Balkabağı, Kaplumbağa ve Yoğurt

Share

Balkabağı ve Kaplumbağadan sonra Yoğurt Modeli

 Edip Yüksel
7 Ocak 2013
www.19.org

Kürtler Dışarı

Irkçılığı, Saltanatı, Faşizmi savunmak için Kabak, Kaplumbağa, Habis-i Şerif, Adalet, Konjonktür, Papa modellerinden sonra şimdi de “yoğurt” modeli çıktı.

Türkiye’de Kürtlere yönelik ırkçı politikayı savunmak için faşist rejimin propaganda makinaları bir sürü teoriler, bahaneler ve modeller uydurup geliştirmişler. Her açık ve en alçakça ırkçılık örnekleri eleştirildiğinde bu uyduruk teorileri, bahaneleri ve modelleri öne sürerler. Biri tutmazsa diğerine atlarlar. Tıpkı çekirge gibi…

ONURLU: O sultanların hepsi Allah’a isyan etti, halkına ihanet etti. Zira, Allah’ın öngördüğü seçimle başa gelme yerine soyla sopla, kılıçla topla zorla dayattılar kendilerini. Evet Osmanlı Padişahlarının hapsi firavun!

REAYA: Osmanlı üç kıtada at sürdü. Eğer padişahlık iddia ettiğiniz gibi zalim bir sistem idiyse bunu nasıl becerdi?

ONURLU: Yunan, Roma ve Bizans imparatorlukları da üç kıtada at sürdü. İngiliz krallığı yedi kıtada at sürdü! Buna göre İngiliz kralları Osmanlı padişahlarından daha adaletli ve iyiydiler. Kabak büyüklüğü onun üzüm veya vişneden daha çok vitamin ve kalori sahibi yapmaz.

REAYA: Peki Osmanlı padişahları iddia ettiğiniz gibi zalim idilerse o zaman Osmanlı nasıl olur da 600 yıl yaşardı?

ONURLU: Kabak örneği tutmayınca şimdi de kaplumbağa örneği veriyorsun. Bazı kaplumbağalar yaklaşık iki yüz yıl yaşarlar. Demek ki Osmanlı üç kaplumbağa kadar yaşadı. Uzun yaşamak adaletin delili ise o zaman Roma imparatorluğu Osmanlı’dan iki kat daha adaletliydi. Dahası, seçilmiş halifeler dönemi sadece 30 yıl sürdü.

REAYA: İyi de Fatih Sultan Mehmet kötü birisi olsaydı peygamberimiz tarafından övülür müydü? “İstanbul fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne iyi bir komutan, onu fetheden asker ne iyi bir askerdir” hadisi yalan mı?

ONURLU: Zalim ve sarhoş Emevi sultanlarının propagandacıları onları mehdi ilan etmek için uyduruk hadislerle Mehdi’yi Şam’dan çıkarırken, Abbasi sultanlarının propagandacıları da Mehdi’yi Basra’dan veya Kufe’den çıkarıyorlardı. Halkın dini duygularını gıdıklayıp acemlere düşman yapmak için hadis uyduranlar ve hatta 30’uncu surenin ilk ayetlerinin okunuşunu tahrif ederek bu amaca hizmet edenler İstanbul’un fethini teşvik için de hadis uydurdular. Mucize olarak kendisine SADECE Kuran verilen Muhammed’e bir sürü uyduruk mucizeler yakıştırmadı mı? Parmağıyla işaret ederek ayı ikiye yardığını ve hatta ayın yarısının Ali’nin bahçesine düştüğünü rivayet etmediler mi? Müşriklerin uygulaması olan recim, yani taşla öldürme cezasını hadis yoluyla ayet uydurmadılar mı? O uyduruk “ayeti” Kuran’a sokamayınca da onu kutsal bir keçiye yedirip neshettirmediler mi? Tüm bunları hadis yoluyla becermediler mi? Hem de İstanbul’un fethiyle ilgili hadisten daha “sahih” olduğuna inanılan hadisler yoluyla. Daha nice rezaleti, zulmü ve palavrayı hadis yoluyla peygambere iftira ederek mezheplere sokmadılar mı? Peygamber geleceği bilmezdi. Dahası, sarayda içki meclisleri düzenleyen, kardeş katili, köleci, oğlancı bir firavunu övmezdi. (Örneğin, makalenin sonundaki linklere bak)

Ecdatperestlere ne anlatsan, neyi ispatlasan boş… “Hiçbir millet geçmişini bizim kadar eleştirmez” dedi. Nazileri savunmayı bile suç sayan Almanya’yı örnek verdim; alakasız uyduruk bir farklılık bulmaya çalıştı. Tutmayınca, bu kez ecdadının sağa sola saldırarak fethettiği toprakların genişliğini vurgulayarak kabak modeline atlıyor. Tarihte Osmanlı kabağından daha büyük kabaklar olduğunu hatırlatınca, balkabağı kabak tadı vermeye başlıyor ve oradan “600 yıl hüküm süren” diye başlayan kaplumbağa modeline kaçıyor. Kaplumbağa teorisini daha uzun süre yaşayan kaplumbağalarla çürütüyorsun oradan “ama o zaman her devlet asıp kesiyordu, her devlet bok yiyordu” biçiminde özetlenecek “konjonktür savunmasına” atlıyor. Vicdan sahibi hiçbir insanın savunamayacağı firavunlukları, yani kardeş katli, kölecilik, devşirmecilik, yağmacılık, bilim düşmanlığı, reayacılık, cariyecilik, oğlancılık, despotluk, din istismarcılığı gibi zulümleri savunmak için her uyduruk bahaneye sarılan ve balkabağından kaplumbağaya atlayan, psikopat bir kafa yapısıyla karşı karşıyayız.

Tartışmanın son bölümünden bir alıntı:

EKREM YORUKALİ: Toplumların kendi atalarını, genetiklerini, iklimlerini değiştirme lüksü yoktur. Bugün İzlanda gibi Luteryen bir ülke karışık olmamakla %97 ari olmakla övünüyor atasını reddederek hangi toplum refaha ermiş, selam.

EDİP YUKSEL: Küçücük çocukları boğarak öldüren, yüzlerce kadını köleleştirip cariye diye ırzlarına geçen ve seçilmedikleri halde kendilerini zorla halkın başına padişah ilan eden ve daha nice haltı işleyenler cehennemin dibini boylarlar dostum.

Yahu onlar benim atam değil, senin de atan değil. O paranoyak ve psikopat firavunlar iktidar için çocuklarını, torunlarını boğdular. Geride kalan birkaç paranoyak, psikopat ta Avrupa’ya ihraç edildi.

O sultanlar sizi insan yerine koymadı ki? O sultanlar sizleri REAYA (koyun sürüsü) olarak çağırdı, sizlere KULLARIM diye hitap etti. Yahu biraz onur sahibi olun.

Aşağıda başlığını ve linkini verdiğim videonun altında TC’nin faşist asimilasyon politikasını savunmak için yeni bir model ile karşılaştım:

Edip Yüksel (T) Fatih Sultan Yahudi, Said Kürdi Arap, Fethullah da Ermeni imiş!

http://www.youtube.com/all_comments?v=iWlRx4tLYR4

ALİ TOSUN: Merhaba Edip Bey. Nevruz bayramının sonradan devlet erkânı tarafından suni bir şekilde kutlandığı konusunda size katılıyorum; ancak Kürtler ile İranlıların bayramı olduğu kısmına katılmıyorum. Şuan birçok Türki devlet de kutlanmaktadır. Türki devletlerde Sovyet baskısından dolayı 70 yıl kadar hiç kutlanmadığı zamanlar yaşandı ancak bağımsızlıklarına kavuştuklarında kutlamaya devam ettiler. En nihayetinde bu bir bahar bayramıdır, sevinçtir, berekettir… her toplumda görülmesi gayet normaldir.

EDİP YÜKSEL: Ali kardeşim, bu bayram orijinal olarak Fars ve Kürd bayramıdır. Bayramın ismi de zaten bunu gösteriyor. New Roz… Türklerin bu bayramı kutlaması gayet güzel… Buna sadece sevinirim. Ama bu bayramı Kürt bayramı diye uzun süre yasakladıktan sonra birden bire Türk bayramı yapıp yasağı kaldırmak tamamıyla ırkçı ve kötü bir niyetin ürünüdür. Kürtlerin bayramına bile müsamaha etmeyen faşist bir zihniyettir. Bu zihniyeti teşhis ve mahkum etmek gerekir. Gerisi hikaye.

ALİ TOSUN: Edip Yüksel kardeşim, Türkiye’de yapılan tutumun yanlışlığın farkındayım, bahsettiğiniz gibi uzun süre yasaktı ve kutlamaya çalışanlar yasa dışı gösteri yapmış gibi muamele görürdü. Artık ne olduysa durum öyle bir çark etti ki devlet erkanı ve üniversitelerde kutlanıp şenlikler etkinlikler düzenlendi. Diğer devletler hariç. Örneğin, “yoğurt” kelimesi Türkçe’dir ve birçok dile de böyle geçmiştir. Şimdi diyebilir miyiz ki yoğurt Türk malıdır tescili bize aittir ve kimse yoğurt yapmasın. Selametle.

EDİP YÜKSEL: Şimdi de Yoğurt teorisi 🙂 Güzel kardeşim. Diyelim ki Yunanistan Türk buluşu diye Yoğurdu uzun süre yasakladı. Ancak çeşitli içi ve dış baskılar sonucunda Yoğurda izin vermeye karar verdi. Ama izin verirken de “Yoğurt Yunandır” ifadesinin tüm yoğurtlar üzerine konmasını gerekli gördü. Sen bir Türk olarak bu yoğurtçuluğu hoş görür müsün? Bu yoğurtçular Yunanistan’daki azınlık Türkleri katliamlardan geçirmişler, hapsetmişler, işkence ve hakaretlere maruz bırakmışlarsa… Yoğurdun mayası tutmuyor.

***

http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=13361.0

http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/koseyazisi68036-Tayyipin_Ecdadim_Dedigi_Osmanli_Oglanci_Miydi.html

http://panturkist.blogcu.com/oglanci-osmanlinin-torunlari-bunu-adam-gibi-okuyun-bakalim/4344405

http://blog.milliyet.com.tr/osmanlida-oglancilik/Blog/?BlogNo=148209

http://www.gaziantephaberler.com/detay.php?id=14201

http://blog.milliyet.com.tr/Osmanli_da_Escinsellik_ve_Divan_Edebiyati__1__Bolum_/Blog/?BlogNo=390586

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=10431

http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=13361.0

Share