisine en büyük iftiraları yapan, en ilkel yalanları yakıştıran, nebinin düşmanlarının vahiy diye sunduğu hadisleri (6:112-116; 12:111) halâ şerefli raflarda tutacaksınız ve Kuran ayetleriyle birlikte anıp ona ortak koşacaksınız.
Kısacası, halâ “Allah’tan ve ayetlerinden sonra başka hadise mi inanacaksınız?” (45:6) ve “Allah’a dininizi öğretmeye mi çalışacaksınız!” (49:16).