Romalı Celaleddin ve Amerika
Edip Yüksel
10 Mayıs 2013
www.19.org
Sadece Allah için kullanılması gereken “Mevlana” (Sahibimiz) sıfatı yakıştırılan ALLAH dostu olduğunu iddia eden adamın Mesnevisi hezeyanlar ve şirk ifadeleriyle doludur. Örneğin:
2. Cild
EŞCİNSELLİK:
3155.-3160. Beyitler 137-138. Sf.
4. Cild
ALLAH’TAN VAHİY ALIYORUM:
1850-1855. Beyitler Sf. 151
2245. Beyit Sf.178
Ayrıca bknz. Sf. 326
MÜSTEHCEN FIKRA:
Bir Kadın’ın kocasının önünde aşığıyla oynaşmak istemesi
3545-3550. Beyitler Sf. 283
5. Cild
KABAK HİKAYESİ:
Bir Hanımefendi, Bir Hizmetçi ve Bir Eşek… İhtirasın acı sonuçları…
1335-1420. Beyitler 112-118.sf
OĞLANCI HİKAYESİ:
Bir adam ve birlikte olduğu oğlanla sohbeti…
2497-2515. Beyitler 205-207.sf
CUHA’NIN KADIN KILIĞINA GİRMESİ HİKAYESİ:
Mesnevi kahramanı Cuha’nın Kadın kılığına girip Hamamda bir kadına cinsel organını elletmesi…
3340-3425. Beyitler 272-273.sf
KADININ EŞEĞE İMRENMESİ HİKAYESİ:
Bir kadının Eşeklerin çiftleşmelerini izleyip eşeği arzulamasının öyküsü…
3390-3395. Beyitler 277.sf
BABA İLE KIZI ARASINDA CİNSEL İLİŞKİ ÜZERİNE BİR SOHBET:
3716-3736. Beyitler 302-304.sf
BİR CARİYENİN YOLDA KÖLEYLE EVDE SULTANLA MACERALARI:
3831-4025. Beyitler 312-326.sf
MUHAMMED YETER: Edip kardeş, biliyorsun bizim ülkede sapla saman belli değildir. Kimileri sap a saman der, kimileri saman a sap. Ne sap tan yararlanmayı biliriz, ne samandan faydalanabiliriz.
Dün akşam kanallardan birinde önemli bir Konyalı konuşuyordu ve konu elbette ki Celaleddin Rumi idi. (Nam-ı diğer Mevlana) Bu konuda ağzını açan Mevlana’yı Amerika’nın bile tanıdığını oysa bizim O’nu yeterince anlayıp tanımadığımızı söylüyor. Bunu söyleyenlerin çoğunun hallerinden Mevlana’yı okumadığı da anlaşılıyor aslında. Aslında işin ticari boyutunun dini boyutundan önemli olduğunu anlamakta zor değil ama pazarlama din üzerinden yapılınca pazarlamacılar akan suları durduruyor.
Okumadan konuşanların aksine yaşadığı dönemin siyasal koşullarını da irdeleyerek Mevlana’nın bütün eserlerini okumuş biriyim. Ama nedense benim kitaplarında okuduklarımı pazarlamacılar hiç anlatmıyorlar. Önemini ve büyüklüğünü göstermek için de genellikle Amerika’yı referans gösteriyorlar. Amerikalılar çok akıllı insanlar ya!
Senden istirham ediyorum. Bu Mevlana denen adam Amerika’da gerçekten çok ilgi gören ve birçok Amerikalıyı hidayete erdiren birimi? Amerikalılar neden çok seviyorlar bu adamı?
EDİP: Herşeyden önce bu adama “Mevlana” yani “Mevlamız” diye hitap etmiyorum. Zira benim tek Mevlam (sahibim, efendim) Allah’tır.
Romalı Celaleddin’e Amerika’nın marjinal kesiminden ilgi var. Özellikle zengin, artist, sosyete kesimden… Ama benzeri hatta çok daha büyük ilgiyi Budizme, Yeni Çağ dinine de gösteriyorlar. Her şeye ilgi gösteriyorlar… Hatta kırk yıl önce Bahailik de marjinal bir kesimin ilgisini çekiyordu. Niye?
Kilise herkesi tatmin etmiyor. Kiliselerden nefret eden, dini kuralları ve ibadetleri sevmeyen ama içlerinde boşluk hisseden milyonlarca Amerikalı var. Bunların arasında ilgi gösterenler neredeyse hiç yok. Zaten Amerika’da Müslümanlık, genelde atalar dinini sorgulamadan izleyen göçmenler, ve yerleşik kültüre tepki gösteren yoksul zenciler tarafından temsil ediliyor. Sayıları bir milyarı geçen ve kırktan fazla ülkede çoğunluğu oluşturan Sünnilik veya Şiilik hem o ülkelerdeki ilkel, vahşi ve gerici manzaralar hem de Amerika’daki savaş ve petrol sanayilerinin Haçlı ve Siyonist güçlerle birlikte oluşturduğu resmi ve gayri resmi propagandası yüzünden şu yıllar Amerikalıların pek ilgisini çekmiyor.
Kiliselere tepki gösteren bazı Amerikalılar dünyadaki diğer dinleri araştırıyorlar ve hoşlarına gidenleri, sevgiden ve aşktan söz edenler ilgilerini çekiyor. Sevgi ve aşk elbette güzel duygular ve değerlerdir. Ancak, bu kesimin özellikle aradığı sevgi, herhangi bir riski olmayan, bedeli olmayan bir sevgidir. Yani, mallarını yoksullarla paylaşmadan, savaş çığırtkanlarına ve savaş sanayisine karşı mücadele vermeden, mazlumlar için ayağa kalkmadan; sadece sembolik nesneler, hareketler ve sözlerle kendilerine iyi duygular yaşatacak kutsal afyon arıyorlar. Rumi de bu talebe mal arz ediyor.
Ayrıca, Amerika çok büyük bir ülke… Nüfusu 300 milyondan fazla… Ancak Amerika’nın ekonomik, politik, kültürel ve askeri gücüyle birlikte, yani nüfusuna nüfuzu eklenince bu sayının dünyadaki algılanışı 30 milyarı bile aşıyor. Hindistan 1 milyardan fazla ama Amerika’nın yüzde biri kadar etkinliğe sahip değil. Eğer Amerika’da 30,000 Rumi-sever varsa bu sayı Türkiye’den 3 milyon olarak görülüyor! Türkiye’de Rumi’nin ismini istismar eden politikacılar, din adamları ve belediyeler de “Bakın bu Mevlamız öylesine bir deha ki, Amerika’da bile tanınıyor” diyerek yerel markette reklamını yapıyorlar. Amerika’da rağbet gören nice şairler, artistler, papazlar, gurular, politikacılar, mezhepler, tarikatlar ve modalar var ki Rumi’den daha popülerdirler ve Sünni Rumiciler tarafından tasvip edilmezler.
Princeton Survey Research Associates International (PSRAI) tarafından 2007 yılında yapılan araştırmaya göre[1], Amerika’nın yaklaşık %45’i çeşitli Protestan mezheplerine, %24’ü de Katolik mezhebine bağlı. Latin nüfusun artmasıyla Katolik sayısı ve yüzdesi de her yıl yükseliyor. Katolikleri ve Protestanları biliyorsunuz, ama saçma sapan sözler söyleyerek yerlerde yuvarlanan Pentecostal Kilisesinin Amerika’da kaç müridi olduğunu biliyor muydunuz? Türkiye’deki Adıyaman’daki Menzil tarikatını andıran bu mezhebin yüzde 1 ile yaklaşık 3 milyon mukallidi veya müridi var (buradaki tüm yüzdelere çocukları da katıyorum). İşin ilginci, Pentecostal kilisesi tevhid konusunda Sünni ve Şii tarikatlardan daha duyarlı; üçlemeyi reddediyorlar. Amerika’da 2 milyondan fazla Budist, 1 milyondan fazla Hindu var. Amerika’da Meryem’in heykelinden yardım isteyen 75-80 milyon Katolik’i bilirsiniz, ama kristallerin, yani cam parçalarının gücüne inanan yaklaşık 1,5 milyon Amerikalı olduğunu muhtemelen bilmiyorsunuz. Sünni ve Şii nüfusu ise bu araştırmada sadece % 0,6 olarak belirlenmiş; yani 2 milyondan az. Yahudiler ise %1,7 imiş. Rumi-perestlerin sayısı bundan çok daha azdır. Çok olsa ne yazar? Pisliğin çokluğu ne kıymet ifade eder?
Amerika’da yaklaşık 2 milyon üyeye sahip Uniterian Universalist kilisesi ve sadece Kuran’ı izleyen yaklaşık 10 bin müslüman var. Tevhid inancı başta olmak üzere, barış ve adalet konusundaki duyarlılıkları ve çalışmaları ile kanaatimce Uniterian Universalist kilisesi, Kuran’ın övdüğü kitap ehlin profiline sahiptir. Amerika’da kamuda en çok horlanan grup olan ateistler, aslında monoteistlerden ve savaşlara karşı gösterdikleri barışçı tepkiyle takdirimi kazanan Yehova Şahitlerinden sonra Amerika’nın en saygı duyulması gereken kesimini oluşturuyor. Tanrı adına, din adına uydurulan saçma sapan hikâyelere, din adına işlenen sömürü ve rezaletlere karşı doğal bir tepki gösteriyorlar. Ateistler, bir ellerinde “kutsal kitap” diğer ellerinden bayrak sallayarak Amerika’nın yaptığı her işgali ve katliamı destekleyen din ve mezhep liderleri ve onların mukallit ve müritlerinden farklı olarak Amerikan devletinin dünyada işlediği cinayetleri, savaş ve işgalleri desteklemiyorlar; hatta protesto ediyorlar. Princeton araştırmasına göre, hiç bir dine ve tarikata mensup olmayan Amerikalılar ülkenin yüzde 16’ısını oluşturuyor ki yaklaşık 50 milyona tekabül eder. Bunların arasında Ateistler Amerika’nın yüzde 1,6sı ile yaklaşık 5 milyonluk bir nüfusa sahip. Agnostikler yüzde 2,4 ve din konusunda hiçbir görüşü olmayanlar ise %12 ile yaklaşık 36 milyon… Araştırma sorularına cevap vermeyen veya hiçbir şey bilmeyen 3 milyon Amerikalı varmış.
Rumi’nin son yıllarda daha rağbet görmesinin arkasında bir başka faktör daha var. İran Devrimi yüzünden Amerika’ya göç eden, özellikle Kaliforniya’da yoğunlaşan ve sayıları 2 milyona yaklaşan bir İranlı nüfus var. Amerika’daki İranlılar, Hint göçmenleriyle birlikte Amerika’nın en yüksek eğitimli ve zengin kesimini oluşturuyor. (1960’larda Hindistan ile yapılan bir anlaşma üzerine binlerce Hintli doktor Amerika’ya ithal edilmişti). İran asıllı Amerikalıların önemli bir kısmı Rumi’yi seviyor. İslam ile çok az veya hiçbir alakaları olmadığı halde… Rumi’nin zaten Fars olduğuna inanıyorlar. Bu İranlılar Rumi’nin tanınmasına büyük katkıda bulunuyorlar.
Aşağıda konuyla ilgili birkaç haberin linki:
http://www.parstimes.com/news/archive/2005/washfile/rumi.html