Osmanlıca veya Şeytanın Yeryüzündeki Gölgesi

Share

Osmanlıca veya

Şeytanın Yeryüzündeki Gölgesi

Edip Yüksel
8 Kasım 2014

2014-12-08 Osmanlıca Yardım edeyim abi Sen direksiyona geç ben iteyim

Yardım edeyim abi. Sen Direksiyona geç; ben iteyim. 🙂

“Osmanlı Devleti’nin seçkin yöneticileri kendi iktidarlarını sürdürebilmek ve bu bağlamda bir karmaşa yaşamamak için “düşünen insanı” yaratma  potansiyeline sahip matbaadan uzak durmayı yeğlemişlerdir… İstanbul’da ilk Türk basımevinin ürünlerini vermeye başladığı 1730’lu yıllara gelinceye kadar geçen 300 yıl içinde Batı’da 1, 5 milyon kitaptan 1, 4 milyar nüsha basılmıştı. Londra’da 1711’de günde ortalama 6500 olan gazete tirajı, 1753’te 20 bine ulaşmıştı. Voltaire’in, 12. Charles’in Tarihi kitabında; ‘İstanbul’da bir yılda yazılanlar, Paris’te bir günde yazılanlardan azdır’ yargısını dile getirmektedir. İlk basımevimizin açılmasından yüz yıl sonra da, 1820’lerde bu yargı hala geçerliydi. … Devletin denetiminde faaliyet gösteren ilk Türk matbaalarında bir yüzyıl boyunca basılan kitap sayısının 180 olması ve Avrupa’daki uygulamaların tersine, 1803 yılına kadar geniş insan kitlelerinin ilgisini çekebilecek dini yayınlara izin verilmemiş olması buna örnektir.” Ali Necati Doğan, Türkiye’de yayıncılık – Osmanlı Devleti’nde kitap yayıncılığı, 7 Ağustos 2009, Milliyet)

Osmanlı sultanlarından herhangi birine kapıkulu, hadım ağası, yeniçeri, meddah, cariye veya reaya olmaya hevesli çakma “Osmanlı Torunları” sayısında büyük bir artışa tanık olduğumuz bir dönemde Osmanlıca ZORUNLU ders yapılmaya çalışılıyor. Osmanlıcanın SEÇMELİ ders yapılmasına karşı çıkmıyorum; aksine bunu destekliyorum.

2014-12-08 Osmanlıca İnsanda yoksa edeb ne eylesin medrese mekteb

İnsanda yoksa edeb. Ne eylesin medrese mekteb. Okusa alim olsa. Yine merkeb, yine merkeb. (Not: Osmanlı kültüründe “edeb yahu” hatta en çok kullanılan ifadelerden biriydi. Edeb, yani sultana, asillere, din adamlarına ve onların kurallarına kayıtsız itaat demekti. Devlete ve statüsko’ya itaatı ilim dahil her şeyin üzerinde tutan bir kültürdü Osmanlı kültürü.

Ancak Osmanlıcaya sıra gelinceye kadar eğitim müfredatında nice büyük eksiklikler ve sorunlar var. Bilim ve teknoloji alanında dünyanın geri ülkeleri arasında yer alan, modern teknolojinin hiçbir grubunda küresel bir başarı göstermeyen Türkiye’nin okullarda fen bilimlerine, kritik ve yaratıcı düşünmeye, İngilizce ve Çince dillerine ağırlık vermesi gerekirdi. Maalesef büyük devlet olmak için büyük saraylar ve büyük AMV’ler inşa etmek, ormanları betonla doldurmak ve Osmanlı döneminde yaşayan sultan/asil sınıfının mezar taşlarını okumak gerektiğine inandırılmış milyonlarca insan var.

Aşağıdaki rakamlar Osmanlı devletinin öğrenime, bilime, kitaplara ve kritik düşünen insanlara düşman olduğunu sergiliyor:

610

“Oku; yaratan Efendinin ismiyle.” ayetinin Muhammed’e indiği yıl.

632

Muhammed tarafından bizzat yazılan Kuran nüshasının tamamlandığı yıl.

1593

İbni Sina’nın Arapça yazdığı El Kanun Fit-Tıbb kitabının ilk basıldığı yıl. Yer: Roma.

1612

İlk Türkçe dil bilgisi kitabı. Yer: Leibzig.

1615

İlk basılan Türkçe kitap. Osmanlı padişahı ile Fransa kralı arasındaki ticaret anlaşmasının Türkçe ve Fransızca metninin yayınlandığı yıl. Yer: Paris.

1630

Kuran’ın ilk Fransızca çevirisinin basıldığı yıl. Yer: Paris.

1640

Kuran basımının ilk gerçekleştiği yıl. Yer: Venedik.

275

Osmanlıca ve Arapça kitap basımının yasak olduğu yılların sayısı.

37

Matbaanın Müslümanlara yasak olduğu 275 yıl boyunca gayr-i Müslim azınlıkların kurduğu matbaa sayısı.

1729

Müteferrika Matbaasına izin verildiği yıl.

17

Müteferrika Matbaasının  ilk 14 yıl içinde bastığı toplam kitap sayısı (11 tarih, 3 dil, 1 coğrafya, 1 fen, 1 askerlik)

1794

Müteferrika Matbaasının kapandığı yıl.

18

Müteferrika Matbaasının  68 yıllık ömrü boyunca yasaklamalar yüzünden fiili çalıştığı yılların sayısı.

29

Müteferrika matbaasının 68 yıl boyunca dini konular dışında yayınladığı kitap başlığı sayısı. Toplam 27 bin.

1802

Osmanlı devleti tarafından açılan ilk matbaa olan Üsküdar Matbaasının açılış yılı.

1803

Kitlelerin ilgisini çekebilecek dini yayınlara izin verildiği yıl.

180

Matbaanın izninden sonra yüzyıl boyunca (1729-1839) basılan Osmanlıca ve Arapça kitap sayısı

1839

Tanzimat (Düzenleme) ilan edildiği yıl.

417

Müteferrika Matbaasının kuruluşundan Tanzimat’a kadar süren 110 yıl içinde basılan eser sayısı.

1844

Nüfus sayımının yapıldığı yıl. (Osmanlı’nın nüfusu 35 milyon olup bunun 21 milyonu Müslümanmış).

536

Nüfusun 35 milyon olduğu zaman Osmanlı’da basılan toplam kitap sayısı.

0,025

Nüfusun 35 milyon olduğu zaman Osmanlı’da kişi başına düşen kitap sayısı. (16. yüzyılda Avrupa’da Osmanlı ve Türkler üzerine çeşitli dillerde çıkan yayınların sayısı 2.463’ü bulur.)

1876

Meşrutiyet ile ilk Anayasa kabul edildiği yıl.

3074

Birinci Meşrutiyet’e kadar Osmanlı’da basılan kitapların sayısı.

1927

İlk Türk basımevinin kurulduğu yıl.

1928

Harf Devrimi

30.839

Milli Kütüphane kayıtlarına göre Osmanlıca (Arap harfli Türkçe) basma eserlerin sayısı.

 

Osmanlı sadece kitap basımını engellemedi; kitap basımına izin verdikten sonra da onları sıkı bir sansüre tabi tuttu. Örneğin, 1858 tarihinde ilan edilen Ceza Kanunu’ndaki üç yasaktan  biri olan 138. Madde yoluyla Osmanlı padişahlarını, memurlarını ve yalakalarını eleştirmek YASAKlanmıştı:

“Devlet-i Aliye’nin emir ve ruhsatıyla açılmış olan matbaalarda saltanatı seniye ve erbabı hükümet ve tebaai saltanatı seniyeden olan bir millet aleyhinde gazete veya kitap ve evrakı muzırre tab ve neşrine mütecasir olan kimselerin iptida bastırmış olduğu şeylerin zaptıyla, derecei cürmüne göre matbaası muvakkaten veya bütün bütün kapattırıldıktan sonra on mecidiye altınından elli mecidiye altınına kadar cezayı nakdi ahzolunu”

Kargacık-burgacık mantık

Bilime ve kitaba düşman, özgürlüğe düşman bir saltanatı idealleştiren cahiller iyice coştu. Örneğin, Ramazan ayında camilerde öpülüp tapılan kılları kutsayan kılperest bir müşrik, hamile kadınları dışarı çıktıkları için ayıplayan Tuğrul İnançer adındaki bir mevlevi müridi TBMM’de şunları söylemiş:

“İnkilap mı? İnkilap ne demek biliyor musunuz ‘Köpekleştirme’ demektir… Bu mübarek Meclis’in çatısı altında söylüyorum. Ne dediğimi de biliyorum ben hukukçuyum. Bir gecede bütün Türkiye’nin kitapları okunmaz hale gelmiştir. Kütüphaneler kapatılmıştır. Eğer yazı Latinize edilmekle adam olunaydı Japonlar o kargacık burgacık yazılarıyla bugüne gelemezdi.”

Atütürk’ün saltanatı ve şeytani hilafeti yıkması sonucu oluşturulan TBMM’yi “mübarek” diye tanımlayan bu adam aynı zamanda o kuruma düşman reaya kültürünü savunuyor. Yukarıdaki “kargacık burgacık” mantık safsatalarını görmek için Osmanlıca yerine Felsefe ve Mantık derslerinin zorunlu olması gerekir. Aksi takdirde, ortalık kıl-ı şerif, sandal-ı şerif, hırka-ı şerif ve onlara tapan salak-ı şerifler ile dolacak ve birkaç yıl geçmeden Şeytanın Yeryüzündeki Gölgesi ülkemizde hortlayacaktır.

2014-12-08 Osmanlıca 9 Eylül 1916 Takvim yaprağı

9 Eylül 1916 Tarihli bir takvim yaprağı

NOT: Osmanlı’yı islam devleti sanıyorsanız lütfen şu videomu seyrediniz:

“Osmanlı islam devleti miydi? 600 Yılık Yalan”

Share