Noktalı Kurt Yok
Edip Yüksel
25 Eylül, 2005
www.19.org
“Bir kere Kürtlük diye bir ırk olup olmadığı kanıtlanmış bile değil. Bahsettiğiniz şive ise o ayrı ama…” Irem Balcioglu.
Kürtçe bir şive? … ayrı ama?… Noktalı ve büyük harfli Kürt yok. Varlığı ispat edilmemiş bir yokluk kümesinin yok olan bir üyesinin adıdır Kürtçe. Biz yokluğu konuşuyoruz. Kürt yok ama Kürt teröristler var. Kürt yok ama Kürtçe var. Yok, yok, Kürtçe diye bir dil yok. Teröristler Kürt olamaz… Zira teröristler olmayan bir ırka mensup olamaz. Teröristler Türk de olamaz. Olsa olsa kendilerini olmayan bir ırka mensup zanneden psikopat Türklerdir teröristler… Ova Türküne karşı Dağ Türkü… Türkün hakkından ancak Türk gelebilir… Ovadaki Türkler değil, dağdaki Türkler hain olmalı… Zira ovadaki Türkler beyaz Türklerdir…
Kürtçe olamaz; sadece olmayan bir dile gönderme var… Sadece bir şive var. Neyin şivesi bilmiyorum, ama sadece bir şive…. Anlamıyorum, zira saçma sapan bir şive olmalı. Bu şive cok tehlikeli. O şiveyi konuşanların köylerini başlarına yıkıp onları Ankara, İstanbul ve İzmir banliyölerine doldurduk… Ama bu güzelim şehirleri berbat ettiler… O şive hep yasak kalmalıydı… Kürtler dağ Türkleri; ama kalleşler… Karda yürürken kart-kürt diye ses çıkarırmış pis kokulu ayakları… Bizim asil ayaklarımız kaldırımlarda yürürken tark-türk diye ses çıkarır. Kürtler kansızdır; bizim kanımız ise asil ve nar gibi kıpkırmızıdır… Ay yıldızlı şanlı bayrağımızı asil kanımızla biz boyadık… Oraya ayı ve yıldızları biz indirdik… Çanakkale’de düşmanın boynuna biz bindirdik…
Bulgaristan’daki, Kıbrısta’ki Türkler bana Doğu ve Güney Doğu Anadolu’daki Kürtlerden daha yakın. Anlamıyorum bu varlığı olmayan Kürtleri… Yok, bu bir kabus olmalı. U’şu noktalı ve büyük harfli Kürt yok. U’su noktasız küçük harfli kurt var… Noktasız ve kuyruklu kurt kutsal bir yaratık… Uuuuuuuuuuu… Memelerini Ergenekon’da emdiğimiz noktasız ve kuyruklu kurtlar çok asil yaratıklardır… Tozu dumana katarak Orta Asya’nın bozkırlarından anadoluya aslanlar gibi saldıran, Bizansı dokuz kez uluyarak bozguna uğratan bozkurtların torunlarıyız biz… Uuuuuuuu. Ne mutluuuuuuuuu Türküm diyene… Şanli ceddim, şanlı dedem; hep kahraman Türk milleti… İki ileri, bir geri… Türkün olduğu yerde olamaz Kürt illeti.
Bir Türk hala tüm cihana bedel… Ah ne mutluyum… Türkiye Türklerindir; Bulgaristan Bulgarlarin, Yunanistan Yunanlilarin değildir. Toprağını sıksan suheda fişkıracak bu vatanın vatandaşı olmak ne büyük bir nimet… Dünyanın başka ülkelerinde, örneğin Alamanya ve Amerikalarda yaşayanlar hainlerdir, mutsuzlardır… Gögüslerim şu satırları yazarken hindi (turkey) gibi kabarıyor… Karnım açlıktan guruldasa da gögsüm kabarık, başım dik…
Viyanalara kadar dayanan akıncıların, yeniçerilerin aslında ailelerinden zorla koparılıp köleleştirilen Avrupalı çocuklar olmaları umurumda değil. Ah o padişahlar… Ne şanlı insanlardı… Hadım edilmiş Haremağaları tarafından güdülen hatunlar ne kadar zarif ve güzeldiler… Tahtları elmas ve altın işlemelerle ne de görkemliydi… Tanrı’nın yeryüzündeki gölgeleriydiler atalarım… Uç kıtada at koşturup cirit atıyorlardı… O halife-sultanların gölgeleri olmasaydı Tanrı’nın ışığı altında gözümüz kamaşır derimiz kavrulurdu… Gavur icadi matbaayı üçyüzyıl boyunca anadoluya sokmamakla ne iyi ettiler şanlı atalarim… Kanatla uçmaya yeltenen Hezarfen Çelebiyi öldürmekle ne iyi ettiler… Devletin dirliği uğruna birçok veziri boğduran, devletin birliği uğruna kardeşlerini beşikteyken öldüren sultanlar ne yüce… Fuzuli, Nedim, Nefi, Baki gibi nice şairler gerçi Tanrı’nın yeryüzündeki gölgelerine yaranıp ulufeler almak için yarı Arapça yari Farsça şiirler yazdılar ama soyuna sopuna kadar Türktüler… Mevlahum Rumi’nin Rum’una veya tek kelime Türkçe yazmamasına bakmayın, o da Türktü… Rumi hergün Tebrizli şeyhiyle birlikte gögüslerini Ne Mutlu Türküm diyene kabartıyor olmalıydı…
Türk bir soy değil, Türk bir sop değil, Türk bir sap değil, Türk bir hülya değil, bir rüya değil; Türk bir kızıl elmadır. Ne mutlu elma yiyenlere… Noktalı Gökalp’e, ateist Atsız’a selam olsun… Noktalı Kürtler, şu yok olan Kürtler kızıl elma yerine ekşi ayvayı yediler… noktasız ve kuyruksuz kurtlu bir ayvayı… Ne mutsuz noktasız kuyruksuz kurtlu ayva yiyenlere… Ah, şu kahrolası noktalı Kürtler olmasaydı vatanımız barış içinde mimsiz medeniyetin zirvelerinde at oynatacaktı… Yok, yok, noktalı Kürt diye bir şey yok! Biz yokluğu tartışıyoruz…
***
Kurtler ve Turkler uzerinde yapilan tartismalari izliyorum. Bir yandan Turkiye’yi ve devlet politikasini saglikli bir analiz ile degerlendirebilenler diger yandan Turke Turkluk satan irkci bir devletin sacma sapan idelojisiyle karmakaririsik olmus beyinleriyle bu konuda ilkokul duzeyinde bir tartismayi bile beceremiyenler….
Turk hem bir irk ismi oluyor hem de olmuyor. Bulgaristan’daki, Kibris’taki Turkler soydas oluyor; ama Irak’taki Kurtler Marslilardan daha yabancilasabiliyorlar. Ne var ki haklari sozkonusu olunca Bulgaristan’daki Turkler var; ama benzeri haklari sozkonusu olunca Turkiye’deki Kurtler gorunmez bir irk oluyor, dilleri siveye donusuyor…
Cok seye sabrederim, ama irkciligin daniskasini savunduktan sonra kendilerinin irkci olmadigini soyleyebilecek kadar inkar ve cehalet icinde olanlara pek sabredemiyorum.
Turkculuk, Almancilik, Kurtculuk, ve her turlu nasyonalist ve fasist ideolojiler Ademogullarini birbirine dusman eden seytani viruslerdir. Bu viruse karsi mucadele vermek her akilli INSANIN gorevidir.