Adem Baba adlı bir 19’cunun Edip Yüksel’e Yönelttiği Eleştiriler
18 Eylül 2011
www.19.org
ADEM BABA Sık sık sorulduğu halde şu sorulara neden cevap verilmiyor?
EDIP: Kuran’ın “büyüklerden biri” olarak tanımladığı mucizevi bir haberine tanık olduktan sonra onun mesajıyla kendilerini islah eden müslümanlara, müvahhitlere, adalet ve hak erlerine sataşanların iflah bulmayacağını ilan ederek başlıyorum cevabıma.
Sık sık cevap verildiği halde bazıları neden bu mesaja kör ve sağır davranıyor?
SORU 1: 19 araç mıdır, yoksa amaç mıdır? Amaç ise kanıtımız nedir? Araç ise araçlar amaca hizmet etmez mi? Araçlar amacı geri plana itemez, unutturamaz, devre dışı bırakamaz. Araç, amaca hizmet için varsa peygamber, kitap, melek birer araç değil midir? Neden 19’u, tevhidin önüne geçiriyorsunuz? Peygamberler yaşıyor olsalardı, sabah akşam 19’a ve iki ayetin inkarına göre pozisyon alırlardı?
EDIP: Ondokuz, Kuran’ın gaybi bir haberi olarak 14 yüzyıl önceden bildirdiği gibi bu sayıya karşı gösterdikleri tavırları ile “ileri gidenler” ile “geri gidenleri” birbirinden ayıran bir testtir, çağımız insanlarına bir zikradır, bir mesajdır. Kuran’ın en çok tekrarlanan açılış cümlesinin harf sayısından sure sayısına kadar Kuran’ın tüm elementlerini içine alan bu sisteme müminler tanık olmuş ve imanlarını arttırmışlardır, ehli kitaptan bazılarının kuşkuları ortadan kalkmış ve kalplerinde maraz olanlar ile nankör inkarcılar “Allah bununla ne demek istedi?” diye bu sayıya karşı ilgisizliklerini ve anlayışsızlıklarını ifade etmişlerdir. 19 sayısı yüzyıllardır Gizlenen olarak bilinen 74’uncu surede büyük bir ilahi sır olarak kalmış ve Allah’ın izniyle çağımızda “büyüklerden biri” olarak tecelli etmiştir. Allah’ın sınav için seçtiği 19 sayısı muvahhit olduklarını iddia eden münafıkları ve nankörleri ortaya çıkaran müthiş bir mucizedir. Bunun örneklerine her gün tanık oluyoruz.
Paragrafın sonundaki soruna gelince orada kullandığın “iki ayet” ifadesinin gerçekten Kuran’dan olduğuna dair delilin ne? Şu ana kadar 19 sayısına karşı kör ve sağır davrananlar kelle sayılarından başka bir delil sunmadılar o iki cümle için. Senin farklı bir delilin varsa lütfen bize sun.
SORU 2: Amaç, Allah’tan başkasına, kula kulluk etmemek değil midir? Bu amaca hizmet etmeyen bunu ikinci plana her şey reddedilir. İkide bir insanlar kendilerini ispatlamak için, “19 da mucizedir” söze başlıyor. Aksi takdirde, gelenekçilikle veya zebralıkla suçlanıyor. Bu suçlama sözün ve tartışmanın önünü kesmiyor mu?
EDIP: Ondokuz sistemine tanık olanlar tevhid konusunda en hassas olanlardır. İşin ilginci sizin gibi şimdi tevhid konusunda bize vaaz verenlerin büyük çoğunluğu, bu konuyu doğrudan veya dolaylı olarak 19 sistemini keşfeden adamdan öğrendi. Ondokuza karşı allerji duyan ve ondan zebralar gibi kaçan (Kuran, 19’a allerji duyanları öyle tanmlıyor) kişiler biz başka konuda da yazsak konuyu hemen 19’a getirip bizi eleştiriyorlar. Eğer sen gözünü açsaydın benim burada çeşitli konularda astığım her yazının altına 19 sayısına karşı allerjilerini dile getiren bir sürü yorum asılıyor. Sen onları eleştireceğine Kuran’ın bu mesajını, bu sistemini savunanları mı eleştiriyorsun?
SORU 3: 9/128-129 ayetlerini reddedilmesi, kime ne katıyor? 19’a evet diyenler 100’ü, 1000’i bulurken bu ayetleri reddedenler 10 kişiyi bulmuyor? Neden? Çünkü 1400 yıllık geçmişle ilgili açıklama yetersiz kalıyor. Allah 1400 yıl boyunca Kur’an’ı korumasız mı bıraktı?. Her türlü açıklama havada kalıyor. Kimseyi ikna etmiyor. Sayın Edip bey, bu konuda ısrar ederken dostlarının elini zayıflatıyor ve onları ana mesajdan (tevhidden) koparıyor. 3-5 kişi sabah akşam iki ayetin reddiyle ilgili delil ve argüman arıyor. Dostları, bunu hiçbir yerde canı gönülden savunamıyor. Çünkü temelsiz. Onlar 19’u savunabilir, tevhidi savunabilirler ancak iki ayetin reddini savunamazlar. Savunanlar da kuşku içinde savunurlar. Bütün mesele “rahîm” sıfatı mı? Millet, insanlara “rabb” ve “ilah” sıfatını yakıştırıyor, umurumuzda mı? Sizce o ayette Peygamber hakkında “rahîm” geçtiği için mi Peygamber putlaştırıyor? Gerekçe bu mudur? Böyle bir iddia saçmalıktır.
EDIP: Yukarıdaki eleştiriniz bu konudaki cevaplarımızı okumadığınızı veya anlamak istemediğinizi gösteriyor. Aynı şeyleri buraya tekrar alsam yine bir yararı dokunmayacak. Sizin yukarıdaki eleştiriniz sizin 74:6 ayetine inat çoğaltmayı amaç edinenlerden ve çoğunluğu kıble edinenlerden olduğunuz izlenimini veriyor.
SORU 4: 9/128-129 ayetlerini reddedilip reddedilmesini iman-küfür meselesi yapmak kimin haddine! “Bu ayetleri reddetmeyenlerin burda ne iş var” hangi mantıksal veya ahlaki gerekçeye dayanıyor?
EDIP: Ondokuz grubu, 19 sistemine tanık olan muvahhitlerin aralarında tanışma ve görüş alışverişi yaptıkları bir yerdir. İnşallah bu cevabımı astıktan ve senin cevabını aldıktan sonra seni ve senin gibi bu konuyu hazmedemiyen birkaç arkadaşımızı bu gruptan çıkaracağım. Bizimle başka bir sürü forum ve sayfada görüşüp tartışabilirsin.
SORU 5: Allah’tan başka ilahlara karşı mücadele eden biri, Musa’nın veya İsa’nın gönderdiği mucizeleri kabul etmese de, 19’u kabul etmese de Allah’a göre Müslümandır, bu uğurda mücadele ediyorsa mümindir. 19 ile ilgili Kur’anî gerçekler, Kur’an’ın Allah’tan geldiğine tanıklık eder. Yıl 1973… “Allah kitabını koruyacağını vaat etmiştir, onu nasıl koruyacağıyla ilgili değilim, ben onun buyruklarıyla ilgiliyim diyen” kişi, yıl 1974’de 19’la ilgili gerçeklerle ilgilenmese veya kabul etmese de Müslüman’dır. 19 Kur’an’ın korunduğuna tanıklık eder. Ancak Müslüman olmanın veya mümin olmanın ölçüsü 19 değildir ve asla olamaz.
EDIP: Bir ayet/işaret ortaya çıkmadan önce insanlar o ayete tanık olmakla sorumlu olmazlar kuşkusuz. Ancak bir ayet ortaya çıktığı vakit, hele bir test olarak ortaya çıkarıldığı vakit o zaman ona karşı gösterilen tepkiler çok önem kazanır. Semud halkına elçi olarak gönderilen Salih devesiyle ilgili ayeti çevresindeki insanlara bildirince o deveye karşı tavırları iman ve küfür için bir test oldu. Halbuki o testin ilanından önce o deveye karşı tavırları böylesi bir iman ve küfür meselesi değildi. Aynı şey 19 için de sözkonusu. Her ayetin bir zamanı vardır (2:106). Senin kafan 19’a basmayabilir ve bundan sorumlu olmayabilirsin; ama kafan basmadığı halde, anlamadığın halde ona karşı aktif bir mücadeleye giriştin mi haddini aşmış olursun.
SORU 6: Sabah-akşam 19u konuşmaktan kendi hayrınız için vazgeçiniz. 19’u Kur’an’dan kuşku duyanlara anlatın. Kur’an Allah’ın sözüdür diyenlere 19u anlatmak, Peygamber’e veya onun dostlarına Kur’an’ın Allah’ın sözü olduğunu ispatlama girişimlerine benzer.
EDIP: Sen niye buradasın o zaman? Senin derdin ne? Senin beklentilerini tatmin edecek yüzlerce grup var. Dilersen senin gibi 19 konusunda problemli olan arkadaşlarla birlikte ayrı bir grup da açabilirsin. Onlara gitmek yerine sen niye buraya geldin? Senin gibi 19’a allerji duyanlar veya 19 konusunda münafıkça davrananlar buraya uğrayıp 19 hakkında tartışma çıkarıyorlar ve ondan sonra bizi 19’u tartışmakla suçluyorlar! Bravo doğrusu. Sen bir 19’cusun, 19’a mahkum olmuşsun, 19 fitnesi ile cezanı bulmuşsun. Sen Kuran’ın dilini araştırıp tartışan dil uzmanlarına gidip benzeri eleştiriyi yönelttin mi? Aynı şekilde politik konuları tartışanları gidip uyardın mı?
SORU 7: 40 yaşından önce ölenlerin Cennet’e gideceği sözü boş bir sözdür. Edip ve yakın dostları bunu savunamaz. Buna inananların sayısı da 10 kişiyi geçmez. Geçse bile yürekten savunamazlar. Boş bir iddiadır, bunu savunmak saçmalıktır. Allah’a iftiradır. Ne yani 40 yaşına 3-5 ay kala her türlü adiliği işleyenler Cennet’e, 3-5 ay sonra işleyenler Cehennem’e gidecek? Siz kimsiniz? Cennet ve Cehennem’i siz parselliyorsunuz?
EDIP: Alıntılıyorum: “Buna inananların sayısı da 10 kişiyi geçmez.” Yukarıda benzerini tekrarladığın bu ifade senin 19 ile yaşadığın problemin sebebini ifşa ve ilan ediyor. Seni şimdi daha iyi tanıyoruz. Kırk yaş konusunda yönelttiğin eleştiri senin bu konuyu da pek iyi anlamadığını gösteriyor.
SORU 8: 19 ve 9/128-129 konusunu iman-küfür meselesi yapmak, İslam’ın ana mesajını tersyüz etmektir. Kendi hayrınıza temelsiz iddialardan vazgeçin. İman-küfür meselesi, Kur’an’da ancak şirk, küfür ve nifak diye bildirilen konularda olur. Mucizelerin amacı, insanları mucizelere çağırmak, mucizelere inandırmak değil, Peygamberlerin ve onlara gelen vahyin Allah’tan olduğunu bildirmeyi amaçlar. Kur’an’ın Allah’tan olduğunu kabul eden herkes eğer şirk koşmuyorsa başka ilahlara kulluk etmiyorsa Müslümandır.
EDIP: Cevap olarak 74:30-37 ve 26:5-6 ayetleri yeter.