Köleler ve Cariyeler
O günün mevcut bir realitesi olan kölelik kurumu Kuran tarafından kaldırılır (4:92; 5:89; 8:67; 24:32-33; 58:3; 90:13). Nitekim bu ayet eşitliği vurguluyor. Bak 60:10.
O günün mevcut bir realitesi olan kölelik kurumu Kuran tarafından kaldırılır (4:92; 5:89; 8:67; 24:32-33; 58:3; 90:13). Nitekim bu ayet eşitliği vurguluyor. Bak 60:10.
Kitabın 200 sayfasından sonrası için konuşamıyacağım, ama ilk 200 sayfası, başında yer alan ve yazara ait olmayan tablo haricinde matematiksel hiçbir değere sahip görünmüyor. Buna benzer ve hatta daha tutarlı bir sürü keyfi veya istatistiksel değere sahip olmayan sayımları Reşad’ın çevirisinin son bölümünde bulabilirsiniz. Hatta çok daha ilginçlerini Reşad’dan sonra elçilik iddiasında bulunan şarlatanların hesaplarında da bulabilirsiniz. Dilerseniz size birkaç örnek gönderebilirim.
Milyonlarca aç insana rağmen çürümeye terkedilmiş milyonlarca ton buğday, kapitalist sistemi “insanlığa karşı suç işlemekten” mahkûm etmek için tek başına yeterlidir. Kapitalist canavarı tarihin çöplüğüne, ikizi olan komünist diktatörlüğün yanına atmalıyız. Her ikisi de mantıkta Hatalı İkilem diye bilinen yöntemi kullanarak dünyayı uzun sure kandırdılar. Kapitalizm, kapital cezayı (capital punishment), yanı ölümü çoktan hakketmiştir. Biraj’ın yukarıdaki son cümlesini kapitalizmin mezar taşına yazabilirsiniz… Özellikle çürümeye terkedilmiş milyonlarca ton gıda maddesinin resmiyle birlikte!
Gerçi hadisler Muhammed peygamber döneminde yazılmadı ama hadis olmadan milyonlarca müslüman nasıl yemek yiyeceğini, nasıl yürüyeceğini, nasıl sakal uzatacağını, nasıl dişlerini fırçalayacağını ve hatta nasıl tüvalete gideceğini bilebilir miydi?
Kör Saat Gözlemcileri veya Peyniri Koklamak: Evrimde Akıllı Tasarım için Akıllı bir Tartışma Edip Yüksel (Orijinalini İngilizce yazdığım ve Quran: a Reformist Translation kitabının son bölümüne eklediğim, Blind Watch-Watchers or Smell the Cheese: An Intelligent and Delicious Argument for Intelligent Design in Evolution adlı makalemin çevirisidir. Bu makaleyi gönüllü olarak çeviren ve ilk müsveddesini hazırlayan …
Quran’ı inkar eden, ona ve daha doğrusu ona ihanet eden Sünni ve Şii mukallitlere olan tepkilerini Mushaf’ı yakma suretiyle ifade eden böylesi inkarcılara nasıl tepki göstereceğimizi Quran’ın kendisi bizi bildirirken, Quran’a saygı göstermeden Quran adına gürültü koparmayı anlayamıyorum. Bak: 4:140; 10:99; 18:29; 88:21-22. Allah bu dünyada, şeytana, müşriklere, ateistlere ve münafıklara seçme ve inanma özgürlüğü vermiş… Bize fiziksel olarak saldırmadıkları ve çocuklarımızı rahatsız etmedikleri sürece bu özgürlüğe mani olamayız, olmamalıyız. Aksi takdirde işte böyle olur. Haçlı Hristiyanlar, Kızgın Ateistler, Emperyalistler kendilerini Müslüman sanan Sünnileri ve Şiileri provoke etmek için bir Mushafı veya Mushaf diye niteledikleri herhangi kalınca bir kitabı alıp yakarlar. Sadece bir düğmeye basarak yüzbinlerce kişiyi boğalar gibi çıldırtabilirler, sokaklara dökebilirler, ülkelerde kaos çıkarabilirler, katliamlara yol açabilirler.
Kesinlikle, sizinle aynı adayı paylaşmak istemem ve hele sizin gibi Firavuncukların idare ettiği bir cehennemde yaşamak istemem. Ancak, sizin gibilerin dünyada kendi cehenneminizi yaratmaya hakkınız olduğuna inanıyorum.
Edip Yüksel’in Türkçe Kuran çevirisi Mesaj’da çeşitli ayetlere düştüğü dipnotlar… Bu dipnotlarda hadis ve sünnet hikayelerine göre anlamları çarpıtılmış ayetler üzerinde teolojik,filolojik ve felsefi tartışmalar yapılmakta..
Yolunda Islamin Hapishanede yazdığım şiirleri içeren ilk kitabım olan Yusuf’un 40’ıncı Emri’nde yer alan bir şiir 1980-1990 yıllarında İslamcı gençlik arasında bir hayli popüler olmuştu. Meğer ben mürted olarak ilan edildikten ve hicret ettikten sonra bile bu şiirim konferanslarda ve yürüyüşlerde okunmuş… İşin ilginci benim fikirlerimi rivayetlerden öğrenerek beni hain ilan eden birçok kişi şiirin …
İlk 7 yazısında ilmi hiçbir açıklama getirmeden keyfi yorum ve aldatmacalarla Mesaj’a saldıran Dücane Cündioğlu son yazısında hem yukarıdan beri psikologlara tez konusu olabilecek karakterini ve hem de ne kadar özgürlükçü (!) ve aydın olduğunu ortaya koymuş; bununla birlikte bizlere bataklığa düştükten sonra çırpınan, çırpındıkça batan adamı oynamıştır…