Artık Avutmuyor, Korkutmuyor, Yutmuyor, Tutmuyor
Edip Yüksel
12 Ağustos 2012
www.19.org
Kürt asiler tarafından kaçırıldığı bildirilen Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün, ailesi ve arkadaşları için sabır diliyorum ve inshallah kendisine zarar verilmeden serbest bırakılır.
TC’nin faşist politikasının doğurduğu PKK ile TC ordusu ve polisi arasında 30 yıldır süren savaşın bedeli hem Türk hem Kürt halkı için çok pahalı oldu ve bu gidişle daha da pahalı olacak… Son zamanlarda MHP ile aynı düdüğü çalan Tayyip ve onun Evetçi takımı maalesef Türkiye’yi daha büyük bir felakete doğru sürüklüyor.
Ben Türkiyeli bir Kürt olarak Türkiye’nin daha çok kan ve enerji kaybetmesine ve hatta yarının Suriye’si olmasına yol açacak bu aptalca politikayı protesto ediyorum. Ben bir Kürt olarak hiçbir vakit PKK’yi desteklemedim, ama PKK’dan daha çok masum insanı, daha çok bebek öldüren, yüzlerce Kürt köyünü yakıp yerle bir eden faşist devlet politikasını da desteklemiyorum.
Birçok Kürt liderini, aydınını, yazarını, milletvekilini evrensel hukuk kurallarını çiğneyerek kaçıran ve hapishanelere tıkayan bir zihniyetin yangına körükle gittiğine inanıyorum. İNSİYATİF her zaman devletin elinde olmuştur. Bir milyona yakın askeri olan, tankları, uçakları, huronları, Amerika ve İsrail ile askeri işbirliği içinde olan TC’nin bir “avuç terörist” bahanesiyle sorunu çözmeyi ertelemesi bir yalandan ibarettir. Benzeri yalanı İsrail’in işgalci ve militarist politikasını sürdürmek için bahane olarak kullandığına yıllardır tanık oluyoruz.
Hürriyet gazetesinde CHP Tunceli Milletvekilini kaçıran PKK isyancıları ile ilgili haberin altına düşülen ve en çok beğenilen okuyucu tepkisi, yaklaşık iki yıl önce Gaza’da yüzlerce evi yerle bir eden yüzlercesi çocuk olan 1400 Filistinliyi öldüren İsrail’i örnek gösteriyor:
BİRKAN KURT 12/08/2012 – 23:46
“ey devlet daha ne beklersin bir askeri için ortalığı yakan israil kadar olamıyoruz yazıkları olsun…”
Türkiye’nin kuruluşunda ilham kaynağı FAŞİST İTALYA idi… “Faşist Mussoloni’ye Selam” ifadesi o zamanlar TC’nin yarı resmi organı Cumhuriyet Gazetesinin ilk sayfasında 8 sütun hayıkırıyordu. Aradan geçen yıllarda ilham kaynağımız biraz değişti. İster Hürriyet okurları gibi itiraf edelim veya sözde müslüman Akitçi-Nakitçi sahtekarlar gibi etmeyelim, TC’nin yeni ilham kaynağı SİYONİST İSRAİL.
Devlet faşist politikasıyla doğurduğu PKK asileri ile masaya oturmak zorunda. Nasıl ki İngiltere İRA ile masaya oturdu, nasıl ki Güney Afrika Cumhuriyeti terrorist ilan ettiği NCA ve MK örgütlerini ve lideri Mandela ile masaya oturmak zorunda kaldı, aynı şekilde TC de er veya geç PKK ile masaya oturacak. Bunu ne kadar geciktirirse o kadar kan kaybedecektir. Belki de ülkenin tam bir iç savaşa girmesi ve bölünmesi tehlikesi ihtimalini güçlendirecektir.
- Artık “Ne mutlu Türküm diyene” kimseyi mutlu etmiyor.
- Artık “Bir Türk dünyaya bedel” Neanderthallardan başkasını avutmuyor.
- Artık “As yüz tanesini Sultan Ahmet meydanına” kimseyi korkutmuyor.
- Artık “Bu ülke Türklerindir” yalanını Türkiye halkının büyük bir çoğunluğu yutmuyor.
- Artık “Türk ve Kürt kardeştir ama Türkler dayatır, Kürtler itaat eder” tutmuyor.
- Artık, “Sizin bazı haklarınızı verdik, artık şımardınız. Hainler! Hot, Zot” kimseyi korkutmuyor.
- Artık, “Bir avuç eşkıyaya pabuç bırakmayacağız, köklerini kuruttuk, kurutacağız!” kimseyi avutmuyor.
- Artık, “Bu ülkenin vatandaşı olan herkes Türktür” ifadesiin başta Türkiye vatandaşı olmayan Kıbrıs Türkleri, Azerbeycan, Bulgar, Uygur Türkleri ve Kürt olduklarçı için yıllarca zulme maruz kalan “Türk vatandaşları” başta olmak üzere pek kimse yutmuyor.
Bu iş PKK ile olmayacaksa TSK ile de olmayacaktır.
Kürt halkının demokratik ve insani isteklerini (federal devlet ve otonomi hakları dahil) Kürt halkına danışarak çözüme kavuşturmak yerine TSK ile engellemek isteyenler PKK’yi daha da güçlendirdiklerini anlamalılar.
Türk-Kürt sorununun tarihini inceleyenler PKK’nin faşist devlet politikasına bir tepi olarak doğduğunu bilirler. Böyle olunca PKK’yi bitirmek istiyorsak, ülkenin tümünü saracak bir iç savaşı engellemek istiyorsak, tam tersi bir politikayı sonuna kadar sürdürmemiz lazım. Bunun için en kısa zamanda PKK’ya barış çağrısı yapılmalı ve masaya davet edilmeli, genel af ilan edilmeli ve federal bir sistemi öngören bir anayasa hazırlamalı.