Lawrence Krauss:
Yoktan Var Olan Evren
Edip Yuksel
8 Mayıs 2017
“Sicim teorisine göre her şey mümkündür. Her şey mümkünse bilimsel bir teori değildir. Sonsuz bir evren varsa, her şeyin bir teorisine ihtiyaç duymadığınız böyle bir resim varsa unutun, bir şeylerin teorisine ihtiyacınız var. Sadece sonsuz sayıda evrene ihtiyacınız var … Bu bize kozmik tevazu vermeli. Her şeyi anlamadığımızın farkında olmak… Bill Mahar dün gece bu konuda konuştu. Rick Warren gibi her şeyi anladığını iddia eden kibirli g.t herifler hakkında konuştu … Evren hakkında bildiklerimizin bilmediklerimizden daha az olduğunu itiraf etmeliyiz … Evren hala gizemlidir.” Lawrence Krauss’un konuşmasını dinlerken 49’uncu dakikadan sonra aldığım bir notun Türkçeye çevirisi.
Lawrence Krauss
Youtube’deki Evrim Ağacı kanalında “Yoktan Var Olan Evren (Lawrence Krauss)” başlıklı videoyu dinledim. Çok hoş… Çok güzel şeyler öğrendim Lawrence Krauss’un bu konuşmasından. Lawrence, Tucson’dan yüz elli kilometre ötedeki üniversitede profesör… Ateistlere 19 Soru adlı kitabımı yazarken (şu anda yayına hazırlanıyor) sekiz ay önce kendisiyle tanışmak istemiştim… O zaman üniversitede değildi. Bugün tekrar telefonla aradım; kendisine uzunca bir mesaj bıraktım. Sekreteri Jessica beni bir saat sonra geri aradı. Meğerse konferans için ABD dışındaymış… İnşallah geri gelince görüşeceğim. Tabi ay sonuna kadar bu görüşme mümkün olmazsa NJ’ye taşınacağım için belki görüşüp tartışma fırsatı bulamayacağım…
Lawrence, kozmolojiyi mizah baharatıyla karıştırıp ateizm sosunda kızartarak çok hoş anlatıyor. Aynı zamanda, evrenin başlangıcı konusundaki bilgisi çok az olduğu halde ve bunu defalarca itiraf ettiği halde, evrenin yaratılışıyla veya ortaya çıkışıyla ilgili en önemli soruların çoğunu eğer-meğer ile başlayan koşullu alternatifler ile, “hoşuma gitmiyor ama belki doğru olabilir” ile ve spekülasyonlar üzerinde spekülasyonlar ile geçiştirdiği halde, tanrının olmadığını kesin bir bilgiymiş gibi iddia edebiliyor. Lawrence hani agnostik olsaydı daha makul görürdüm…
Evrenin başlangıcı, doğa yasalarının kaynağı, sonsuzluk ve benzeri konulardaki çok sınırlı bilgiye sahip olduğunu itiraf etmesi takdire şayandır. Ama tüm bu sınırlı ve sorunlu bilgisine rağmen evrenle ilgili ontolojik soruya “tanrı yoktur” diye sarsılmaz bir imanla cevap vermesi büyük bir çelişki…
Böylece, eleştirdiği Rick Warren gibi dogmatik dindarlara benzediğini gördüm… Tabi dindarlar Tanrı adına milyonlarca kural ve yalan uydururken ve bunları başkalarına dayatmaya çalışırken ateist bilim insanlarının yokluk adına doğa yasaları uydurduğuna ve bunları başkalarına zorla dayattığına tanık olmadık. Elbette bu sebeple Lawrence Krauss’u Cübbeli Ahmet, Diyanet İşleri Başkanı veya Papa gibi Tanrı adına yalan uyduran ve tarih boyunca milyarlarca insan için bu dünyayı cehenneme çeviren müşrik din adamlarına milyon kez tercih ederim.
Tüm evreni, yıldızları, atomları, molekülleri, onları yöneten yasaları, matematiği, Richard Dawkins’in ve Lawrence Krauss’un beyinlerini yaratan şeyin “yokluktaki quantum fluctuations” adındaki gizemli varlık olduğunu sanması da ilginçti. Yani tüm varlığın ilk sebebi olan şey, her şeye gücü yeten, herşeyi yaratan, sırrını keşfedemediğimiz gizemli Yokluk Tanrısı idi. Var Eden Yokluk… Tanrıya inanmadığını iddia ediyorsa da atomlar sayısınca tanrılara inanıyor bizim Lawrence. Farkında bile değil… En büyük tanrısı da rastgele evren(ler) ve ateist beyinler yaratan akılsız bir yokluk, yani quantum fluctuations imiş. Ateistlerin buna inanmaktan başka çaresi var mı? “İman ettik yokluğa. Yok’tan geldik Yok’a gideceğiz” 🙂