Huzeymenin Hurması
Kuran’ı kuşkulara karşı savunmak için Allah tarafından dikkatimiz çekilen Ondokuz sayısı 9:128-129’un Kuran’dan olmadığına tanıklık ediyor.
Kuran’ı kuşkulara karşı savunmak için Allah tarafından dikkatimiz çekilen Ondokuz sayısı 9:128-129’un Kuran’dan olmadığına tanıklık ediyor.
Artık Avutmuyor, Korkutmuyor, Yutmuyor, Tutmuyor Edip Yüksel 12 Ağustos 2012 www.19.org Kürt asiler tarafından kaçırıldığı bildirilen Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün, ailesi ve arkadaşları için sabır diliyorum ve inshallah kendisine zarar verilmeden serbest bırakılır. TC’nin faşist politikasının doğurduğu PKK ile TC ordusu ve polisi arasında 30 yıldır süren savaşın bedeli hem Türk hem Kürt …
Continue reading ‘Artık Avutmuyor, Korkutmuyor, Yutmuyor, Tutmuyor’ »
Tarihi kitaplar kritik olarak incelendiğinde Ebu Hanife’nin hadise itibar etmediği, aklın ışığında Kuran’ı tek kaynak kabul ettiği apaçık bir gerçek. Bu yüzden Buhari’de ondan rivayet edilen bir tek hadis bulamazsın. Cezaevinde şehit edildi… O gün hala önemli bir bölümü muvahhid olan halk içinde bir kahraman olduğu için, yönetici zalimler onun popüler isminden yararlanmak istediler ve onun adına, “talebeleri” diye tanıtılan Ahmed ve Yusuf yoluyla bir mezhep uydurdular…
Cehennemin sonsuza dek yanacağı fikri beni onlarca yıldır rahatsız etmekteydi, fakat ben bu problemimi “Allah Bağışlayandır ve Adaletlidir; O bilmediğim şeyleri bilendir” diyerek bastırdım. Allah elbette bizlerin bilmediği birçok şeyi biliyor. Fakat ya eğer bazı hurafe bilgilerimizi ve yanlış inançlarımızı böylesi bir özür ile gizlemeye çalışıyorsak? Ya Allah’ın bizlere verdiği en mükemmel hediye olan aklımızı, inanan ile inanmayanı ve insan ile hayvanı birbirinden ayıran fonksiyonu kullanmaktan kendimizi men etmekteysek?
Evet, ben dünyanın en mutlu ve özgür insanıyım. Siz de olabilirsiniz. Yeter ki ulaşmak için gerekli olan bedele razı olun, aşık olun!
Ben bir birey olarak, bir çok unsura sahibim. Kendimi, bağlama göre birçok şekilde tanımlayabilirim. Bir homo sapien, bir monoteist, Yahya ve Metin’in babası, bir koca, bir Türk yazar, bir filozof, bir avukat, bir şüpheci, bir mümin, bir demokrat, bir muhafazakar, bir Amerikalı, bir siyasi-aktivist, bir reformcu, bir satranç oyuncusu, bir şair, çok yönlü bir insan, bir Macintosh kullanıcısı, bir öğretmen… ve bir Kürt. Kişiliğimi oluşturan hem çok, hem çeşitli öğelerin arasında bir Kürt olmanın tam olarak hangi sırada olduğundan tam olarak emin değilim, ama son zamanlarda bu benim en önemli özelliklerimden biri durumuna geldi. Neden? Çünkü fark ettim ki, Kürt kimliğim reddedilmekte… Ve aynı kültürü ve mirası paylaşan insanlar, yalnızca Kürt bir ailede doğdukları için katlediliyorlar.
Bir katliam, savaş veya bir insan hakları ihlali kendi içinde münferit bir hadise değildir. Bunlar, bizlerin seçtiği çok daha büyük bir sistemin, bir ideolojinin ve yaşam tarzının parçalarıdırlar. Tüm bu parçalar, kadınlara nasıl davrandığımız, fakire hangi gözle baktığımız, hayvanlara nasıl muamele ettiğimiz, çalışıp değer üreten insanı, dünyayı, ailemizi ve insanlığı nasıl değerlendirdiğimizle birebir ilişkilidir, bağıntılıdır. Bir katliam, savaş veya bir insan hakları ihlali, yaşam tarzımızın bir tezahürüdür, kendi oluşturduğumuz ve bizi çevreleyen sistemin, değerler dizisinin/kendi paradigmamızın nihai bir ürünüdür.
1-10 Harizan 2012 tarihleri arasında Belçika, Hollanda, İngiltere ve Almanya’yı kapsayan söyleşi, konferans, tartışma ve toplantıların listesi.
Kürtaj konusundaki tartışma ”Cenin (fetus) ne zaman bir kişi olarak kabul edilebilir?” sorusu çevresinde odaklanmaktadır. Kimse fetusun yaşamını sorgulamamaktadır. Aslında insanoğlunun her hücresi insanın bütünsel genetik kodunu tasımaktadır. Kişi olmak kuşkusuz özgün genetik koda sahip olmaktan fazlasını gerektirmektedir.
Haksızlığa, hırsızlığa, tekelciliğe, ihtirasa, sömürüye, tefeciliğe, rüşvete, ve tüketici manyaklığına karşı mücadele vermek için hikâye kitaplarından seçmeler yapmak tutarsız bir yöntemdir ve zararlıdır.
Firavunlaşan, zalim çoğunluk ve liderleri, adalet ve barış için şarkı söyleyen mazlumlardan dolayı zulümlerine son vermezler. Yaptıkları zulmün bedelini ödemeleri gerekir… Biraz acı duymaları ve kendilerini değiştirmedikleri zaman daha büyük kayıplar yaşayacaklarını kafalarına zonk etmeli.
Hadis ve Sünnet kaynaklarındaki yüzlerce çelişkiyi, saçmalıkları, palavraları eleştirdiğimizde onların mukallit ve mürit savunucuları bize sürekli olarak şu eleştiride bulunmaktadırlar: “Hadisler olmazsa namazı nasıl kılacağımızı nereden öğreneceğiz?”
4:34 ayeti erkek despotluğunun egemen olduğu yozlaşma döneminde uydurulan hadislerin etkisiyle dört noktada anlam tahrifatına uğramış bulunuyor. Türkçe meallere yansıyan bu hataları sırasıyla analiz edelim:
Kör Saat Gözlemcileri veya Peyniri Koklamak: Evrimde Akıllı Tasarım için Akıllı bir Tartışma Edip Yüksel (Orijinalini İngilizce yazdığım ve Quran: a Reformist Translation kitabının son bölümüne eklediğim, Blind Watch-Watchers or Smell the Cheese: An Intelligent and Delicious Argument for Intelligent Design in Evolution adlı makalemin çevirisidir. Bu makaleyi gönüllü olarak çeviren ve ilk müsveddesini hazırlayan …
Kısacası, Hakk’ın bize gönderdiği Mesaj’a göre, Hakkı adındaki adamın saçmalamaya ve cehennemi seçmeye hakkı vardır; Hakkı’yı bu hakkından mahrum etmek despotluktur, istikbardır. Müslümanlar hem Hakkı’nın hem de onu susturmak isteyen falancacı veya filancacı mukallitlerin inanç ve ifade özgürlüğünü savunurlar ama ne Hakkı’nın ne de hurafeci mukallitlerin karşıtlarını sansür etmeye hakkı yoktur.