Dış Güçler
Cem Yüksel
22 Haziran 2013
www.19.org
(Milliyet gazetesi yazarı Nagehan Alçının bir yazısına cevap olarak yazılmıştır.)
Ne yazık ki bizim ülkemizde insanların eğitim düzeyi çok düşük olduğu için ve genelde her konuda okumak yerine başkalarından duyarak öğrenmek anlayışı hâkim olduğu için, insanlar bazı konularda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya çalışıyor. Yarım yamalak kulaktan dolma edinilmiş bilgiler sadece gaz etkisi yaratıyor ve bundan öteye de geçemiyor… Hükümet içine düştüğü durumu bin bir dalavera ile toparlamaya çalışırken aynı zamanda kendi oylarını da kaybetmemek için tabanına bazı hikâyeler anlatmak, farklı gazlar vermek zorunda kalıyor… Bu dolduruşlar her zaman ki ecdat dolduruşuyla başlıyor… Ve ecdadıyla şişinen bu kesime bunun ardından büyümemizin, eski Osmanlı haline gelmemizin önünü kesmek isteyen dış güçler var denip, bu eğitimsiz kuru kalabalık coşturuluyor…
Günlerdir gazetelerde Tayyip Erdoğan ve kalemşörlerinin açıklamaları; bu olayları faiz lobisi, büyümemizi gelişmemizi yeni yapacağımız köprü, havaalanı, kanal inşaatlarımızı çekemeyen dış mihraklar yaptı. Yeni havaalanı projemizle, Frankfurt Londra havaalanlarının işini bitireceğimizden İstanbul ana arter nokta olacağından dolayı, Almanya İngiltere bu son olayları desteklemiş… Kendi ihracat gelirlerinin düşmesinden korkmuşlar… Kanal İstanbul projemizle uçucağımız, ona rakip olacağımızdan Amerika bize bir dur demek zorunda kalmış, gibi saçma sapan ipe sapa gelmez çocukların bile inanmayacağı sadece dünya vizyonu yaşadığı yerin 50 ila 100 km çapıyla sınırlı şehirinden, kasabasından köyünden çıkmamış, bir dış ülke görmemiş insanların inanacağı hikayeler anlatıldı duruldu… Buna bir çoğu eklenebilir… Her gün ortaya yeni birşeyler atıyorlar… Suçlu, dış mihrak o kadar çok ki yetişmek mümkün değil…
Hava alanı ve Kanal Istanbul, aman Allah’ım ne buyuk iki proje, özellikle Avrupa ve Amerika bu iki projemize karşı bizim süper güç olmamıza engel olmak istiyorlar. Hayatımda ben böyle bir palavra ne gördüm nede duydum…
Hava alanı nedir? Ne deger üretir uçakların indiği bir alış veriş merkezi olmaktan başka?
Hava alani bir ülke de ne için, ne amaç ile ne beklenti ile yapılır. Ekonominin üreten kesimlerinin vergileri ile halkın işini kolaylaştırmak biraz daha iyi hizmet vermek için yapılır… Hava alanları sadece bizim gibi ülkelerde insanların sömürülebilmesinden, adeta başka bir uzay üssüymüş gibi topluma fiyatlandırmaların yapılabilmesinden, birçok yatırım yapan sermayedarın ilgisini çeker.
Yurt dışında hava alanlarının çoğu kendi masraflarını anca ödeyebilen servis alanlarıdır. Çalışanlar sendikalıdırlar ve sendika şartları çok çok ağırdır… Hava alanı çalışanlarının emeklilikleri bile inanılmaz bir külfettir ekonomiye… Dünyanın en büyük hava alanını da yapsanız, hublarını da kiralasanız ekonomik anlamda size kazandırmaktan çok, hava alanı ihalesini alan firmalara para kazandırmış olursunuz. Onlar yeri yaparlar işletirler ve işlettikleri süre içerisinde de yatırdıkları parayı geri almak için herkesi soymaya çalışırlar… Sadece havaalanı yaptırdık diye havaalanını görmeye gelecek ekstra bir yabancı da olacağını sanmadığımdan ben en çok yerli halkın yeni havaalanında sömürüleceğine eminim… İşin özü kazanan sadece yandaş inşaat firmaları olur boşta duran makinalarına devlet baba iş vermiş olur… Başbakanın dediği gibi, İstanbul’un bir üst olduğu durumunuda varsayalım, bir çok insan uçaktan inip bir diğer aktarmaya gitmek icin İstanbul hava alanını kullanacak diyelim.Bu kişiler en fazla bir terminalden diğer bir terminale giderken bir kahve alırlar, bir kek alır vs… Birazda uçakların inişinden para kazanılsın… Bu da ülke ekonomisini uçuracak değil herhalde… Dünyaya ekonomik bir tehdit olacağını sanmıyorum…
İşin ilginci baltayı taşa vuruyorlar ve Almanya’nın bundan etkileneceğini söylüyorlar…
Almanya hava alanından para kazanma peşinde koşacak kadar küçük bir ülke değil. Dünya da kişi başına en fazla ihracatı yapan ülkedir… Almanya Frankfurt hava alanı trafigi azalacak diye (o da aktarma trafiği) ekonomik olarak çöküşe geçecek mi sanıyorsunuz?
Yani 1,5 trilyon dolar ihracatın bir önemi yok ekonomilerinde… Çok çok Frankfurt’a inen uçak sayısı azalınca o bölgede ki evlerin değeri artar hepsi bu… Bir de boşa adam çıkar bu adamlarda inanın çok daha karlı işlerde çalıştırılır… Bu tip işlerde 3. dünya ülkelerine aktarılır…
Başbakan neden 3 çocuk diyor sanıyorsunuz… Ucuz ırgat lazım yeryüzünün gelişmiş ülkelerine.
Gelelim Kanal Istanbul projesine; Panama Kanalı ki bu sizin bahsettiginiz kanaldan çok daha önemli stratejik konumda bir kanal günde ortalama 30 gemi geçiyor. Ve senelik kazanç ortalama 800 milyon dolar – 1 milyar dolar civarı…
Kanal İstanbul hiç bir zaman Panama kanalının sahip olduğu öneme sahip olamaz. Taşınmak istenen mallar istenirse Akdenize kadar getirilip oradan kara yolu ile de kuzey ülkelerine götürülebilir. Diğer ülkelere satılan petrol ve gaz da boru hatları ile çok kolay taşınabilir.
Yani bizim Panama kanalı kadar bir ehemmiyetimiz yok ve olamaz… Dünyada bir çok gemi panama kanalının ölçülerine uyumluluğu baz alınarak inşa edilir… O boyutta önemli bir kriterdir…
Kanalın yapılması en çok inşaat harfiyat firmalarının işine gelecek bir projedir, ben size isterseniz yapıldığı takdirde hangi yandaş konsorsiyumun bu ihaleyi alacağını da yazayım. Hadi diyelim buradan Türkiye 400 milyon dolar kar etti yıllık. Nasıl olucakta bu 400 milyon dolar Türkiye’yi dünya için bir tehlikeli büyüme unsuru yapacak? Avrupada cirosu 400 milyon dolar olan adını duymadığımız kozmetik markaları var 300-400 çalışanı ile bu ciroları yapan firmalar var. Ne deger üretecek bu kanal ona cevap yok… Maliyeti ne olacak 40 milyar dolar diyen var 50 milyar dolar diyen var… Bilen yok…
Gelelim Avrupa ülkelerine, Tayyip’in o yakalamayı düşündüğü Avrupa ülkelerinin bir gayri safi milli hasılalarına bakmanızı tavsiye ederim… Bir de tabi kişi başına düşen gelire, nüfuslarına ve aynı zaman da adaletli gelir dağılımı endekslerine (gini katsayılarına), yaşam kalite endekslerine, dünyadaki demokratikleşme sıralamasındaki yerlerine, medya özgürlüğü verilerine vs…
Bunların Türkiye dedikleri ekonomi ABD nin Illinois eyaleti (ki iflas etmiş bir eyalettir her kurumu ile) kadar üretemeyen bir ülke… ABD de 50 eyalet var… Bu eyalette bunlardan biri… Diğerlerine girmiyorum bile…
Başbakanın vizyonu sadece yurt dışında istenmeyen işlerin Türkiye ye gelmesine kafi gelen bir vizyon… Başbakan ülkeyi, gemi sökümünde bir numara yapar… Kimsenin istemediği boktan, riskli, sigortasız çalışan gerektiren işlerde… Başbakan hastane açmak ile ülke gelişecek saniyor, vizyon bu kadar.
Amaç hastane açmak değil o hastane de gereksinim olan MR makinesini hastanede gerekli en son teknoloji makinaları üretebilmek onu dışarı satabilmek. Hastane yoksa dört duvardan ibaret olan bir bina. Yapımı sadece yandaş inşaat firmalarını zengin eder… Elin oğlu yeryüzünde doğuştan gelen 10 bin değişik hastalığın genetik incelemesini yapar üniversitesinde ,bunları tespit ederek ilaç firmalarına satarak daha da büyür daha da gelişir.Üniversitesini bir vakıfa dönüştürür.
Bizim başbakan derslik sayısı peşinde. Çünkü yandaş inşaat firmaları ancak bu şekilde gelişir zenginleşir… Bu yüzden başbakanın hükümet sürecine bakarsanız her yıl onlarca üniversite adı altında kolej ayarında olmayan açılmış özel üniversite görürsünüz… Bunun da adı eğitim olur inşaat durmasın yeterki…
En son olarakta şunu söylemek isterim… Hayatı boyunca yaşadığı yer ya da ekonomik durumu yüzünden yada farklı sebeplerle belki hiçbir zaman yapılacak hava alanını ve köprüyü ne görecek, ne kullanacak ve gemisi olmadığı için kanalıda kullanamayacak büyük bir kesimin sadece milliyetçilik, dış güçler, gelişen, büyüyen Türkiye vs… gibi goygoylarla oyunu alabilmek sanırım yanlızca bu hükümete has bir durum:):):)